Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 14 Ekim 2017
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından her yıl düzenlenen IICEC Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nun 8’incisi bu yıl “Global Enerji Yatırımları: Sırada Ne Var?” temasıyla yapıldı.
Forumun açılış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı; IICEC 8. Uluslararası Enerji ve İklim Forumu’nda enerji sektörüne global mesajlar verdi. Foruma ev sahipliği yapan IICEC’in “Küresel enerjinin birleştiği yer” mottosu ile küresel olarak tanınmış bir merkez olmasından mutluluk duyduğunu belirten Güler Sabancı, şunları söyledi:
“Hepinizin bildiği gibi, enerji sektörü ekonomik büyüme ve teknolojik gelişimin belkemiği; toplumların yaşamı sürdürülebilir kılması için kilit rolde. Enerji, küresel emtialar, bir çok endüstri alanı, jeopolitik ve toplumların günlük yaşamsal ihtiyaçlarıyla olan bağı ile küresel alanda en stratejik sektörlerden biri. Sürdürülebilir enerji çözümleri geliştirmediğimiz sürece, toplumların refah içerisinde sağlıklı büyümesini başaramayız.”
KÜRESEL ENERJİ YATIRIMLARININ %90’INDAN FAZLASI ÖZEL SEKTÖRÜN
Küresel anlamda enerji yatırımlarının %90’ından fazlası özel sektör yatırımcıları tarafından finanse edildiğini hatırlatan Güler Sabancı, şöyle konuştu:
“Burada anahtar kelimenin “optimizasyon” olduğunu düşünüyorum. Enerji sektörünün çeşitli stratejik öncelikler, finansal kısıtlamalar, çeşitlendirilmiş enerji piyasası modellemeleri ve sahip olunan en gelişmiş enerji teknolojileri kapsamında optimize edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda enerji arz güvenliği, rekabet ile ekonomik verimlilik ve sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik konularına eşit ağırlık verilmeli.”
Enerji Bakanlğı’nın elektrik tedarik ağının daha fazla çeşitililiği amaçlayan yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan stratejisİ ve doğal gaz tedariğinin gelişmiş güvenliği ve esnekliği konusunda attığı kritik adımların sektör için çok önemli olduğunu belirten Güler Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artması için son zamanlarda atılan adımların bir yandan tedarik güvenliğini artırırken bir yandan da cari açığın azaltılması için büyük önem taşıyor. İlaveten Türkiye’nin mevcut üretim kapasitesinin etkin kullanımı ve yerli linyit kaynaklarımızı modern bir tarzda kullanma çabaları da enerji tedariği güvenliği için kritik öneme sahiptir. Yine son dönemde atılan FSRU ve depolama yatırımları gibi adımlar elektrik tedariğinin güvenliğini oluşturan doğal gaz tedariği güvenlik ve esnekliğinin iyileştirilmesi için doğru zamanda atıldı. Bu kıymetli girişimleri ilerletmek için şunları beslemeliyiz: Doğal gaz piyasasının serbestleşmesi, ön görülebilir doğal gaz fiyatlaması ve küresel ve bölgesel LNG gelişmeleri ile nisbeten avantajlı fiyatların çeşitliliği artırması. Özetle, Türkiye’nin bölgesel doğalgaz dinamiğinde oynadığı rolü büyütme vizyonunu kuvvetle destekliyoruz.”
15 YILDA 90 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
Türkiye enerji sektörünün rekabet odaklı enerji politikalarının yanı sıra, verimlilik, şeffaflık ve enerji sektöründe rekabetçiliğe ilişkin özel sektörün tabloya ve geleceğe olan güveni neticesindeki 90 milyar doları bulan yatırımı sayesinde geçtiğimiz 15 yılda göze çarpan bir büyüme gerçekleştirdiğini vurgulayan Güler Sabancı, şunları söyledi:
“Finansal sürdürülebilirliği sağlamak ve bu stratejik sektörün yaşaması ve Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine katma değer sağlaması için öngörülebilir, rekabetçi ve geleceğe dönük bir enerji piyasasını geliştirmeliyiz. Tüm Ekonominin ve enerji müşterilerinin çıkarlarını destekleyecek şekilde enerji piyasamızın öngörülebilirliği, rekabetçiliği ve verimliliği yönünde pozitif adımlar atılmaya devam edilmelidir.”
Bu konudaki önerilerini sıralayan Güler Sabancı, şunları söyledi: “Arz, talep, maliyet, verimlilik ve teknoloji gibi piyasa dinamiklerine dayalı piyasa fiyatlandırma mekanizmasını kurmalıyız.Bu bağlamda düzenlenmiş enerji tarifelerini kaldırmayı göz önüne almalıyız. Bu, hem rekabeti hem de ülkemizin kuvvetli enerji verimliliği potansiyelini kullanımını sağlayacaktır.”
Enerjiye bağlı problemleri de sadece arza odaklanacak şekilde sınırlandırmamak gerektiğini dile getiren Güler Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonuç olarak enerji verimlilik potansiyelinden ancak işleyen, rekabetçi enerji piyasaları ve herhangi bir sübvansiyon veya sağlıksız fiyat sınırlarının uygulanmaması sayesinde tam olarak istifade edebiliriz.Yeni teknolojiler ve inovatif işletme modelleri gibi geleceğe dönük eğilimler Türkiye için önemli verimlilik ve sürdürülebilirlik kazanımları sunabilir. Bu çözümler daha güvenli, verimli ve rekabetçi enerji geleceği için katkı sağlayabilir. Bu alanlardaki potansiyelimizin daha etkin kullanılması için çaba ve işbirliğimizi yoğunlaştırabiliriz.”
-BAKAN ALBAYRAK-
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, küresel enerji ihtiyacının 2050 yılına gelindiğinde günümüzün yaklaşık 2 katı olmasının beklendiğini belirterek, bu ihtiyacın karşılanması için son dönemde atılan adımların, özellikle enerjide dengelerin büyük oranda değişmesine zemin hazırladığını söyledi. Bakan Albayrak, şöyle konuştu:
“Yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve sürekli inovasyon ile birlikte daha önce ulaşılamayan alanlarda üretimin artık mümkün olması ve yeni enerji kaynaklarının doğuşu, daha önce net ithalatçı olan benzer ülkelerin enerji ihracatçısı durumuna gelmelerinin önünü açtı.
Ekonomik büyümeye paralel enerji talebi artık çok daha yoğun bir şekilde Batı’dan Doğu’ya kayıyor. Çin, Hindistan, Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya ekonomilerinin belirledikleri ve ortaya koydukları büyüme, kalkınma hedeflerine ulaşabilmeleri ve gelişen sanayilerin gereksinimlerini karşılayabilmeleri için enerji kaynaklarını çeşitlendirmeleri, büyük bir önem arz etmeye başladı.”
Türkiye gibi enerjide yüksek oranda dışa bağımlı ülkeler için enerji ihtiyacının uygun bir şekilde karşılanmasının sürdürülebilir bir büyüme için kritik bir değer taşıdığını belirten Bakan Albayrak, şöyle konuştu:
“2002 yılından bu yana Türk ekonomisi yılda yaklaşık %6’lık bir büyüme gösterdi. Peki, bu ekonomik büyüme beraberinde bir enerji talebi doğurmadı mı? Türkiye olarak orta ve uzun vadeli enerji projeksiyonumuzda, arz güvenliğimizi sağlarken ülke olarak karbon izimizi de anlamlı bir şekilde azaltıyoruz. 2016 yılında kurulu gücümüze eklenen kapasitenin %55’ini yenilenebilir enerji kaynakları oluşturdu. Bu yılın ilk 8 ayında devreye aldığımız enerji üretim tesislerimizin de % 64’ü yine yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı tesisler oldu. Türkiye olarak devreye alınan rüzgar enerjisi kapasitesi büyüklüğüne göre 2016 yılında Dünyada 7., Avrupa’da üçüncü olduk.
FATİH BİROL’UN KONUŞMASI
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı ve Sabancı Üniversitesi IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol da konuşmasında 2016’da küresel olarak toplam 1.7 trilyon dolarlık enerji yatırımı yapıldığına işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“2016’da küresel enerji yatırımlarının bir önceki yıla göre düştüğünü görüyoruz. Petrol ve gaz sektöründe de önemli bir düşüş var. Tarihte ilk defa elektrik sektörüne yapılan yatırımlar petrol ve gaz sektörünün ötesinde. Yani; elektrik sektörü petrol&gaz sektörüne göre cazibe teşkil ediyor. Büyük yatırımcılar tabii ki ABD, Avrupa.. Ancak yatırımların yapıldığı istikametlerin başında Çin geliyor. ABD, kaya petrolü üretiminde ciddi bir ilerleme kaydetti ve artış devam edecek gibi görünüyor. ABD’de sadece kaya petrolü üretiminin Irak petrol üretim rakamları düzeyine ulaştı. Kaya petrolünün küresel petrol piyasasında önemli bir hale geldiğini görüyoruz.”
–PROF. CARMINE DIFIGLIO-
Forumda konuşan Sabancı Üniversitesi IICEC Direktörü Prof. Carmine Difiglio ise küresel yatırımların dünya çapında artan enerji talebini karşılaması, daha az emisyon üretmesi ve giderek daha rekabetçi hale gelen küresel enerji pazarında geri dönüş sağlama değeri sağlaması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Ulusal politikaların, yerli kaynakların artan kullanımı ve ithal edilen enerjinin çeşitlendirilmesi yoluyla enerji güvenliğini de ayrıca dikkate alması gerekir. En iyi yerli enerji kaynaklarından biri yenilenebilir enerjidir. Bu, özellikle büyük fosil yakıt rezervlerine sahip olmayan ülkeler için geçerlidir. Bir başka büyük yerli enerji kaynağı da, normalde enerji arzı olarak düşünmediğimiz enerji verimliliğidir. Enerji verimliliği en önemli enerji kaynağımız olabilir, çünkü birçok enerji santrali inşa etmeye veya fazla miktarda petrol ithal etme ihtiyacını ortadan kaldırabilir. Enerji verimliliğini daha çok teşvik etmek için birçok fırsat var.”
Forum kapsamında düzenlenen Global Enerji Politikaları konulu panele ise AB Büyükelçisi Christian Berger, Kolombiya Üniversitesi Global Enerji Politikaları Merkezi Kurucu Direktörü Prof. Jason Bordoff, Total firmasının İklim ve Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ladislas Paszkiewicz, BP Bölgeler Başkan Yardımcısı, Alternatif Enerji CEO’su Dev Sanyal ve Rusya Ekonomi Yüksekokulu Enerji Enstitüsü Başkanı Dr. Vitaliy Yermakov katıldı.