Kategori : BİYOKÜTLE & BiYOGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, KÖMÜR, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 03 Ocak 2019
Rüzgar Enerjisi’nin 2019’daki Durumu
Ülkemizin 2023 yılı hedefleri arasında birincil elektrik ihtiyacının %30’luk bir kısmının yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması maddesi bulunuyor. Rüzgâr enerjisi kurulu gücünün ise 20 GW’a ulaşması planlanıyor. Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyeli iyi olarak adlandırılan potansiyel bölgelerde 48.000 MW, orta olarak adlandırılan bölgelerde de 82.000 MW rüzgar potansiyeli öngörülmektedir. Bugün ise Türkiye’de kurulu rüzgar gücü 6100 MW.
Günümüzde 126 metre çap ve üç kanatlı bir rüzgar türbini ile 5 MW’a kadar güç üretilebiliyor. Dünya’nın ilk 6 MW’lık türbinini Enercon firması gerçekleştirmiştir. 2019’da da yeni tasarımlar ile ekonomik ve mühendislik açısından 10-20 MW’lık rüzgar türbinleri üretmek için kavramsal çalışmalar yapılacak.
2019’da Yeka-2 İhalesi Yapılacak
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları rüzgar enerjisi (YEKA RES-2) kapsamında yaklaşık bir milyar dolarlık yatırımla kurulacak toplam bin megavatlık santraller için seçilen Balıkesir, Çanakkale, Aydın ve Muğla “yüksek rüzgar sınıfı” bölgeleri arasında yer alıyor.
YEKA RES-2 ihaleleri için son başvuru tarihi 7 Mart 2019 olarak belirlenen yarışmalar 4 ayrı bölge için düzenlenecek. Balıkesir, Çanakkale, Aydın ve Muğla’da 250’şer MW’lık rüzgar enerjisi santrali kurulması amaçlanan YEKA RES-2 ihalelerine şirketler konsorsiyum olarak girebileceği gibi yabancı şirketler için de Türk ortak şartı aranmayacak. Türbinlerde % 55 yerlilik aranacak. Yatırım değeri bir milyar doları bulan santrallerde kullanılacak her bir türbinin kapasitesi en az 3 MW olacak.
Projenin kurulum ve yan sanayilerdeki imalat kapsamında dolaylı olarak yaklaşık 3 bin kişilik istihdam yaratması bekleniyor. Tavan fiyatı KWh başına 5,5 dolar/cent’ten açılacak ihaleleri kazanan şirketler için 49 yıl lisans verilecek. İmzalanacak elektrik satış anlaşması kapsamında 15 yıl boyunca üretilecek enerji, ihalede belirlenen fiyatlar üzerinden devlete satılacak.
Böylece, en fazla 60 ayın sonunda ilk elektrik üretimi gerçekleşecek. Kurulacak toplam 1000 MW’lık santraller tam kapasite devreye girdiğinde yılda 3,4 milyar KWh elektrik üreterek, Türkiye’nin 2017 sonu itibarıyla 294,5 milyar KWh olan elektrik tüketiminin yaklaşık % 1,1’ini karşılayabilecek.
Termik Santrallerin 2019’daki Durumu
Halen dünya elektrik üretiminin % 40’ından fazlası kömürden sağlanmaktadır. Türkiye’de kömürle çalışan ve işletmede olan 70 ünite mevcut. Bunun toplam kapasitesi ise 18,5 GW civarındadır.
Devlet yerli kömürden üretilen elektriği 2024 sonuna kadar MWh başına 201.35 ₺’den satın alacaktır.
126,9 Milyon Ton Eşdeğer Petrol olan Türkiye’nin toplam birincil enerji tüketiminde kömürün payı %27,3 olarak gerçekleşirken, kömüre dayalı santral kurulu gücünün 17316 MW ve ülkedeki toplam kurulu gücün %22,1’ini oluşturuyor. Çoğunluğu linyit olan yerli kömüre dayalı kurulu güç 9.437 MW (%12,1) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 7.879 MW (%10) civarındadır. Kömüre dayalı termik santrallerden toplam 92,3 TWh elektrik üretilirken bunun toplam elektrik üretimi içerisindeki payı %33,9 düzeyindedir.
Aday olma aşamasındaki toplam 44 kömürlü santralin 24’ünü linyitle çalışacak kömürlü santrallerden meydana gelmektedir. Durumlarına göre ayrıştırdığımızda ilan edilen beş kömürlü termik santralin üçünü, lisans sürecindeki 26 santralin 14’ünü, lisans alabilen 10 santralin dördünü ve inşa halindeki dört santraldan üçünü linyitli termik santralleri meydana getirmektedir. Bu durum bize devletin uyguladığı yerlileşme politikasının çok sonuç vermediğinin bir göstergesidir. Yerli kömürün maliyetinden dolayı, ithal kömürün hala cazip olduğu görülmektedir.
Şu anda proje aşamasındaki termik santraller devreye alındığında 10 tanesi ithal kaynaklı kömür kulanacak. Kurulu güçleri yaklaşık 8000MW’dır.
17 tanede yerli kömür kaynaklı termik santral projesi mevcut olup bu santrallerin toplam kurulu gücü ise 5300 MW.
Devlet; ithal kömür kullanan santralleri, yerli kömüre davet ederken çalışmayla alakalı ciddi teşvikler verilmektedir.
2019’da da bazı ithal kömür kullanan santrallerde yerli kömür teşviğiyle yerli kömür kullanımına geçmesi beklenmektedir.
Biyogaz ve Biyokütle Enerjilerinde 2019 Yılı Durumu
Türkiye’de biyogaz potansiyeli yaklaşık 25 Milyon kWh düzeyindedir. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, özellikle hayvansal ve bitkisel atıkları ciddi biçimde değerlendirilerek biyogaz üretildiği takdirde doğal gaz tüketimi % 37’ye kadar azaltılabiliyor. Bu da Türkiye için en az 1 nükleer santralin gücüne eşit olabileceği ve Türkiye’nin elektrik ihtiyacının azami % 12’si biyogaz üretimiyle karşılanabilir.
Çöpten üretilen 1 m3 biyogaz ise, dışarıdan ithal ettiğimiz 1 m3 doğalgazın yarısına eşdeğerdir.
Son 10 yıldır Türkiye dışında yenilenebilir bir çok ülkede biyogaz ciddi derecede önem kazandı. Tesisler 5-6 yılda kara geçiyor. Hayvan atıklarının özelliklerine göre uygulanacak olan kompostlama ve havasız çürütme prosesleri enerji ve gübre üretimlerinden elde edilecek gelir kullanılarak kurulacak tesislerinin ilk yatırım giderlerinin 5-6 yıl süre içinde karşılanabilmektedir. Aynı şekilde gazlaştırma prosesi için ilk yatırım maliyetinin geri dönüş süresi enerjinin satış maliyetine bağlı olarak 3.5-5 yıl içinde yatırımlar karlı hale gelebilmektedir.
Türkiye’de ise biyolojik atıkları enerjiye dönüştürmek üzere kurulan tesislerde yılda 81 MWh elektrik enerjisi üretiliyor.
2019 yılında da biyogaz ve biyokütle santralleri için teşvikler ve yatırımlar hız kazanacak gibi gözüküyor.
Rahmi İLTERİŞ – Kocaeli Üniversitesi / Enerji Sistemleri Mühendisliği – rahmi.ilteris@enerjigazetesi.ist
Kaynakça:
https://emlakkulisi.com/guncel/milres-projesi-nedir
https://www.yerliteknoloji.net/
https://www.enerjibes.com/turkiye-biyokutle-santralleri/
https://enerjigunlugu.net/icerik/25125/yerli-komur
http://www.tenva.org/wp-content/uploads/2016/11/TENVA-Komur-RAPOR