Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 30 Ekim 2020
Dünya Sağlık Örgütü’nün “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ettiği Ekim ayında kadınlarda en çok ölüme yol açan meme kanserine yönelik uyarılar sürüyor. Son 20 yılda tüm dünyada vaka sayısı artmasına karşın erken tanıyla ölüm sayısının azaldığı meme kanseri başta olmak üzere diğer kanser türleri için de Covid-19 pandemisinin yarattığı kaygı ve korkular nedeniyle hastaneye başvurma oranları azaldı. Bu durum tanı ve tedavide aksamalara yol açıyor.
Zamanında tespit edilemeyen kanser hastalıklarının ölümcül sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Deveci, pandemi döneminde kanser tanı ve tedavilerinin devam ettirmeleri için kadınlara seslendi:
“Meme kanseri yavaş ilerleyen bir kanser olmasına rağmen bazı türleri çok hızlı yayılır. Haftaların bile önem taşıdığı bu durumda pandemi kaygısı ile hastaneye başvurmamak ciddi sorunlara zemin hazırlar. Erken tanı hem hayatınızı hem memenizi kurtarabilir.”
HEKİMLER GÖREVİNİN BAŞINDA
Doç. Dr. Deveci, Covid-19 pandemisinin vatandaşlarda ciddi kaygı ve korku oluşturması nedeniyle meme kanseri ve diğer kanser hastalarının tanı ve tedavisinde aksamalar yaşandığına dikkat çekti. Yıllar içinde büyük emekler ile elde edilen ulusal kanser farkındalığının bir kenara bırakıldığını, rutin kanser taramalarının askıya alındığını belirten Deveci, “Unutulmamalıdır ki kanser hastalığının tanı ve tedavisi ile uğraşan biz hekimler görevimizin başındayız. Hasta kabulüne devam ediyoruz. Pandemi sürecinin ne kadar süreceğini bilmiyoruz ancak bu durum kanser tanı ve tedavisinde aksamalara yol açmamalıdır” dedi.
KANSER KORONAVİRÜSTEN DAHA ÖLDÜRÜCÜ
Meme kanseri ve diğer kanser türlerinde tanı ve tedavi gecikmelerinin, Covid-19 hastalığına oranla daha hayati sorunlara yol açıp ölüm oranlarını artıracağını belirten Deveci, meme kanserinde erken tanı sayesinde son 20 yılda ölüm oranlarının düştüğünü, memenin de korunur hale geldiğini söyledi.
Farkındalık sayesinde taramaların rutin hale gelmesi, görüntüleme yöntemlerindeki teknolojik gelişmeler, cerrahi prosedürlerin daha profesyonel uygulanması ve tedavideki standartlarının iyileşmesinin hastalığın tanınmasında ve şifa elde edilmesinde katkısı olduğunu belirten Deveci, şöyle konuştu:
“Pandemide yeni normal yaşam süreci başladı. Bu süreçte maske, mesafe ve hijyen kuralları yeniden tanımlandı. Yeni davranış modeli yönetmelikler ile güvence altına alındı. Pandemi yakın bir zamanda sonlanmayacak. Bu sürece alışılması, kurallara ve önlemlere riayet ederek normal yaşama devam edilmesi gerekiyor. Kanser taramaları, takip ve tedavileri ertelenmemeli. Vatandaşlarımız tam teşekküllü tüm hastanelerin, temizlik ve dezenfeksiyon konusunda diğer tüm kuruluşlara göre daha güvenli olduğundan emin olsun. Covid hastası kabulü yapan hastaneler için de bu durum geçerlidir. Poliklinik ve servislerde normal hastalar ve Covid hastaları farklı alanlarda yer almakta ve temas izolasyonuna dikkat edilmektedir. Ne yazık ki aynı izolasyon hastane dışı ortamlarda mümkün olmamaktadır. Hastalarımız korku ve kaygı olmadan hastanelere gelebilirler.”
MEME KANSERLİ HASTA DAHA DİKKATLİ OLMALI
Doç. Dr. Deveci, tüm kanser hastalarında olduğu gibi, meme kanserinde de bağışıklık sisteminde oluşan baskılanma nedeni ile koronavirüse yakalanma riskinin arttığını, bu nedenle kanser hastalarının takip ve tedavileri sırasında maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok dikkat etmeleri gerektiğini hatırlattı.
Kanser tedavisi görenlerin kalabalık ortamlardan uzak kalmalarını ancak düzenli yürüyüşler yapmalarını öneren Deveci, Covid nedeni ile takip ve tedavilerini ertelememeleri, aksamaların hayati riski olduğu uyarısında bulundu. Deveci, kanser tanısı olan hastaların dengeli ve sağlıklı beslenmelerinin bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olmasını sağlayacağını, kaygıdan uzak ve pozitif bakış açısı ile tedaviye devam etmelerinin önemli olduğunu söyledi.
ELLE MUAYENE ve MAMOGRAFİ ÖNEMLİ
Doç. Dr. Deveci meme kanserinin genellikle ağrısız olduğunu ve meme dokusunda sertlik ile ortaya çıktığını, 40 yaş ile birlikte rutin filmler çekilse de her kadının 20 yaş itibari ile kendi kendine ayda bir kez meme muayenesi yapmasının olası bir tümörün erken tespit edilmesini sağlayacağını söyledi.
Uçak yolculuğunda alınan radyasyondan daha düşük radyasyonu olan mamografi sayesinde her yıl hiçbir şikayeti olmayan binlerce kadına meme kanseri tanısı konulduğunu vurgulayan Deveci, şunları söyledi:
“Elle muayene ancak 1 cm ve üzeri kitleleri tespit edebilirken, mamografi henüz kitle haline gelmemiş mikrokalsifikasyon denilen kanser öncülü yapıları tanıyabilmekte ve çok erken dönemde hastalığı tespit edebilmektedir. Yalnız meme kanserinde değil, tüm kanserlerde erken tanı hayat kurtarıcıdır. Meme kanseri erken dönemde tespit edildiğinde meme koruyucu cerrahi yöntemler ile izsiz ve tam estetik sonuçlar alınmaktadır. İleri evre ve çok odaklı meme kanserlerinde memenin korunması ihtimali azalmaktadır.”