Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 20 Ekim 2021
Önde gelen araştırma enstitüleri ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan 2021 Üretim Açığı Raporu, artan iklim hedefleri ve verilen net sıfır emisyon taahhütlerine rağmen hükümetlerin, 2030 yılına gelindiğinde küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için gereken fosil yakıt üretiminin 2 katından fazlasını planladığını ortaya koyuyor.
İlki 2019 yılında kamuoyuyla paylaşılan rapor, hükümetlerin planladıkları kömür, petrol ve doğal gaz üretimi ile Paris Anlaşması’nda belirlenen küresel ısınma eşiğiyle uyumlu küresel üretim seviyesi arasındaki farkı ölçüyor. Aradan geçen 2 yıldan sonra yayınlanan 2021 yılı raporu, üretim açığının önemli ölçüde değişmediğini gösteriyor.
Önümüzdeki 20 yılda hükümetler, küresel petrol ve doğal gaz üretiminde artış, kömür üretimi projeksiyonlarında ise yalnızca mütevazı bir düşüş öngörüyor. Bu planlar ve projeksiyonlar birlikte ele alındığında, küresel ölçekte toplam fosil yakıt üretiminin en az 2040 yılına kadar artacağı görülüyor. Bu durum, sürekli artan bir üretim açığı yaratıyor.
UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, “İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri herkes tarafından görülüyor. Uzun vadede küresel sınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için hala zamanımız var, ancak bu fırsatı hızla kaçırıyoruz. 26. Taraflar Toplantısı’nda ve sonrasında hükümetler, fosil yakıt üretim açığını kapatarak, adil ve eşitlikçi bir dönüşümü sağlamak için hızla harekete geçmeliler. İklim değişikliğiyle iddialı şekilde mücadele etmek bu anlama geliyor” diyor.
2021 Üretim Açığı Raporu, en fazla üretim yapan 15 ülkenin profilin sunuyor. Bu ülkeler arasında Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, Endonezya, Meksika, Norveç, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve ABD yer alıyor. Ülke profilleri bu hükümetlerin büyük kısmının fosil yakıt üretimine yönelik politika desteğini önemli ölçüde sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Raporun baş yazarı ve Stockholm Çevre Enstitüsü’nden bilim insanı Ploy Achakulwisut, “Araştırma açıkça gösteriyor ki uzun vadede küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırma hedefiyle tutarlı olmak için küresel ölçekte kömür, petrol ve doğal gaz üretiminin derhal ve keskin şekilde düşmeye başlaması gerekiyor. Ancak hükümetlerin planladıkları ve destek sundukları fosil yakıt üretim seviyeleri, bu sınırın güvenli şekilde altında kalabileceğimiz seviyenin oldukça üzerinde” diyor.
Raporun ana bulguları aşağıdakileri içeriyor:
Hükümetler, 2030’da küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmaya yönelik sınırdan yaklaşık %110 daha fosil yakıt üretmeyi planlıyor. Bu yüzde, 2°C ısınma hedefindeki sınırın ise %45 üzerinde. Üretim açığının boyutu, önceki değerlendirmelerimize kıyasla önemli ölçüde değişiklik göstermiyor.
Hükümetlerin üretim planları ve tahminleri, 2030’da küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandıracak seviyeyle kıyaslandığında yaklaşık %240 daha fazla kömür, %57 daha fazla petrol ve %71 daha fazla doğal gaz üretimi anlamına geliyor.
Hükümetlerin planlarına göre küresel doğal gaz üretiminde en fazla artış beklendiği dönem 2020 ile 2040 yılları arasında gerçekleşiyor. Doğal gaz üretimindeki bu sürekli, uzun vadeli küresel ölçekte yaşanan artış, Paris Anlaşması‘nda belirlenen küresel sıcaklık artışı eşiğiyle tutarsızlık gösteriyor.
Ülkeler, COVID-19 salgınının başlangıcından bu yana fosil yakıtlara yönelik 300 milyar doları aşkın yeni finansman sağladı. Bu miktarın temiz enerji kaynaklarına yönlendirilen fonlardan daha fazla olduğu görülüyor.
Buna karşın G20 ülkeleri ile önde gelen çok taraflı kalkınma bankaları tarafından fosil yakıt üretimine yönelik uluslararası kamu finansmanı son yıllarda önemli ölçüde düşüş gösteriyor. Çok taraflı kalkınma bankalarının ve G20 kalkınma finansmanı kuruluşlarının üçte biri, fosil yakıt üretim faaliyetlerini gelecekte sağlayacakları finansmanın dışında bırakan politikalar benimsemiş durumda.
Üretim açığını ele almak için gerek hükümetlerin gerekse şirketlerin fosil yakıt üretimi ve sağlanan destekler hakkında doğrulanabilir ve karşılaştırılabilir bilgi sunması önem taşıyor.
Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development, IISD) Kıdemli Politika Danışmanı Lucile Dufour, “Kalkınma finansmanı kuruluşlarının fosil yakıt üretimine yönelik uluslararası desteğini çok geç olmadan kesmesi cesaret veriyor. Ancak küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak amacıyla bu değişikliklerin, fosil yakıtları dışarıda bırakacak somut ve iddialı politikalarla beslenmesi gerekiyor” diyor.
Stockholm Çevre Enstitüsü İcra direktörü Måns Nilsson, “Fosil yakıt üretimi yapan ülkeler, üretim açığını kapatarak ve bizleri güvenli iklim geleceğine yönlendirmek için oynadıkları önemli rolün ve sorumluluğun farkında olmalılar. Ülkelerin yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyon taahhütleri artış gösteriyor. Bu taahhütlerin, verilen iklim hedeflerinin gerektirdiği şekilde, fosil yakıt üretiminde hızlı düşüş gerektirdiğinin de farkına varmaları gerekiyor” diyor.
Rapor, Stockholm Çevre Enstitüsü (Stockholm Environment Institute, SEI), Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development, IISD),Uluslararası Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü (Overseas Development Institute, ODI), E3G (Third Generation Environmentalism) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (United Nations Environment Programme, UNEP) tarafından hazırlandı. Çok sayıda üniversite, düşünce kuruluşu ve araştırma kuruluşunda görev yapan 40’ı aşkın araştırmacı, analiz ve inceleme süreçlerine katkı sağladı.
2021 Üretim Açığı Raporu’na dair görüşler:
“Dünyanın en gelişmiş ekonomilerinin uluslararası kömür finansmanını sonlandırmak üzere yaptığı güncel açıklamalar, fosil yakıtların aşamalı olarak sonlandırılmasına yönelik oldukça ihtiyaç duyulan bir adım. Ancak, bu raporun açıkça gösterdiği gibi, temiz bir enerji geleceğine ulaşmak için önümüzde hala uzun bir yol var. Fosil yakıtlara yönelik finansmanı sonlandırmayan tüm kamu finansman kuruluşlarının yanı sıra, ticari bankaları ve varlık yöneticilerini içeren özel finans kuruluşlarının, enerji sektörünün karbondan tamamen arındırılmasını sağlamak ve herkesin yenilenebilir enerjiye erişim sağlamasını teşvik etmek üzere acilen fonlarını kömür yerine yenilenebilir kaynaklara yönlendirmeleri gerekiyor.”
– António Guterres, BM Genel Sekreteri
“Bu rapor, basit ve etkili bir gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor. Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak istiyorsak, yeraltından petrol ve doğal gaz çıkarmayı sonlandırmamız gerekiyor. Fosil yakıtların arz ve talebini birlikte ele almalıyız. Bu nedenle, Danimarka ile birlikte, fosil yakıt üretimindeki artışı sonlandırmak, bu sektördeki işçilere yönelik adil bir dönüşüm planlamak ve mevcut üretimi kontrollü şekilde azaltmak için Petrol ve Doğal Gazın Ötesinde İttifakı’na (Beyond Oil and Gas Alliance) öncülük ediyoruz.”
– Andrea Meza, Kosta Rika Çevre ve Enerji Bakanı
“2021 Üretim Açığı Raporu, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için fosil yakıt üretiminin büyük oranda düşmesi ihtiyacımızı bir kez daha kesin şekilde ifade ediyor. Bu çağrı doğrultusunda Danimarka, gelecekte petrol ve doğal gaz lisanslama süreçlerinin tamamını iptal etmeye ve 2050 yılına kadar üretimimizi tamamen durdurmaya karar verdi. Kosta Rika yönetimi ile birlikte tüm hükümetleri, benzer önlemleri hayata geçirmeye ve fosil yakıt üretiminin adil ve kontrollü şekilde sonlandırılmasını teşvik eden Petrol ve Doğal Gazın Ötesinde İttifakı’na katılmaya çağırıyoruz.”