Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, NÜKLEER ENERJİ - Tarih : 24 Ekim 2013
Japonya’daki Fukuşima felaketinin üzerinden neredeyse iki buçuk yıl geçti ancak durum iyiye değil daha da kötüye gidiyor. Şimdi de okyanusa sızan nükleer atıkların temizleme çabası, bir başka felakete dönüşüyor.
Nükleer santralin yeraltındaki radyoaktif atık içeren depolarından her gün yaklaşık 400 ton pis su, Pasifik Okyanusu’na sızıyor. Buna ek olarak nükleer santralin işletmecisi olan Tepco şirketi, neredeyse her hafta yeni bir sızıntı olduğunu kabul ediyor.
Felaketin daha korkunç boyutlara ulaşmasını önlemek için yapılabileceklerden biri de santralin tümden sökülmesi. Ancak birçok milletvekili ve nükleer uzmanı, Tepco’nun Mart 2011′deki felakete neden olan hatalarını sürdürmeye devam ettiği görüşünde. Buna göre Tepco hala dışarıdan gelen uyarıları gözardı etmeye, santralin zayıflıklarına gereken önemi vermemeye ve işlerin kötü gitmesi ihtimaline karşı B planı hazırlamamaya devam ediyor.
Tepco şirketine duyulan güvensizlik ve şirketin şimdiye kadar sergilediği birçok ihmal, Japonya’daki merkezi hükümeti de 500 milyon dolarlık bir yardım yapmaya zorladı. Bu yardım sayesinde yeraltındaki radyoaktif atıklı suyun yayılmasını önlemek için “buz duvarları” yapılması da yer alıyor. Tepco’nun başındaki Naomi Hirose ise geçtiğimiz ay parlamento önünde verdiği ifadesinde şirketin temizlik çalışmaları için “cimrilik yaptığını” kabul etmedi ancak şirketin yeraltındaki suyun birikmesi konusunda “büyük oranda hatalı” olduğunu söyledi. Tesiste şu an 90 milyon galon radyoaktif su birikmiş durumda.
Tesisten okyanusa sızan radyoaktif atıklı su, hiç kuşkusuz 11 Mart 2011′deki felaketten daha az zehirli. Bölgenin kısa sürede boşaltılması ve 160 bin insanın taşınmaya zorlanması, orada Çernobil tarzı bir kanser yayılımının yaşanmasını engeller. Ancak okyanusa sızan kirli su, yavaş fakat uzun süreli bir çevre felaketine neden olacak, Japonya’nın doğal hayatı ve besin zinciri açısından birçok olumsuz sonuç doğuracak.
Kaynak: Enerji Enstitüsü