Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 09 Aralık 2014
Bu yazımızda büyük halka açık şirketlerin milyonlarca Türk Lirası’nı bulan enerji alım ihalelerinin nasıl yapıldığını göreceksiniz. Ne yazık ki şirketler bu konuda taş devrindeler. Belki bu iyimser bir açıklama oldu. Şeytanın avukatlığını yapmak istemiyorum ancak bu kadar büyük şirketlerin böyle bir hatayı yapması kabul edilemez. Kendilerine soru sorduğumuzda da neredeyse tamamı sessiz kalmayı tercih ederek bizi doğrular nitelikte tavır almışlardır.
Ekonomik büyümenin ve medeniyetin olmazsa olmazlarından olan elektrik hizmeti zorunlu bir kamu hizmetidir. Son dönemde tamamlanan serbestleşme süreci ile Türkiye elektrik enerjisi sektörünün yapısı önemli ölçüde değişmiştir. Rekabet son derece kızışmasına rağmen her geçen gün kurum, kuruluş ve tüketicilerin mağduriyetleri artmaktadır.
Enerji alımını yapan personelin yetkinliği ve piyasa oyuncuları tarafından satış sonrası hizmet becerisinin ön plana çıktığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Ayrıca yine bu dönemde yeşil enerji, karbon politikaları, enerji verimliliği gibi konular şirketler tarafından gündeme alınmaya başlamıştır.
Rekabet seviyesi her geçen gün artan Türkiye’de elektrik piyasasında alınabilecek indirimler için çok daha geniş imkânlar bulunmaktadır. Değişime ayak uydurup fırsatlardan en üst seviyede yararlanmayı amaçlayan işletmeler maliyetlerini düşürebilmektedir.
Buna rağmen bazı şirketler rekabetin kendilerine getirdiği imkânları görmezden gelebilmektedir. Birçok büyük şirketler grubu ve holdingin kendine ait elektrik üretim, dağıtım ya da toptan satış şirketi vardır. Bunların yine aynı bünye içindeki şirketlerin enerji teminini bu enerji şirketleri üzerinden yapmaktadır. Aslında ilk başta her şey gayet normal gibi görünüyor. Ancak detaylı inceleme yapılırsa dışarıdan aynı enerjiyi temin ettiklerinde daha avantajlı fiyatlar bulanabilmektedir. Aslında halen birçok kişinin “İyide ne var bunda?” dediğini duyar gibiyim. Sonuçta bir cepten çıkan para diğer bir cebe girmektedir. Buraya kadar bizimde bir itirazımız yok. Ancak hisseleri borsada işlem gören bir işletmenin enerji alımını şeffaf olmayan ve rekabetten uzak bir şekilde kendi bünyesindeki enerji şirketinden temin etmesinin yatırımcısını zarara uğrattığı aşikârdır. Bu durum bizce Sermaye Piyasası ve Rekabet Kanunu’na aykırıdır.
İşletmelerin kar sağlama güdülerine saygı duyuyoruz ancak halka açılmış şirketlerin ya da kamu kurumu niteliğindeki kurumların elektrik alım ihalelerini belli standartlara göre yapmalıdır. Eğer kuruluşunuzu halka açmışsanız yaptığınız harcamaları istediğiniz şekilde yapamazsınız. Aslında konu çok daha sakıncalı durumlara gidebilir. Biz burada sadece enerji alımını gündeme getiriyorken aslında birçok hizmet rekabetten uzak bir şekilde yine kendi bünyesinden karşılanmaktadır.
Örneğin holding bünyesinde bir banka varsa o holding ile çalışmak için holdinge ait olan bankada bir hesabınızın bulunması şarttır. Bu kadar büyük şirketlerin ticari araç filosuna ihtiyacı olacaktır. Holding bünyesinde bu tarz bir şirketi olan bir kuruluşa araç kiralayabilen kaç firma vardır? Bunun gibi birçok örnek sıralanabilir. Bilgi Edinme Kanunu kapsamında kamu bankalarına sorduğumuz sorularda bazı bankaların enerji alım ihalelerinin şeffaf şekilde yapılmadığı görülmüştür. Bu bankaların enerji alım ihalelerini göremez duyamazsınız. Zaten pek sık tedarikçide değiştirmezler.
Konu hakkında KAP listesinden birçok yetkiliye sorular sorduk. Bu sorularda enerji alım ihalesini ne şekilde yaptıklarını ve son beş yıllık tedarikçisinin kim olduğu yönündeki sorularımıza şeffaflık ilkesi doğrultulusunda cevap vermelerini rica ettik. Ancak bazı şirketler hiç cevap vermediği gibi bazıları da yaptıkları uygulamaların kanuna aykırı olmadığını belirttiler. Bunun, bir şekilde suçu kısmen kabullenmek olduğunu düşünüyoruz. Çoğunluğu ise hiç cevap vermedi.
Sık değişen enerji mevzuatı işletmelerin satın alma, hukuk ve finans departmanlarının danışmanlık hizmeti almalarını mecbur hale getirmektedir. Ancak birçok şirket düzenlenen enerji faturalarını okumayı bile bilmemektedir. Tedarikçi sözleşmelerine konulan gizli maliyetler avukatların anlayabileceği hukuk mevzuatından çok uzaktır. Dolayısı ile birçok işletme çoğu zaman uğradıkları kaybın farkına bile varmamaktadır.
Türkiye elektrik piyasasın da süregelen yapısal dönüşüm ile işletmelere ve tüketicilere seçme özgürlüklerinin temini ve verimliliğin artması hedeflenmelidir. Yeni ticaret fırsatlarının araştırılması işletmelerin karlılığını arttıracaktır. Elektrik kullanıcılarının son derece etkin bir şekilde değişen piyasa koşullarına hızlı bir şekilde adapte olmalıdırlar. Ülkemiz kuruluşları önümüzdeki dönemde bu hedefe yönelik politikalar geliştirmelidir.
Bülent Çebin
Tüketici Güvenliği Derneği
Enerji Komisyonu Başkanı
Kaynak: Enerji Enstitüsü