Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, PETROL ve AKARYAKIT SEKTÖRÜ - Tarih : 30 Temmuz 2015
Rolf Wenkel / Deutsche Welle
Brent tipi Kuzey Denizi petrolünün varil fiyatı temmuzun son haftasında yüzde iki oranında gerileyerek mart ayı seviyesine indi. Rolf Wenkel ham petrolün bir yılda yüzde 50 oranında ucuzlamasının nedenlerini araştırdı.
Ham petrol yıllardır ucuzluyor. Nükleer anlaşmazlığın giderilmesinden sonra İran’ın yeniden piyasaya çıkmasının fiyat baskısını arttıracağı sanılmıyor. Petrol, bütün dünyada arzın talebi aşması dolayısıyla ucuzluyor.
Alman petrol şirketleri federasyonundan Aleksander von Gersdorff, “Hampetrol anormal oranda ucuzladı. Brent tipi petrolün varil fiyatı bundan bir yıl önce 110 dolar iken şimdi 55 dolarda seyrediyor. Yani petrol bir yılda tam yüzde 50 oranında ucuzlamış”, diyor.
Aleksander von Gersdorff İran daha tek damla petrol ihraç etmemişken Batı Teksas tipi hampetrolün varil fiyatının 50 doların da altına düştüğünü hatırlatıyor: “Bunda iki faktör rol oynuyor. Çin ve ABD. Beklenildiğinin aksine Amerika’nın petrol üretimi azalmıyor, hatta yeniden 1970’li yıllardaki seviyeye çıkmış bulunuyor.”
Arz talebi geçince fiyat düştü
ABD geçen yıl petrol üretimini yüzde 16 oranında arttırıp 516 milyon tona çıkararak, Suudi Arabistan ve Rusya’nın ardından dünyanın üçüncü petrol ülkesi durumuna geldi. Amerikan petrolünün yarısı hidrolik kırma denilen pahalı ve tartışmalı yöntemle çıkarılıyor. Von Gersdorff büyüme hızının düşmesinin Çin’in petrol talebine de yansıdığını belirtiyor: “Çin ekonomisinin büyüme hızı tahminlerin gerisinde kaldı. Bu ekonomik daralma anlamına gelmez ama hesaplar daha yüksek büyüme oranına göre yapılmıştı. Bunun Çin’in petrol talebi üzerinde etkili olması kaçınılmazdı.”
Rusya ve Brezilya gibi diğer genç sanayi ülkelerinde de ekonomi teklemeye başladığı için enerji ihtiyacı azalıyor.
Aynı zamanda Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı OPEC de farklı bir strateji izlemeye başladı. OPEC karteli eskiden üyelerinin üretimi teknik kapasitenin altına düşürmesi sayesinde arzı kısıp varil fiyatının artmasını sağlayabiliyordu. Ama OPEC artık eskisi kadar güçlü değil. Yılda 1,7 milyar tonla küresel üretimin sadece yüzde 40’ını karşılayabiliyor. Ancak, von Gersdorff’un da dediği gibi, OPEC yine de önemli rol oynuyor. Kartelin planlı olarak arzı arttırıp rakiplerinin fiyat rekabetine ne kadar dayanabileceğini sınamaya çalıştığı söyleniyor.
Petrol rezervi büyüyor
Aynı zamanda küçük OPEC üyelerinin başlıca gelir kaynağı olduğu için petrol fiyatının artması ihracatçı ülkelerin işine gelir. Eskiden fiyat istikrarını sağlamak için üretimi düşüren Suudi Arabistan şimdi var gücüyle petrol çıkarıp satıyor. Günde on milyon varil petrol üreten Suudi Arabistan’ın, ABD ve Kanada’daki hidrolik kırma yöntemiyle çıkarılan yüksek maliyetli petrolü piyasadan kovmak için varil fiyatını düşürmeye çalıştığı tahmin ediliyor.
Arz artışı ve talebin gerilemesi dışında rol oynayan başka faktörler de var. En azından sanayi ülkeleri petrol tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı ortadan kaldırdı. Petrol şirketleri federasyonu sözcüsü von Gersdorff büyüme ile petrol tüketimini birbirinden ayırmanın teknolojiyle mümkün olduğunu söylüyor: “Almanya az da olsa ekonomik büyüme kaydediyor. Benzin sarfiyatı ise yılın ilk yarısında yüzde iki oranında geriledi. Benzin ve mazotun randımanı sürekli artıyor. Ama bütün dünyada bu böyle değil. Küresel enerji ihtiyacının önümüzdeki 20 yılda yüzde 35 ila yüzde 50 oranında artması bekleniyor.”
Von Gersdorff artan enerji ihtiyacına paralel olarak küresel hampetrol rezervinin de artmasının aslında mucize olmadığını şöyle izah ediyor: “Günde 90 milyon varil tüketilmesine rağmen global hampetrol rezervi azalacağına artıyor. Bunda Atlantik’in her iki yakasında yeni rezervlerin bulunması kadar, teknolojik ilerleme de rol oynuyor. ABD ve Kanada da ileri teknolojilerden yararlanıyor. Kanada klasik yöntemlerin dışındaki metotlarla günde 3 milyon varil petrol çıkarıyor.”
Kaynak: Enerji Enstitüsü