Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 23 Ağustos 2015
Schneider Electric Enerji Verimliliği Müdürü Mahmut Dede, ülkelerin enerji politikasının siyasi politikalarını belirlediğini altını çizerek, “Enerji kullanımı, dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biri” dedi.
Sanayide Enerji Verimliliği konulu İstanbul Enerji Verimliliği Merkezi (İSTEVM) Projesi kapanış toplantısı, dün Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde yapıldı.
Schneider Electric Enerji Verimliliği Müdürü Mahmut Dede toplantıda yaptığı konuşmada, ülkelerin enerji politikasının siyasi politikalarını belirlediğini altını çizen Dede, “Enerji kullanımı, dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biri” dedi. Dede, Uluslararası Enerji Ajansı’nın dünyada enerji tüketiminin 2050 itibarıyla 2 katına çıkacağını tahmin ettiğini belirtti. Bu paralelde karbon gazlarının 2 katı oranında azaltılmasının hedeflendiğini aktaran Dede, enerji arz tarafında yenilenebilir enerjiye dönük önlemler alınması gerektiğini söyledi. Dede yenilenebilir enerji alanında teknolojinin yeterince gelişmemesinden dolayı sıkıntılar yaşandığını da sözlerine ekledi. Talep tarafında ise, enerji verimliliğinin öne çıktığını ifade ederek, bu konunun “en yerli, ucuz, en kolay ulaşılabilen, en hızlı şekilde kullanılabilen ve yenilenebilir bir kaynak olduğunu belirten Dede, enerji verimliliğinin önemli bir istihdam alanı olduğuna da dikkat çekti: “Bütün dünyada daralan bir istihdam piyasası mevcut. Krizler ve iklim değişikliğinin getirdiği sektörel değişimler talebin azalmasına yol açıyor. Yeni iş alanlarına ihtiyaç var. Avrupa’da petrol sektöründe çalışan 120 bin kişiden 20 bin kişinin işlerini kaybedeceği hesaplanmaktadır. Gaz ve nükleer elektrik üretimindeki durağan istihdam eğiliminin devam edeceği düşünülmektedir. Kömür sektöründe yüzde 50 istihdam azalması beklenmektedir. Diğer sektörlerden enerji talebinin azalması sonucunda Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji alanlarında yeni işler ortaya çıkacaktır” şeklinde konuştu.
“Türkiye enerjiyi verimli kullanamıyor”
Toplantıda konuşan İSO Çevre ve Enerji Şubesi Müdürü ve İSTEVM Proje Koordinatörü Erbil Büyükbay, Türkiye’de kişi başına enerji tüketiminin Japonya’nın yaklaşık olarak üçte biri iken, enerji yoğunluğunun ise, 2.7 katı olduğunu belirtti. Türkiye’de enerji yoğunluğunun yüksek olduğuna dikkat çeken Büyükbay, “Enerji verimli kullanılmamaktadır” dedi.
Büyükbay, İstanbul Enerji Verimliliği Merkezi’nin kurulma amaçlarını sanayi ve üniversite işbirliği, firmaların enerji verimliliği potansiyellerinin belirlenmesi ve ihtiyaç duyulan araştırmaların yapılmasının sağlanması olarak sıraladı.
Büyükbay gerçekleştirdikleri etütler sırasında, seçilen 10 sanayi tesisinin tasarruf potansiyeli teknik ve ekonomik boyutlarıyla belirlendiğini belirterek, ön etüt için işletmedeki girdi, atık, kayıp/kaçak verimsizlik israf ve enerji yönetim profili gibi etüt profillerinin belgeler, görüşmeler, gözlemler ve noktasal ölçümler yardımıyla analiz edildiğini söyledi. Enerji verimliliği finansman yöntemleriyle ilgili bilgi verildiğinin de altını çizen Büyükbay, “Kompresör atık ısı geri kazanımı, elektrikli motorlarının verimli olanlarıyla değişimi, verimli aydınlatma sistemi önerileriyle firmalara yaklaşık olarak yüzde 10-30 arasında değişen oranlarda verimlilik potansiyeli belirlenmiştir” dedi.
Büyükbay firmalarda enerji yönetiminin yapılmasının önemini vurgulayarak yapılması gerekenleri şöyle vurguladı: “Ölçme ve izleme sistemleri yaygınlaştırılmalı. İstihdam edilen enerji yöneticileri gerçek anlamda enerji yönetimi yapmalı ve bu konuda yetkilendirilmeli. Enerji yönetim standardı olan ISO 50001’in yaygınlığı kanunla sağlanmalı. Üst yönetimin desteği için örnek projelerle bilinç artırılmalı. Teşvik mekanizmalarının hayata geçmesinde, enerji yönetim standardına uyumluluk zorunlu hale getirilmeli.”
“Hiç yatırımsız yüzde 10 oranında enerji tasarrufu”
Toplantıda konuşan Vat Enerji A.Ş. Genel Müdürü Altuğ Karataş’da enerji verimliliğinin, tüketilen enerji miktarının, üretimdeki miktar ve kaliteyi düşürmeden, ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden en aza indirilmesi anlamına geldiğini belirterek,“Daha geniş bir ifade ile enerji verimliliği; gaz, buhar, ısı, hava ve elektrikteki enerji kayıplarını önlemek, çeşitli atıkların geri kazanımı ve değerlendirilmesi veya ileri teknoloji ile üretimi düşürmeden enerji talebini azaltması, daha verimli enerji kaynakları, gelişmiş endüstriyel süreçler, enerji geri kazanımları gibi etkinliği artırıcı önlemlerin bütünüdür” dedi.
Karataş, Türkiye’nin hızla kalkınmakta olan ve nüfusu artan bir ülke olması nedeni ile enerji tüketiminin hızla arttığına dikkat çekerek, “Enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ı sanayi tesislerinde ve endüstriyel işletmelerde gerçekleşmektedir. Değişik sektörlerde gerçekleştirilen enerji denetleme çalışmaları neticesinde, sanayi tesislerinde ve endüstriyel işletmelerinin yüzde 95’inde yüzde 5ile yüzde 40 arasında enerji tasarrufu potansiyeli vardır. Hiç yatırımsız veya az yatırımlı önlemlerin uygulanması ile asgari yüzde 10 oranında enerji tasarrufu sağlamak mümkündür” şeklinde konuştu.
Enerji yöneticisi
Siemens Yetkilisi Hakan Olcay ise, toplantıda bir konuşma yaparak, enerji yöneticisini, endüstriyel işletmelerde ve binalarda enerji yönetimi ile ilgili faaliyetleri yerine getirmekle sorumlu ve enerji yöneticisi/eğitim-etüt-proje sertifikasına sahip kişi olarak tanımladı. Olcay, enerji yöneticisi unvanıyla çalışabilmek için kurumlardan eğitim alıp, merkezi sınavı geçerek sertifika almanın zorunluluğuna dikkat çekti.
Kaynak: Alternatif Enerji