Kategori : ELEKTRİK ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ, GÜNEŞ ENERJİSİ, RÜZGAR ENERJİSİ & RES - Tarih : 10 Nisan 2019
Uluslararası Para Fonu (IMF) Nisan Ekonomik Görünümü Haftanın Tablosu’nda yayımlanan verilere göre, 2009 ve 2017 yıllarında düşük karbonlu enerji kaynakları arasında en yüksek fiyat düşüşü güneş ve rüzgar enerjisinde yaşandı.
En yüksek maliyet düşüşü rüzgar türbinlerinde olurken bu dönemde güneş panelleri fiyatları yüzde 76, türbin fiyatları da yüzde 34 oranında geriledi. Fiyatlardaki düşüşle söz konusu kaynaklar, hidro elektrik ve nükleer santral gibi daha geleneksel enerji kaynakları ve fosil yakıtlarına rakip oldu.
IMFBlog’da Christian Bogmans’ın yazısında güneş ve rüzgar enerjilerinin daha uygun maliyetli enerji kaynakları haline gelmeleriyle yenilenebilir enerji kapasitesine yapılan küresel yatırımın son 10 yılda arttığına ve 2008 yılına kadar hidrogüçte görülen yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik en yüksek küresel yatırımın, 2009’da türbinlere yapıldığına dikkat çekildi. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında en yüksek yatırımın 2016’da güneş panellerine yapıldığı, 2017 yılında da güneş panellerine yapılan yatırımın, diğer düşük karbonlu teknolojilere yapılan toplam yatırımı aştığı açıklandı.
Yazı ayrıca rüzgar ve güneş enerjisi maliyetlerinin düşmesinin yanında, nükleer ve hidro elektrik santral maliyetlerinin aynı dönemde sırasıyla % 21 ve % 9.0 arttığına dikkat çekilirken rüzgar ve güneş enerjisinin tersi, köprü ve demiryolları gibi inşaat projelerine benzer olarak nükleer ve hidro kaynakların daha gelişmiş teknolojilere sahip olmaları sebebiyle yapılandırılmalarına daha yüksek yatırım gerektiğini belirterek söz konusu faktörlerin bu gibi projelerde maliyet azaltımı olasılığını kısıtladığını da vurguladı.