Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, NÜKLEER ENERJİ - Tarih : 22 Ekim 2013
Akkuyu Nükleer Güç Santrali cumhuriyetin 100. senesi olan 2023 yılına kadar tamamlanacak. Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) Elektrik AŞ Genel Müdür Yardımcısı Rauf Kasumov, “ÇED olumlu” kararının yıl sonu-yeni yılın başları gibi oluşabileceğini belirterek, “Bazı hususları göz önünde bulundurarak 9 ay değil de bir sene gibi bir gerçekleşme olabilir. Bunu dünyadaki bütün inşaat şirketleri yapıyor.
Dolayısıyla santralin 4 ünitesini de 2023′e kadar, yani cumhuriyetin 100 senesine kadar tamamlayacağımızı düşünüyorum” dedi.Kasumov, yaptığı açıklamada, Akkuyu NGS’nin inşasına ilişkin çalışmaları değerlendirdi.
Günümüzde bürokrasiden şikayet etmenin bir moda haline geldiğini ifade eden Kasumov, ancak bu kişilerin kanun gereği yapması gereken hususların yerine getirilip getirilmediğini kontrol edeceklerini söyledi.
Türkiye’deki nükleer mevzuatın genel olarak mevcut olduğunu ama nükleer enerji alanındaki bir kısım detayların gelişim aşamasında bulunduğunu dile getiren Kasumov, “Bürokratlar sizin ve bizim güvenliğimiz için çaba gösteriyorlar ve gerekliler” diye konuştu.
Türkiye ve Rusya’nın amacının 2023′e kadar santralin tümüyle tamamlanması olduğunu dile getiren Kasumov, şunları kaydetti:
“Bu taahhüt yerine getirilecek. Akkuyu inşa ettiğimiz ilk santral değil. Bir takvim oluşturduğumuzda bazı hususları göz önünde bulundurarak 9 ay değil de bir sene gibi bir gerçekleşme olabilir. Bunu dünyadaki bütün inşaat şirketleri yapıyor. Dolayısıyla santrali 2023′e kadar, yani cumhuriyetin 100. senesine kadar tamamlayacağımızı düşünüyorum.
‘İlk beton 2016′nın başında atılacak’ dediğimde herkes şaşırıyor. Ancak bu hususta santralin bazı spesifik unsurları dikkate alınmalı. Santralin bir kısmı yer altında dolayısıyla inşaat süreleriyle ilgili konuştuğumuzda ilk 2 yıl yer altı çalışmalarına ayrılacak. Çünkü çok büyük ve kapsamlı çalışmalar yer altı ve yüzeyde yürütülecek. İlk aşamada yaklaşık 15 milyon metreküp toprağın taşınması öngörülüyor. Dolayısıyla santral inşaatının başlangıç aşaması ilk betonun atılması değil aslında, yer çalışmaları.”
İlk çalışmalara “ÇED olumlu” kararının alınmasından sonra gelecek sene başlayacaklarını düşündüğünü dile getiren Kasumov, ÇED değerlendirmesine ilişkin beklentileri ve bu süreçteki son duruma ilişkin şöyle konuştu:
“Tüm prosedürlerin zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesiyle ilgili takvimlendirme çalışması yapıldığında ‘ÇED olumlu’ kararı yıl sonu-yeni yılın başları gibi oluşabilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ÇED ile ilgili ilk soru partisi geldi. Tercüme edildikten sonra Moskova’ya göndereceğiz, sorular üzerinde çalışacağız. Sorular parti parti geliyor, dolayısıyla sürecin uzamaması için tüm soruların tek aşamada gönderilmesi için ricada bulunuyoruz. Umarım bu uzamaz. ‘ÇED olumlu’ kararının ardından gelecek sene çalışmalara başlayacağımızı düşünüyorum. ÇED olumlu kararı alındıktan sonra inşaat lisansı ve elektrik üretim lisansı almak için çalışacağız.”
Kasumov, santralin kurulacağı alanda “ÇED olumlu” kararı alınmadan asıl çalışmalara başlayamayacaklarını söyledi.
Santral alanında halen yürütülen çalışmalara ilişkin soruları da yanıtlayan Kasumov, bu aşamada bir taş ocağı işletilmesine ilişkin izin aldıklarını ifade etti.
Nükleer güç santrali dışında yol çalışmaları olacağını ve bu çerçevede birçok yol çalışması öngördüklerini dile getiren Kasumov, bölgenin topografisi düz olmadığı için birçok yerde dolgu çalışması yapılacağını, asıl yolların dışında da yangın emniyet yolları ve şeritleri yapılacağını anlattı. Kasumov, “Zamandan tasarruf etmek için bölgede taş ocağı çalışmaları söz konusu. Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından bize tahsis edilen eski binalar vardı orada. Bu binalarda da yenileme çalışmaları yapıldı. Çünkü birçok insan orada çalışıyor” dedi.
Bundan önce de sahada sismik ve hidrolojik etütlerin yapıldığını belirten Kasumov, sismik incelemelerde 3 şirketin yer aldığını, bunlardan birinin Kandilli Rasathanesi olduğunu söyledi. Kasumov, şunları kaydetti:
“Bizi sevindiren şey, her 3 şirketten de neredeyse aynı verilere ulaşmak oldu. Dolayısıyla gönül rahatlığıyla santrali tesis edebiliriz. Türkiye’de deprem riski en az olan bölgede bu santrali yapıyoruz. Türk kamuoyunun tedirginliğini anlıyoruz, deprem açısından hassas bir ülkedeyiz. Ancak ulusal ve uluslararası şirketlerin yaptığı tüm bilimsel araştırma ve çalışmaların sonucunda, santralin kurulacağı bölgenin depremsellik açısından en güvenli bölge olduğu ortaya çıkarılmıştır.”
Kaynak: Enerji Enstitüsü