Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 17 June 2014
Avrupalı bakanlara hitap eden Gabriel, ‘Enerji verimliliğinin önemini kavramada epeyce başarısız olduk’ dedi ve 2012 yılında AB’nin, fosil yakıt ithalatı için günde bir milyar Euro’dan fazla harcadığına işaret etti. Gabriel, Likit Doğalgaz ithalatını artırmanın bu miktarı artırmaktan başka bir işe yaramayacağını da ekledi.
Gabriel, ‘İthalata bağımlılığımızı azaltmaktan bahsediyorsak, bunun için bulunan belli başlı araçlardan birinden mahrum kalmayı göze alamayız, yani enerji tasarrufunu. Yalnızca sera gazları veya yenilenebilir enerji hedefleri üzerinde karar vermekle kalmamalıyız. Aynı zamanda enerji verimliliğini artırmak için bağlayıcılığı bulunan bir hedef belirlemeliyiz’ dedi.
Avrupa Komisyonu Ocak ayında, 2030’a kadar sera gazlarının azaltılması için yüzde 40’lık, bağlayıcılığı bulunan bir hedef belirlemişti. Komisyon aynı zamanda enerjide yenilenebilir kaynakların payı için yüzde 27’lik bir hedef koymuştu, ancak bunun tek tek AB ülkeleri açısından bağlayıcılığı bulunmuyor.
Brüksel’deki yetkililer, AB’nin bir bütün olarak hedeften çok fazla sapması halinde Komisyon’un halen bağlayıcılığı bulunan önlemler alma yoluna gidebileceğini söylüyor.
Ancak AB’nin 2020 için bağlayıcılığı bulunmayan, üzerindeki ilerleme yavaşlayan ve bu yaz hakkında bir değerlendirme yayımlanması beklenen yüzde 20’lik enerji verimliliği hedefi, 2030 tablosundan çıkarılmıştı.
Diplomatlar, Berlin’in de İngiltere’nin pozisyonuna yakınlaştığını ve UNFCCC’deki görüşmelerde, diğer ülkelerin karbon tasarrufu için yeni sözler vermesi halinde 2030 için teklif edilen sera gazı azaltım hedefini yüzde 40’ın üstüne çekmeye sıcak baktığını söylüyor.
Ancak İngiltere ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri, kısmen Ukrayna krizi sebebiyle konuyu yeniden gündeme alma doğrultusundaki ivmeye rağmen bağlayıcılığı bulunan enerji verimliliği hedeflerine karşı çıkıyor.
Almanya Ekonomi Bakanlığı ve Danimarka İklim ve Enerji Bakanlığı, 18 Haziran’da Brüksel’de 2030 için iklim ve enerji hedeflerinin görüşüleceği bir çalıştay düzenleniyor.
Almanya’nın 2008’deki mali krizin ardından renovasyon programlarıyla binlerce kişiye iş imkanı sağlamada edindiği deneyim, enerjide tasarruf politikalarının büyüme ve istihdam sağlamayla nasıl ilişkilendirilebileceğine örnek teşkil edebilir.
AB karşıtlığı tartışmasını kazanmak
Kendisi de enerji verimliliğinde bağlayıcılığı bulunan bir hedeften yana tavır alan Avrupa Komisyonu’nun enerjiden sorumlu Alman üyesi Günther Öettinger, Konsey’de yaptığı konuşmada enerji verimliliği alanında ilerleme kaydetmek için, Avrupa karşıtlarıyla mücadelede Avrupalıların kalplerini ve zihinlerini kazanmak gerekeceğini söyledi.
Oettinger, ‘Yaşam kalitemizi korumak, hem soğuk, hem de daha az elektrik kullanan buzdolaplarına, ışık veren ancak ısınmayan ampullere sahip olmak istiyorsak kamuoyunu kazanmalı ve tabloidlerle Avrupa şüphecilerine karşı verdiğimiz mücadeleyi kazanmalıyız. Avrupa Parlamentosu’nda artık her zamankinden çok Avrupa şüphecisi var ve 2030 paketinde enerji verimliliği konusundaki pozisyonumuzu koruyabilmemiz için Konsey ile Komisyon arasında uyum sağlamamız gerekiyor’ dedi.
AB enerji bakanları aynı zamanda, üretimlerinin gıda fiyatlarının artmasına veya arazi kullanımında sürdürülemez değişimlere yol açmasından endişe edilen birinci kuşak biyoyakıtların, Avrupa’da kullanılan enerjideki payına yüzde 7’lik bir sınır getirme konusunda anlaşmaya vardı.
Kaynak: Doviz Gazetesi