Dünya’da tüm enerji türleri içinde elektriğe talebin gün geçtikçe artması, artan yenilenebilir enerji üretimi bilinen tüm emtia piyasalarında depo-stok olmasına rağmen elektriğin depolanamaması gelişmiş ülkelerde üzerinde çalışılan bir konudur. Pompaj depolamalı hidroelektrik santraller, dünya genelinde en yaygın elektrik depolama yöntemi olarak kabul görmüş olsa da gelişmekte olan diğer depolama yöntemlerinin de kullanımı yaygınlaşmaktadır.
Elektrokimyasal olarak nikel-kadmiyum, kurşun-asit ve lityum-iyon gibi farklı türde pek çok batarya piyasada mevcutken, sıkıştırılmış hava depolama, volanlar, süper kapasitörler ve yakıt pilleri de elektrik depolamanın farklı yöntemleri olarak göze çarpmaktadır. Elektriğin depolanmasındaki en önemli sorunlardan biri maliyetidir ve bu maliyeti artıran ise elektriğin bir elektrik alana ihtiyaç duymasıdır. Dünya’da enerji depolama sistemleri, elektrik şebekelerine birçok hizmet sunmakla birlikte, mali
Dünyada pil üretimleri ve ihtiyaçlar açısından düşünüldüğünde; Lityum 21.yüzyılın en önemli madenlerinden biri olacaktır. Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de ağırlıklı olarak alkali piller ve karbon-çinko piller kullanılmaktadır. Lityum-iyon bataryaların ülkemiz şartlarında üretilmesinde hem hammadde olarak dışa bağımlılık hem de yeterli kalifiye eleman yetersizliği söz konusudur. Şarj edilemeyen Alkalin pilleri ve Ni-Cd pilleri üreten yerli firmalar ülkemizde oldukça faaliyet göstermektedir. (Pilsan, Yiğit Akü, Aspilsan vb…). Şu an yakıt pili teknolojisi alanında da çalışan Tübitak, Sulu Bor’u yakıt deposuna doldurup yakıt pilinden geçirerek Hidrojen etmekte ve araçlarda 10 saate yakın kullanım sunmaktadır. Bunun yanı sıra Tübitak MAM Enerji Enstitüsü tarafından lityum iyon ve diğer şarj edilebilir pillerin kapasite artırımı ve üretimi alanında proje yürütülmektedir. Ülkemiz lityum ve ürünleri için bir yılda yaklaşık 75 milyon dolar ödemektedir. Gelecek yıllarda ithalat rakamları daha da büyüyecektir. EIF Kongresi’nin de önemli konularından biri olan “Enerji Depolama” konusu gelecek yıllar içinde Türkiye’de de önemli bir odak noktası olmalı, lityum ve diğer madenlerimiz için geleceğe yönelik ülkemizin ulusal çıkarları doğrultusunda gereken adımlar atılmalıdır.
YÜKSEK GÜNEŞ ENERJİSİ POTANSİYELİ İLE YÜKSELİŞE GEÇMESİ GEREKEN TÜRKİYE
Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi verilerine göre sürekli artmakla beraber ülkemizdeki senelik elektrik tüketimi 225 milyar 337 milyon kilovatsaat olarak tespit edilmiştir. Bu elektrik talebinin nasıl karşılandığına dair verilere bakıldığında, birinci sırada %22,8’i hidrolik enerji kaynakları, ikinci olarak karbon sürümünün yoğun olduğu %18,9’u yerli kömür kaynağı, %2,6’sı yenilenebilir ve atık enerji kaynağı,%9,9’u ithal kömür kaynağı, %0,4’ü petrol ve %45,4’ doğalgaz kaynağı ile karşılandığı görülmektedir. Türkiye güneş enerjisi haritası incelendiğinde, yıllık metre kareye ortalama 1100-1900
Türkiye’nin bölgeleri değerlendirildiğinde ülkemizde yıl bazında en fazla güneş alan bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi’dir. Güneş enerjisinden elektrik üretiminde en verimli ikinci bölge ise Akdeniz Bölgesi’dir. İllere göre güneş ışınım değerleri göz önünde bulundurulduğunda Karadeniz bölgesi dışında yılda birim metre kareden 1.100 kWh’lik enerji üretilebileceği gözlemlenmektedir. Güneydoğu bölgesinde toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.460 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 2.993 saattir. Akdeniz bölgesinde toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.390 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 2.956 saattir. Doğu Anadolu bölgesinde toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.365 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 2.664 saattir. İç Anadolu ise bölgesinde toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.314 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 2.628 saattir. Ege bölgesinde toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.304 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 2.738 saattir. Marmara bölgesinde ise toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.168 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 2.409 saattir. Karadeniz bölgesinde toplam ortalama güneş enerjisi yılda 1.120 kWh/m2 iken senede ortalama güneşlenme süresi 1.971 saattir. Türkiye güneş enerjisi haritası incelendiğinde ülkemizde toplam 1644 güneş enerji santralinin bulunduğu görülmektedir. Güneş enerjisinden elektrik üretimi açısından en önemli gelişme Epc firması Tekno Ray Solar’ın 430 bin m2’lik bir alana kurduğu Konya Kızılören Güneş Enerji Santrali’nin açılması olmuştur. Kurulan enerji sisteminin yıllık ortalama 30.730.000 kWh enerji üretmektedir. Ülkemizde bulunan tüm santrallerin toplam enerji gücü ise 1,362,60 MW’dir. Bu veriler göz önünde bulundurulduğunda ülkemizin enerji pastasında güneş enerjisinin bu kadar küçük bir paya sahip olması, Dünya’da hızla gelişen yenilenebilir enerji teknoloji yarışına yeni yılla birlikte bir an önce Türkiye’nin de gerekli donanım ile katılması yönünde çalışmaların arttırılması gerektiğini gösteriyor.
İlayda BALIK – Elektrik / Elektronik Mühendisi – ilayda.balik@enerjigazetesi.ist