8 Milyon Dolar: Petrol İçin Küçük, Kürtler İçin Büyük Anlamı Var…

Murat Yetkin / Radikal

Mesud Barzani eğer Erbil’e 8 milyonla dönebilirse, bu bir ay içindeki ikinci önemli siyasi adım olacak. Petrol piyasası için küçük olan bu adım, Kürtler için tarihi bir önemde.

Aya ilk ayak basan kişi olan Amerikalı astronot Neil Armstrong’un sözüdür, “Bir insan için küçük, ama insanlık için büyük bir adım.”

Benzeri bir sözü, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) Başkanı Mesud Barzani’nin Ankara ziyaretinde almayı umduğu miktar için söylemek mümkün.

Çünkü 8 milyon dolar, özellikle de Irak’ın engin petrol ve gaz zenginlikleri düşünüldüğünde gerçekten cüzi bir miktar.

Ama bugünlerde bağımsız Kürt devleti söylemini yükselten Barzani için tarihi önemi var. Ne de olsa Bağdat’ın onayından geçmeden Erbil’in hazinesine girecek ilk petrol gelirinin bu olmasını, devamının geleceğini umuyor.

Bağdat’taki Nuri el-Maliki hükümetinin itirazına rağmen KBY kontrolünde üretilip Türkiye üzerinden satışına başlanan (ilk partiyi bir İsrail şirketi almıştı) petrolün tutarının bugüne dek yaklaşık 95 milyon dolara yaklaştığı bilgisi var. Irak Anayasası’na göre, bundan KBY’ye düşen pay 17 ama masraflar, kesintiler düştükten sonra. Irak devlet harçları, üretici şirket maliyeti, taşıma ücreti, Kuveyt fonu ve diğer kesintiler neredeyse yarısı ediyor; o yarısının yüzde 17’si de yaklaşık 8 milyon dolar ediyor işte.

Düşünsenize, paraların tutulduğu Halkbank’ın istifa etmek zorunda kalan genel müdürünün 17 Aralık 2013 günü yolsuzluk soruşturması başladığında evinde, ayakkabı kutuları içinde bulunan paranın dahi 4.5 milyon dolar olduğu ilan edilmişti.

Barzani aslında Bağdat’ın şimdiye kadar payının tamamını vermediği iddiasıyla hepsini alıp, ödeşmek niyetinde… Ama zaten bu işlemle bile sıkıntıya giren Ankara’nın o kadarına niyeti yok. O paraları Halkbank’ta Irak hükümeti adına tuttuğunu, Bağdat’ın da istediği zaman payını alabileceğini söylüyor. Tabii Maliki bunu (zaten delik deşik olmuş) egemenlik haklarının ihlali olarak görüyor. Maliki zaten Kerkük-Ceyhan boru hattının, kendi kontrolü dışında kullanılmasına izin verdiği için BOTAŞ’ı İsviçre’de tahkime vermiş bulunuyor.

Kerkük, bundan bir ay önce, Musul’un Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarınca ele geçirilmesinin hemen ardından KBY güçlerinin kontrolüne geçmişti; Barzani, peşmergeleri Irak’ın kuzeyinde fiilen Irak ordu gücü kalmamış olması fırsatını hemen değerlendirmişti.

Halen Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu çalışanlarını esir tutan IŞİD’in devreye girmesiyle, Irak üç ana petrol bölgesi arasında fiilen üçe bölünmüş durumda: Kerkük ve kuzeyi Kürtlerin, Musul ve güneyi Sünni Arapların ve daha güneydeki Basra-Bağdat bölgesi de Şii Arapların kontrolünde.

Kerkük Türkiye için Türkmenlerin varlığı nedeniyle özellikle önemli. Ankara, Barzani’nin çıtayı Kürdistan bağımsızlığı söylemiyle yükseltip Irak’ta merkezi yönetimin iyice zayıfladığı bir federasyon, ya da konfederasyona razı olacağının farkında… ABD de parçalanmış Irak görmek istemiyor, İran da, Suudi Arabistan da; Irak sınırlarının zorla bir arada tutulmasının bedeli bu.

Barzani’nin tam da böyle bir zamanda Ankara’ya yaptığı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Başbakan Erdoğan’a dek en üst düzey kabul gördüğü bu ziyaret, Irak Kürtlerinin Türkiye ile temasları bakımından ikinci dönüm noktası sayılabilir.

Birincisi 1992’de Turgut Özal’ın Barzani (ve Celal Talabani’ye) kırmızı (diplomatik) Türk pasaportu verilmesiydi. Böylece Türk devleti artık Irak Kürtlerini “terörist aşiret ağaları” olarak görmediğini, siyasi muhatap saydığını göstermiş oluyordu.

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ>>>

Ankara ziyaretibotaşIrak Kürdistan Bölgesel YönetimiIrak ve Şam İslam DevletiIrak’ın petrol ve gaz zenginlikleriIŞİDMesud Barzanipetrol piyasası
Yorumlar (0)
Yorum Ekle