Rus gazının Karadeniz üzerinden geçerek Avrupa’ya taşınmasını öngören Güney Akım Projesi, AB ile Rusya arasında tartışmalara yol açtı. AB Komisyonu, Rusya ile yeniden müzakerelerde bulunmayı planlıyor.
Avrupa Komisyonu’nun Enerji Pazarı Direktörü Klaus Borchert’in, Güney Akım’ın inşası ve operasyonları için Rusya’nın proje için ilgili ülkelerle imzaladığı hükümetlerarası anlaşmaların hiçbirinin AB hukukuna uygun olmadığını açıklamasının ardından, gözler Rusya’ya çevrildi. Ancak AB’nin bu tutumunun siyasi olduğu eleştirileri yapılıyor.
AB Komisyonu frene bastığında, Rus doğalgaz firması Gazprom ve yedi Avrupa ülkesi arasındaki anlaşmalar çoktan imzalanmıştı. Komisyona göre, anlaşmalar AB hukukuna aykı
Rusya’nın güneyi, Bulgaristan ve Sırbistan’da Güney Akım Boru Hattı kapsamında ilk borular döşendi. 2015 yılı sonundan itibaren Rus gazının Karadeniz üzerinden AB’ye taşınması planlanıyor. AB Komisyonu’nun enerjiden sorumlu üyesinin basın sözcüsü Marlene Holzner, “Bir doğalgaz boru hattı, otoban gibi işlemeli. Herkes kullanabilmeli ve geçerli tarifeyi ödemeli. Bu imzalanan hükümetlerarası anlaşmalarda böyle öngörülmüyor. Tüm kapasiteyi kullanma hakkı Gazprom’a devrediliyor“ diyor.
Dresden Üniversitesi enerji tekniği enstitüsünden Antonio Hurtado, bir şirket tüm dizginleri elinde bulundurduğunda bunun müşteri dostu bir durum olmadığını söylüyor. Deutsche Welle‘nin sorularını yazılı olarak yanıtlayan Hurtado, bir şirket bir ürünün tüm değer üretim zincirine sahipse bunun rekabet hukukuna aykırı olduğunu ve bu nedenle Güney Akım Projesi’nin yönetiminin Gazprom tarafından üstlenilmemesi gerektiğini kaydetti.
Karşıt görüşler
Ancak herkes aynı görüşte değil. “Balkan Magazin” adlı Sırp dergisinden Jelica Putniković, Rusya’nın 16 milyar euroluk boru hattının büyük bölümünü finanse ettiğini ve dolayısıyla projeden kâr sağlayabilmesi gerektiğini söylüyor: “Örneğin biri Berlin’de bir ev inşa ederse, evin üçte birini başkasının kullanımına verir mi? Kuzey Akım Boru Hattı Projesi için AB yönetimi tarafından bir istisna yapıldığını hatırlıyorum. Şimdi Brüksel’in Gazprom’u boru hattı kapasitesini başka gaz firmalarıyla paylaşmaya zorlaması için bir neden görmüyorum.“
Innsbruck Üniversitesi’nden Rusya uzmanı Gerhard Mangott da AB’nin tutumunu eleştiriyor: “Bu karar neden şimdi alındı. AB’nin kısa süre öncesine kadar bu devletlerarası anlaşmalara göz atmadığı gerekçesini saçma buluyorum. Güney Akım Projesi AB’nin enerji güvenliğini artırıyor. Burada ek gaz ve Rusya’ya daha fazla bağımlılık söz konusu değil. Tam aksine, daha modern ve aksaklıklara dayanıklı alternatif bir nakil hattı söz konusu. Ukrayna boru hattının ne durumda olduğunu biliyoruz. Enerji güvenliği açısından AB Komisyonu’nun bu tepkisi anlaşılır değil.“
Projenin nasıl devam edeceği belirsiz olduğu için bankalar boru hattının inşası için kredi verme konusunda temkinli. AB şu ana kadar varılan anlaşmaların uygulanmasını engellerse, Rusya’nın yeni müzakerelere hazır olduğunu duyuracağını düşünen Hurtado, inşaatın durdurulmasının iyi olmayacağını söylüyor.
Özellikle Gazprom ile anlaşma imzalayan altı AB ülkesi için sonuçların çok acı olabileceğini kaydeden Hurtado, AB hukukuna aykırı anlaşma imzalamanın büyük para cezaları getirebileceğini hatırlatıyor. AB Komisyonu’ndan Marlene Holzner, “Gazprom’un boru hattı için fiyat listesini sabit tutan ve kapasiteleri paylaştıran bağımsız bir yönetim oluşturması bir çözüm olabilir. Bu durumda da Gazprom yine boru hattının sahibi olur ancak günlük işleyişte nüfuzu olmaz“ şeklinde konuşuyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü