Halk Bankası’nın hem İran’a yönelik petrol ve doğalgaz ödemeleri hem de Kuzey Irak’a toplamda yıllık 26 milyar doları bulması beklenen ödemelerde aracılık etme ihtimalinin ABD ile birlikte İsrail’de rahatsızlık oluşturduğu belirtiliyor. Rusya ile 2011′de gaz fiyatlarında yapılan pazarlıklar sayesinde 34 milyar dolar indirim alan Türkiye, Kuzey Irak’la yapılan anlaşmalarla da Irak gazını yüzde 50 daha ucuz alacak. Dolayısıyla Türkiye’nin Rusya ve İran’a karşı pazarlıklıkta eli güçlenecek, ucuz gaz ve elektrik kullanma imkanına sahip olacak sanayide şahlanacaktı. Yıllık 60 milyar dolar enerji gideri büyük oranda azaltacak bu hamleler yapılan operasyonlarla büyük bir darbe almış oldu.
Türkiye’nin en büyük halka arzını yerli ve yabancı yatırımcının rekor talebiyle gerçekleştiren Halkbank’a yönelik saldırılar genellikle ABD’den geliyor. Geçen yıl İran’a yapılan 6.5 milyar dolarlık altın ihracatı da yine ABD yönetiminde rahatsızlık oluşturmuştu. ABD yönetimi ise ekonomi yönetimine baskısını artırarak bankanın İran’la altın ticaretini durdurmasını istemişti.
Ayrıca İran’la son nükleer pazarlık sonrası Hindistan’ın da İran’a ödemelerinde Halkbank’ı kullanacak olması Batılı ül
Tahran yönetiminin petrolü paraya çevirmekte zorlanırken altın ticareti yapması ABD’nin de dikkatinden kaçmamıştı. Edinilen bilgilere göre geçen yıl başından itibaren ABD’li yetkililer ekonomi yönetiminden altın ihracatındaki artışa ilişkin bilgi talep ediyordu. Türkiye ile İran arasındaki ticaret geçen yıl sonu itibariyle 20 milyar doların üzerine çıktı. Türkiye’nin İran’la ticaretinin büyük bölümü petrol ve doğalgaz ithalatı. Bu, Rusya tekeline karşı enerji çeşitliliği için önemli bir unsur. Ayrıca 10 milyar doları aşan enerji alımının yarısının TL olarak ödendiği de cari açığın büyümesi önleniyor.
Halkbank’ın son olarak ise Kuzey Irak ile yapılan görüşme sonrasında hedef seçildiği ifade ediliyor. Edinilen bilgilere göre Türkiye Kuzey Irak’tan gelecek yıllık 16 milyar doları bulacak petrol ve 10 milyar dolarlık doğalgazın ücretinin kamu bankası üzerinden ödenmesi formülünü merkezi Irak yönetimine iletti. Öncelikli olarak gelecek olan petrolün parasının Halk Bankası ile Bağdat yönetimine ödenmesi planlanıyordu. ABD tarafının ise bu paranın kendisinde toplanmasını istediği ifade ediliyor.
Sürekli olarak Türkiye’nin müttefiki olduğunu söyleyen ABD, Türkiye’yi itibarsızlaştırma kara para transferi yapılan bir ülke olarak göstermek amacıyla ilk darbeyi iki ay önce vurmuştu. İki ay önce Paris’te yapılan Mali Eylem Görev Gücü (FATF) zirvesinde Türkiye’nin attığı adımlardan katılımcı ülkelerin büyük bölümü övgü ile söz ederken ABD’nin muhalefet yapmıştı.
Diplomasi kaynaklarından edinilen bilgilere göre FATF sekreteryası raporunda olumlu görüş beyan etmesine rağmen ABD heyetinin karşı duruşu sebebiyle Türkiye terörün finansmanı ile mücadelede Suriye, Kenya, Etiyopya ve Küba gibi ülkelerin olduğu “kara-gri liste”den çıkmayı bir sonraki toplantıya erteledi. Türk heyeti ise Ankara’ya gelişinde Amerika’nın takındığı tutumun sebebini öğrenmek amacıyla ABD büyükelçiliğinden yetkilileri çağırarak görüşmede bulundu. Şimdi ABD’nin bir sonraki genel kurulun yapılacağı iki ay sonrası için Türkiye’yi kara listeden çıkmaması için itibarsızlaştırmaya devam edeceği belirtiliyor.
İran ile Batı’nın barışmasından sonra Tahran’ın yıllık 20 milyar doları bulması beklenen petrol gelirlerinin Halkbank üzerinden akacak. Kuzey Irak’ın da yıllık 26 milyar dolarının da adresinin Halkbank olması korkunun kaynağını açıklamaya yetiyor.
CIA ve MOSSAD’dan ABD’ye Halkbank’ı durdurun raporu
Seçim ayarlı operasyonun yankıları sürerken ‘United Against Nuclear Iran’ (UANI-Nükleer İran’a karşı birlik) kuruluşunun Halkbank ile İran arasındaki para ilişkisini sorgulayıp suçlamalar yönelttiği Aralık başında yayınlanan raporu gündeme geldi. Kurucuları arasında eski Mossad Başkanı Meir Dagan, CIA eski Başkanı Jim Woolsey, ABD Hazine Bakanlığı Terörizmin finansmanı eski uzmanı Avi Jorisch, eski büyükelçi Richard Holbrooke’un da olduğu olduğu UANI’ın ABD yönetimine Halkbank ile ilgili hazırladığı bir raporda uyarılarda bulunduğu öğrenildi.
Star’ın ulaştığı rapor, İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Reza Bikdeli’den yapılan bir alıntıyla başlıyor. İranlı diplomatın, “İran’ın petrol alışverişindeki para transferlerinde kilit bir noktada bulunan Halkbank’ın giderek daha kritik bir önem kazanacağı” sözleri raporda yeralıyor.
Halkbank’ın Batı ile İran’ın vardığı uzlaşının resmileşmesiyle başlayacak önemli bir para akışını da kontrol edeceği belirtiliyor. Bir Reuters haberine de atıfta bulunan raporda, Cenevre’de devam eden İran-Batı müzakerelerindeki ilerlemeye paralel olarak Hindistan’ın Aralık ayı içinde Halkbank aracılığıyla İran’a para transferlerinin başlayacağı hatırlatılıyor. Bu çerçevede Halkbank aracılığıyla ödenmesi gereken paranın hacmi ise raporda 5.3 milyar dolar olarak geçiyor. “Halkbank’ın ‘sessizce’ altın alımı ile İran ekonomisine can damarı olduğu” belirtilirken, Halkbank’taki ABD hissedarlarının da bir an önce harekete geçmeleri çağrısı yapılıyor. Rapor, Halkbank’ın kara listeye alınmamasının yaptırımların ihlali anlamına geldiği yazılıyor. Bu çerçevede devreye giren bir başka isim ise Jonathan Schanzer… Schanzer adı geçen aylarda birbiri ardına yayınlanan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la ilgili makalelerde beyan ettiği görüşleriyle biliniyor.
ABD Hazine Bakanlığı eski terörün finansmanı uzmanlarından Schanzer, “Halkbank dosyasının” ABD-Türkiye arasındaki hassas konulardan olduğunu iddia ediyor. Halkbank’ın İran petrollerinin uluslararası pazarlara ulaştırılması açısından taşıdığı önemin, Türk hükümetinin İran politikasıyla da örtüştüğü tespitinde de bulunuluyor. Schanzer, Ankara’nın HAMAS ile ilişkilerini de teröre destek olarak yorumluyor.
Kaynak: Enerji Enstitüsü