Akıllı yaşam Lüks mü, Standart mı?

Yaşam alanlarımızda yer alan elektronik her tür cihazın kontrol olanağı sunulduğu akıllı ev teknolojilerinin, hayatımızı kolaylaştırmanın yanında kattığı belki de en önemli avantaj hiç şüphesiz kaynaklardan tasarruf sağlaması. Akıllı ev otomasyonu ile ortalama bir dairede tasarruf miktarının 30% – 40% olması beklenebilir.

İlk çıkan örneklerinde amaçlanan, herhangi bir fiziksel engeli olmayan insanların ev konforu olarak görüldüyse de ortaya çıktığı 1980’lerin başından bugüne değişen teknolojiye, gelişen kullanım alanı çeşitliliğine ve rahat kullanım avantajlarına rağmen halen bir soru gündemi terk etmiş değil. Akıllı evlerin lüks mü standart mı?

Üstelik, zaman içerisinde başlangıçta bir bütünün içerisine entegre edilmesi amaçlanmayan sistemlerin yerini bireysel olarak kontrol edebilecek bir çok ürün çeşidi almış olsa da (aydınlatma kontrolü, güvenlik sistemleri, enerji üniteleri vb.) sorunun yanıtı halen verilemedi.

Bu yazımızda yıllardır verilemeyen bu cevabı hep birlikte bulmaya çalışacağız. Bunu yaparken de öncelikle “akıllı yaşamdan” ne anladığımıza bakacak, sonrasında ise fiyat / performans analizi gerçekleştirecek en sonda da bir sonuca varmayı amaçlayacağız.

“Bir şeyin bizim için ne anlama geldiğini ifade edebilmemiz için onu tanımalıyız” noktasından hareketle öncelikle otomasyon kelimesini irdelemekte fayda var. Öyleyse nedir otomasyon? Bir sistemin hazırlanan belli bir senaryoya göre ve herhangi bir operatöre gerek duymadan istenilen işlemleri gerçekleştirmesine otomasyon diyoruz. Bu sistemlerin yaşam alanlarımıza uyarlanmasına “akıllı yaşam”, bu alanlarda kullandığımız ürün, sistem ve teknolojiye ise “akıllı yaşam teknolojisi”… Baştan belirtmekte fayda var bu sistemlerin kullanım alanları evimiz, iş yerimiz başta olmak üzere içinde yaşadığımız, nefes aldığımız, çalıştığımız, dinlendiğimiz her yer olabilir.

Akıllı yaşam teknolojilerinin sunmuş olduğu olanaklar aydınlatma sistemleri kontrolü, ısıtma ve soğutma sistemleri kontrolü, iletişim ve multimedya sistemleri kontrolü, güvenlik sistemleri kontrolü, çevre güvenliği sistemleri kontrolü, daire içi güvenlik sistemleri kontrolü, bahçe sulama sistemleri kontrolü olarak sıralanabilir. Bu sistemleri ilerleyen dönemlerde tek tek inceleyecek ve irdeleyeceğiz.

Belirtmekte fayda var ki, adı geçen sistemlerin tamamı ve daha fazlasında firmaların Ar-Ge ve teknoloji departmanları geliştirme çalışmalarına devam etmekte, bu da sektöre yeni bakış açısı ve yeni ürün grupları kazandırılması anlamına geliyor. Burada amaçlanan sadece teknolojiyi geliştirmek değil aynı zamanda son kullanıcıya ekonomik koşullarda nihai ürünü sunabilmek hiç şüphesiz.

Yaşam alanlarımızda yer alan elektrik ve / veya elektronik her tür cihazın kontrol olanağı sunulduğu akıllı ev teknolojisinin hayatımızı kolaylaştırmanın yanında kattığı belki de en önemli avantaj hiç şüphesiz kaynaklardan tasarruf sağlamasıdır. Sunulan sistemlerde ısıtma otomasyonu ile doğalgaz tüketiminizi en aza indirerek yüksek verim elde edebileceğiniz gibi, giriş – çıkış senaryosu kullanarak da elektrik enerjisinden tasarruf sağlanabilme olanağı mevcut.

Yapılan araştırmalar son veriler eşliğinde ısıtma otomasyonu kullanılan dairelerde boyutun 25-30% bandında, sadece giriş – çıkış modu kullanılarak gerçekleşecek elektrik tasarrufunun ise 5% – 8% seviyelerinde olduğunu gösteriyor. Tüm bunlar altında ortalama bir dairede tasarruf miktarının 30% – 40% bandında yer alması beklenebilir, bu ise aile bütçesine avantaj sağlayacak bir boyut tasarruf imkânı sağlanması demektir.

İlerleyen dönemlerde bu tasarrufun nasıl gerçekleştirilebileceği, kullanılan sistemleri inceledikçe ve tanıdıkça akıllı evlerin lüks mü, standart mı olduğu cevabını bulmamıza yardım edecektir. Ancak, daha ilk aşamada 40%’a varan tasarruf kulağa sizce de hoş gelmiyor mu? -Best Dergisi – Voltimum-

Kaynak: Akıllı Binam

akıllı binaAkıllı ev otomasyonuakıllı evlerakıllı yaşamAkıllı yaşam teknolojilerienerjienerji gündemienerji haberlerienerji piyasasıenerji sektörüEnerji Tasarrufu
Yorumlar (0)
Yorum Ekle