Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Yönetim kurulu Başkanı Cem Aşık tarafından elektrik piyasasının gündemindeki konulara yönelik dikkat çekici değerlendirmeler yapıldı. Yapılan açıklamada, maliyet bazlı fiyatlandırmanın önemi vurgulanırken, sübvansiyonun yol açtığı sorunlar irdelendi. Ayrıca YEKDEM maliyetine ilişkin son dönemde yükselen tepkilere de dikkat çekildi.
Yenilenebilir enerji yatırımlarının, güneş ve rüzgardaki maliyet azalışına karşın konvansiyonel
Yenilenebilir üretim için verilen desteklerin maliyetinin, özellikle son kaynak tarifesinde doğrudan dikkat çektiğini belirten Cem Aşık, Almanya gibi ülkelerde bu maliyetin tüm tüketici kesimleri tarafından şeffaf bir şekilde görülebilen ayrı kalem olarak faturalarda yer aldığını ifade etti. Bu teşvikler sonucu oluşan maliyetin, belirli kaynaklardan karşılanması gerektiğini vurgulayan Aşık, “Bazı kesimler, bunların kendileri tarafından ödenmemesini talep etmektedirler. Ancak bunu bir kesimin ödememesi, maliyetin diğer kesimler tarafından ek yük üstlenilerek karşılanması anlamına gelmektedir.” dedi.
58 üyesiyle yaklaşık 40 GW bir kurulu gücü temsil eden EÜD’ün Başkanı Aşık, YEKDEM maliyeti ile ilgili değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Burada unutulmaması gereken önemli bir husus ise, eğer maliyet olarak görülen bu yenilenebilir üretim yatırımları yapılmasaydı, yeni konvansiyonel santrallerin inşa edilmek zorunda kalınacağı ve spot ile toptan elektrik fiyatlarının bugünkünden daha yüksek olacağıdır. (Yani PTF+YEKDEM toplamı çok da değişik olmayacaktı.) Yurt dışından ithal edeceğimiz enerji artacağı için, cari açık da yükselecekti.
Şunu da not etmekte fayda var ki, 2021 yılından sonra birçok yenilenebilir tesisin destek süreleri dolmaktadır ve bunlar piyasaya döneceklerdir. 2020 sonrasında devreye girecek yenilenebilir santraller için ise uygulanacak teşvik fiyatları, bugünkü fiyatlara göre çok daha düşük olacak gibi görünmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda toplam YEKDEM bedelinde bir düşüş beklemekteyiz.”