İklim değişikliğini azaltma çalışmalarının yoksullara faydalı olduğu iddiası, korkunç derecede yanıltıcıdır. Modern kömür madenleri, son yıllarda yaşanan teknolojik gelişme sayesinde yaratılan kirliliğin azaltılmasıyla bir başarı öyküsüne dönüşmüştür.
ABD Enerji Bakanlığı’na göre insan sağlığına zarar verebilecek maddelerin salınımı, alınan önlemler sayesinde büyük ölçüde engellenmiştir. İkinci yanıltıcı iddia ise kesintili olarak hizmet veren yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıtlara dayalı elektrik şebekelerinin yerini alacağıdır. Rüzgar ve güneş enerjisinin fosil yakıtlarla rekabet edebildiğine inanılıyor.
Oysa enerji üreticilerinin verilerine göre bu enerji kaynakları, kömür ve gazdan 2-3 kat pahalıdır. Bu nedenle gelişmekte olan Asya ülkelerinin kömürü desteklemesi şaşırtıcı değildir. Çin, 2019 yılı başlarında 200 GW kömür kapasitesi olduğunu açıklarken Hindistan’ın 95 GW, Güneydoğu Asya ülkelerinin ise 75 GW kapasitesi mevcuttur.