ABD ve Avrupa’da yürütülen büyük ve renkli medya operasyonları ile parlatılan ve ‘‘kaya gazı devrimi’’ olarak nitelendirilen enerji projeleri tabiri caizse ‘‘fos’’ çıktı. Büyük enerji firmalarının birer birer terk ettiği projelere istinaden yorum yapan uzmanlar, Avrupalı yetkililere Moskova ile ilişkileri yeniden başlatma tavsiyesinde bulunuyor.
Avrupa, yüksek maliyetli ve tehlikeli olduğu gerekçesi ile kaya gazı arama ve çıkarma faaliyetlerinden vazgeçiyor. İlgili alandaki faaliyetlerini durduran transatlantik şirketlerinin sonuncusu, Polonya’daki kaya gazının çıkartılmasına ilişkin çalışmalarını verimli olmadığı gerekçesi ile durduran enerji devi Exxon Mobil oldu. Uzmanlar, Exxon Mobil’in bu kararının Avrupa’daki kaya gazı devriminin başka bahara kaldığını bir kez daha kanıtladığı konusunda hemfikir. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğ
‘‘Kaya gazının çıkartılması faaliyeti ile ilk başlarda yakından ilgili olan enerji piyasasının dev aktörleri, daha test sondajı aşamasında projeye olan ilgilerini kaybetmiştir. Petrol fiyatlarının mevcut dinamiği de ilgili süreçte iyimser bir havanın yakalanmasına engel teşkil etmektedir. Birkaç ay içinde doğalgaz fiyatlarında yaşanacak olası indirimin yüksek sesten dile getirildiği bir konjonktürde Avrupa’da yürütülen kaya gazı çıkartma faaliyetleri, bünyesinde çok yüksek maliyet unsurlarını barındırmaktadır’’.
Aslında Polonya’daki sondaj çalışmalarının son derece verimsiz olduğuna ilişkin yorumlar bu yılın başından itibaren gündeme getirilmişti. Ancak Exxon, Doğu Avrupa kaya gazı pazarından çıkma konusunda çok da aceleci davranmadı. Chicago merkezli araştırma şirketi Brookshire Advisory & Research’in Başkanı Gianna Bern daha o tarihlerde Bloomberg’e yaptığı açıklamada, Exxon’un yaşadığı şanssızlığın Polonya’daki kaya gazının çıkartılmasına yönelik faaliyetleri geciktirebileceğini, maliyetleri aşırı derece arttırıp üretim sürecini planlanan tarihin çok ilerisine taşıyabileceğini söylemişti. Sonuç olarak ilgili süreçte iyimser görüş bildirenler yanıldılar ve Polonya’yı enerji konusunda bağımsız hale getireceği düşünülen kaya gazı projesi rafa kaldırıldı. Alpari Şirketler Grubu uzmanlarından Anna Kokoreva, benzer proje iptallerinin Avrupa’nın her yerinde yaşanmakta olduğunu ifade ediyor:
‘‘Aslında tüm sıkıntı, petrol fiyatlarının tavan yaptığı bir ortamda dahi kaya gazının çıkartılması ve üretilmesi faaliyetinin verimsiz ve yüksek maliyetli olmasından kaynaklanmaktadır. Karlılık kriteri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen fiyat ayarlaması faaliyetlerinde de kaya gazı tam bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Kaya gazının özellikle Avrupa’daki geleceğinin karanlık olduğu zaten en başından belliydi. Bu projelerin öyle ya da böyle bir şekilde rafa kaldırılacağı da bilinmekteydi. Buna rağmen hem finansal hem de ekolojik kayıplar korkunç seviyededir. Hemen somut bir örnek vererek bu durumu açıklayalım: Kaya gazının çıkartılması için aşırı miktarda tatlı suya ihtiyaç vardır ve bu kaynak Avrupa’da gerçekten kısıtlı miktarlardadır. Ciddi bir kaya gazı rezervi olan Çin de sırf bu sebeple mevzubahis konuya ilgi göstermemektedir’’.
Tam da yeri gelmişken Polonya’dan 5 trilyon metreküp kaya gazı çıkartacaklarını iddia eden Amerikalıların Polonyalıları bir şekilde kandırdığını da açıkça ifade etmek gerekmektedir. Çünkü bu ülkede gerçekleştirilen detaylı incelemelerin ardından kaya gazı rezervlerinin çok daha mütevazi miktarlarda; aşağı yukarı 500 milyar metreküp civarında olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu rezerv çıkartılsa bile Polonya’nın gaz ihraç eden ülkeler arasında yer alması oldukça zordur. En iyimser senaryoya göre Polonya, bir yılda kullandığı 14 milyar metreküp gazın yaklaşık %70’ni satın aldığı Rus enerji şirketi Gazprom’a olan bağımlılığından kurtulabilirdi. Ancak bu umutlar da projeler ile birlikte rafa kaldırıldı.
Sonuç olarak, özellikle ABD’liler tarafından ‘‘kaya gazı devrimi’’ olarak lanse edilen projelerin siyasi nitelik taşıyan birer aldatmaca oldukları ortaya çıkmıştır. Yani başka bir tabirle Yaşlı Kıta Avrupa, söz konusu projelerle kandırılmış ve saf yerine konulmuştur. Bu sebeple konuya ilişkin olarak objektif yorum yapan tarafsız analistler bölgenin enerji güvenliği açısından Avrupalılara Rusya’yı kaybetmeme tavsiyesinde bulunuyor.
Kaynak: Rusya’nın Sesi