Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Gaziantep Enerji Zirvesi, yoğun katılımcı sayısı ile Şehitkâmil Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlendi. Ekonomik, toplumsal ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamak, enerji sektörünün ulusal ve bölgesel gelişmelerini takip etmek, yenilenebilir enerji sektöründe fırsatları ve riskleri değerlendirmek, enerji verimliliği uygulamaları, teşvikler ve düzenlemeler ele alınan zirve oldukça hareketli geçti.
Zirveye konuşmacı olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın yanı sıra Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Balat, SA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa, Yenilenebilir enerji hakkında birçok bilirkişi katıldı.
BALAT; “ANADOLU’NUN GÖĞSÜNE ASILMIŞ BİR PIRLANTA”
Türkiye’de ki ilk özel Jeotermal Enerji Santralini kurma unvanına sahip olan MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Uluslararası Jeotermal Birliği Başkanı Muharrem Balat konuşmasında Jeotermal yatırımlarına nasıl başladığını ve hangi aşamada olduklarını aktardı.
Jeotermal enerjinin önemine değinen Balat, “ Sayın Bakanımızın birkaç gün önce gazetede bir beyanatı vardı. 2030’a kadar Türkiye’nin toplam enerji ithalat faturası 1.4 trilyon dolar olacak diyordu. Daha önce de söylendiği gibi şuan ülkemizde bu enerjiyi temin edecek kaynaklar yok. Petrolümüz yok, doğalgazımız yok. Ama Yenilenebilir enerji kaynaklarımız var. Fakat Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın da bir çoğu baz enerji değil. Bu kaynaklar baz enerji olmadıkları için sürekli kullanılma şansları yok. Ancak belirli miktarlarda takviye etme imkânı olabilir. Jeotermal enerji ise bunların dışında. Jeotermal Türkiye’nin bir şansı, Anadolu’nun göğsüne asılmış bir pırlanta. Çünkü jeotermal kaynaklar yenilenebilir enerji olmasına rağmen baz enerji üretebiliyorlar.“ dedi.
Yenilenebilir enerjinin en büyük miras olduğunu söyleyen Muharrem Balat; “ Yenilenebilir enerji kaynakları petrolden, doğalgazdan, kömürden çok daha kıymetli kaynaklardır. Biz Dora-1 santralini yaptıktan sonra jeotermal enerjinin yatırım safhasında büyük mücadele verdik. Sudan elektrik üretilir mi dediler. Aydın’lılara da kucak açtık. Gelin hep beraber yapalım dedik. Biz buradan elektrik enerjisi elde edeceğiz. Sonra bunun entegre kullanımını sağlayacağız. Ve bu memlekette çok büyük iş potansiyeli sağlayacağız dedik. Bu yatırım ilk başta çok riskli bir yatırım. Ama yaptıktan sonra ve düzenli kullanımı sağladıktan sonra bitmez tükenmez bir kaynak olarak bu memleketin daima hizmetinde olacak ve torunlarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras olacak” diye konuştu.
“JEOTERMAL ALANLARIN PARSELLENMESİ JEOTERMALİN KATLEDİLMESİDİR”
Jeotermal alanların parsellenmesi olayının yanlış bir uygulama olduğunu, eğer bu uygulama devam ederse bundan sonra bu sahalarda ne santral kurulabileceğini ne de santrallerin devamlılığını sağlayabileceğini dile getiren Balat; “Herkes bir bölgede jeotermal bir alanın kapatılması için büyük bir mücadele veriyor. MTA’nın bu konuda maalesef yanlışları oldu. İhaleler yaparak jeotermalleri bölge bölge parselledi ve değerlendirmeye çalıştı. Ama jeotermal kaynaklar bir petrol gibi, bir kömür gibi arsa arsa parselenemez. Ve bölümlendirilemez.
Bir jeotermal kaynağın üretim alanının belirlenmesi, bu enerjinin reenjeksiyon alanının belirlenmesi ve kaynağın soğumadan yıllar boyu kullanılabilmesinin temin edilmesi lazım. Bu düşünülmeden, bu bölgelerin çerçevesi çizilmeden böyle parça parça ihale edilen alanlar büyük kargaşaya sebep olacaktır. Kaynakların, şahısların ya da kurumların yararına değil, memleketimizin yararına olduğu unutulmamalıdır. O yüzden jeotermal kaynaklar bozulmayacak şekilde gruplandırılır, bölünürse güzel bir başarı elde edilir. Bu konuda çalışmalar yapılıyor, güzel neticelere ulaşacağımıza inanıyorum” dedi.
Muharrem Balat; doğal kaynakların ticari amaçlarımız için hor kullanmamız gerektiğini aksi halde bu kaynakların yok olabileceğini kesinlikle unutmamız gerektiğini söyleyerek konferanstaki konuşmasını tamamladı.
Kaynak: Güncel Gazete