“Bankalar Yenilenebilir Enerji Yatırımlarına Pozitif Yaklaşım İçerisinde…”

İş Bankası Yetkilileri: “Yenilenebilir enerji yatırımlarının çevreye görece daha az etki ederek ülke ekonomisine olumlu katkı sağlıyor olması, buna ilaveten Türk bankalarının son dönemde bu yatırımlara özgü olarak avantajlı dış finansman imkanlarına erişim sağlaması, bu yatırımlara bankaların pozitif yaklaşım sağlaması açısından önem arz etmektedir.”

İş Bankası Yetkilileri, yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırımların son 10 yıl içinde Türkiye’nin artan enerji ihtiyacı, termik santrallerin fosil yakıt kullanımından kaynaklanan çevresel ve sosyal sorunlar ve hammadde tedarikçisi ülkelere bağımlılık gibi dezavantajlar nedeniyle, devlet tarafından sağlanan çeşitli teşviklerin de etkisiyle önemli bir ivme kazandığını belirtti. Yetkililer, bu kapsamda ilk aşamada yapılan yatırımların ağırlıkla hidroelektrik kaynaklara yönelik olduğunu ifade etti. Buna karşın, hidroelektrik enerjisi potansiyelinin önemli bir bölümünün değerlendirilmiş olması paralelinde yatırımcıların da kademeli olarak rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisi alanlarına yönelmeye başladıklarını kaydeden yetkililer, bu süreçte ana faaliyet konusu enerji olmayan birçok yatırımcının da sektöre yoğun ilgi göstermeye başladığı görüldüğünü aktardı. Yetkililer bu eğilimin önümüzdeki dönemde iklim değişikliği ve dışa bağımlılık kaygılarının ve kamu teşviklerinin etkisiyle sürmesi beklendiğinin altını çizdi.
Yenilenebilir enerji yatırımlarının halen ağırlıkla Türk bankaları tarafından uzun vadeli döviz kredileriyle finanse edildiğine dikkat çeken yetkililer şu açıklamayı yaptı: “Türk bankaları mevduat tabanlarının vade yapısından kaynaklanan sınırlamalar nedeniyle, EBRD, Dünya Bankası gibi kuruluşların ve ekipman tedarikçisi ülkelerin ihracat sigorta kuruluşlarının sağladığı görece uzun vadeli ve uygun maliyetli fonlarla bu finansmanları bugüne kadar gerçekleştirmiştir. Türk bankalarının alternatif fonlama kaynaklarına erişim imkanlarının artması ve stratejik tercihleri de paralelinde yenilenebilir enerji alanına olan ilgi her zaman canlı kalmış olup bankalar bu imkanlar dahilinde diğer finansmanlara kıyasla daha uygun maliyetli kaynakları müşterilerine sunma gayretinde olmuştur.
Sektörün lider finansörlerinden olan Bankamız başta olmak üzere proje finansmanı alanında aktif olarak faaliyet gösteren Türk bankalarının yenilenebilir enerji projelerini destekleyici bir tutum içerisinde olduğu rahatlıkla ifade edilebilir. Bahse konu yatırımların çevreye görece daha az etki ederek ülke ekonomisine olumlu katkı sağlıyor olması, buna ilaveten Türk bankalarının son dönemde bu yatırımlara özgü olarak avantajlı dış finansman imkanlarına erişim sağlaması, bu yatırımlara bankaların pozitif yaklaşım sağlaması açısından önem arz etmektedir.
Bankamızın proje finansman portföyü yaklaşık 14,5 milyar USD’lik bir büyüklüğe ulaşmış olup, bunun yaklaşık ½’sini enerji portföyü oluşturmaktadır. Toplam 14 bin MW’lık enerji portföyünün yaklaşık yüzde 30’u YEKDEM kapsamındaki alım garantilerinden faydalanma imkanı bulunan yenilenebilir enerji projelerinden oluşmaktadır. Bankamızın profesyonel olarak sektörde faaliyet gösteren enerji yatırımcılarının, yüksek teknik verimliliğe sahip yenilenebilir enerji yatırımlarına, bu yatırımların çevresel ve sosyal etkilerini de detaylı analiz etmek suretiyle ve devletin sağladığı alım garantilerinin ve yerli üretim teşviklerinin de iş planlarına olumlu etkisini dikkate alarak önümüzdeki dönemde de ilgi göstermeye devam etmesi öngörülmektedir.”

“Projelere yönelik seçici bir tutum izleniyor”

Yetkililer İş Bankası olarak, söz konusu projelere yönelik seçici bir tutum izlediklerini, yatırımcının kimliği, enerji alanındaki tecrübesi, ekipman tedarik firması, yatırımın teknik özellikleri, çevresel ve sosyal etkileri, yasal izin, onay süreçleri gibi birçok kriteri göz önünde bulundurularak kredilendirme kararları verdiklerine dikkat çekti. Yetkililer açıklamayı şöyle tamamladı: “Kredi kullandırımları teknik, sigorta, çevre vs. danışmanlarının saha ziyaretleri sonrasında yayınladıkları dönemsel raporlamalara istinaden yapılmakta, yatırım bitip işletme aşamasına geçen santrallerin üretim, satış performansları da yakından takip edilmektedir. EBRD, EIB, Proparco gibi uluslararası finans kuruluşlarının sağladığı MIDSEFF, TURSEFF gibi kaynakların kullanıldığı finansmanlarda yatırımcıların yerine getirmesi gereken çevresel ve sosyal yükümlülükler bankamızca yakından takip edilmekte ve uygun kaynak maliyeti avantajından faydalanabilmesi için yatırımcılara da bankamızca üstlenilen yükümlülüklerin tamamı yansıtılmak suretiyle etkin bir izleme mekanizması kurulmaktadır. Bu süreçte yatırımcıların üstlenecekleri çevresel ve sosyal yükümlülüklerin boyutları konusunda doğru ve zamanında bilgilendirilmesine azami özen gösterilmektedir.
Önceki dönemlerde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri sektörde yeterli deneyime ve arızi hallerde ihtiyaç duyulabilecek mali bünyeye sahip olmayan bazı yatırımcıların kısa vadeli hedefler çerçevesinde yatırım kararları vererek sektöre atılması olmuştur. Öte yandan EPDK ve diğer düzenleyici kurumların aldığı bir takım önlemler ve sektör dinamiklerinin de etkisiyle ilerleyen dönemde bu tür yatırımcıların elendiği görülmüştür. Yine geçmiş dönemde karşılaşılan bir diğer sorun da yasal izin, onay ve kamulaştırma süreçlerinin uzunluğu ve çok sayıda farklı kurumdan onay alma gerekliliği nedeniyle yatırımların gerçekleştirilmesinde ortaya çıkabilen gecikmeler olmuştur. Öte yandan süreç içerisinde gerçekleştirilen mevzuat değişiklikleriyle bu süreç de mümkün olduğunca basitleştirilmiştir. Yatırımların gelişim hızını ve kalitesini doğrudan etkileyen mevzuat değişiklikleri bankamızca yakından takip edilmektedir. Bundan sonraki süreçte yenilenebilir enerji yatırımları her ne kadar temiz enerji projeleri olarak bilinse de özellikle yatırım döneminde meydana gelen çevresel ve sosyal etkilerin doğru yönetimi önemli olmaya devam edecektir.
Bugüne kadar proje portföyümüz ülkenin ekonomik gelişim yapısı ve enerji sektörünün olgunlaşması paralelinde HES projelerinin ağırlığında şekillenmiş olmakla birlikte son dönemde özellikle jeotermal ve rüzgar projeleri de portföy içerisinde hızlı bir ivme kazanmıştır. Jeotermal alanda Güriş ve Zorlu Grupları gibi ülkemizin önde gelen enerji firmalarının projelerinin finansmanında yer alan Bankamız Türk bankaları içinde bu alanda en büyük finansman portföyüne sahip bankadır. Sayıca az olmakla birlikte hayvansal ve tarımsal atıklara dayalı enerji üretimi yapan biyokütle yatırımlarına sağladığımız finansmanlara, portföyümüzde özel bir önem atfedilmektedir. Güneş enerjisi yatırımlarında ise lisanssız yatırımların yanı sıra lisanslı projelere sağlanan finansmanların önümüzdeki dönemde artış göstermesi beklenmektedir.
Artan enerji ihtiyacı ve ülkemizin potansiyeli açısından değerlendirildiğinde halen düşük seviyelerde seyreden yenilenebilir enerjininüretimdeki payının izleyen dönemlerde kademeli olarak artış göstermesi beklenmektedir. Bu kapsamda İş Bankası olarak hem kendi kaynaklarımızın hem de uluslararası kuruluşlardan sağladığımız kaynakların doğru yatırımlara yönlendirilmesi stratejisi çerçevesinde yenilenebilir enerji projelerine finansman önceliği sağlanması konusundaki yaklaşımımızı devam ettireceğimizi ve bu çerçevede gerek faal gerekse de yeni yatırımlar özelinde seçici bir yaklaşımla projelere olan desteğimizi muhafaza edeceğimizi memnuniyetle dile getirebiliriz.”

Kaynak: Bültenler

enerjienerji gündemienerji haberlerienerji piyasasıenerji sektörügüneşGüneş Enerjisigüneş haberlerigüneş sektörürüzgarRüzgar Enerjisirüzgar haberlerirüzgar sektörüyenilenebilir enerji
Yorumlar (0)
Yorum Ekle