Tüm dünya, küresel ısınmaya neden olan iklim değişikliğinin farkında ancak insanlık, tehdit ve çözüm konularında ikiye ayrılıyor. Yarıya yakın bir grup geri dönüş için bir fırsat olduğunu savunurken, diğer yarısı artık çok geç kalındığını düşünüyor. Türkiye ise 39 ülke arasında % 95’lik oranla bu sorunu tehdit olarak gören ilk sıradaki ülke. Çin, iklim değişikliğini tehdit olarak kabul etmezken, Hindistan sorun karşısında umutsuz. Çünkü insanlık, sorunu çözmekte çok geç kaldı.
Araştırma şirketi Barem, global ortağı WIN Grubu ile birlikte, insanların “Küresel İklim Değişikliği” konusunda görüşlerini derlemek üzere 39 ülkede 30 bine yakın kişiyle görüşerek önemli
Tüm dünya sorunun farkında ve endişeli…
Tüm dünya, küresel ısınmaya neden olan iklim değişikliği konusundaki endişe (yüzde 86) ile küresel ısınmanın insan yapısı olduğu (yüzde 84) ve insanlık için tehlike arz ettiği (yüzde 84) kanaatlerini paylaşıyor. Türkiye’de ise farkındalık dünya ortalamasının üstünde. Araştırmaya göre, küresel ısınmanın insanlık için ciddi bir tehdit olduğunu düşünenler yüzde 95, bunun insan faaliyetlerinin bir sonucu olduğu fikrini onaylayanlar yüzde 90 oranında. Gerek dünya genelinde, gerekse Türkiye’de iklim değişikliği bilinci kadınlarda daha yüksek ve eğitim arttıkça artıyor.
Türkiye farkındalığı en yüksek 10 ülke içinde
Ülkelerin küresel ısınma önermelerini kabul etme oranları ile ilk 10 ülke ve son 10 ülke sıralaması yapıldığında; Türkiye’nin küresel ısınma farkındalığı en yüksek 10 ülke içinde 5’inci sırada yer aldığı görülüyor. Çarpıcı olansa, küresel ısınma farkındalığında ABD, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerin son 10 içinde yer alması. Türkiye’de farkındalık oranı yüzde 94 iken, bu oran ABD’de yüzde 72.
Türkiye bu bir tehdit diyor, Çin kabul etmiyor
Küresel ısınmanın sorumlusu insandır diyen ülkeler arasında da sıralama neredeyse aynı. Ancak bu durum insanlık için bir tehdit midir diye sorulduğunda, Türkiye yüzde 95 oranla ilk sırayı alıyor. Dünya ortalaması yüzde 84 olurken, Çin yüzde 57 oranla listenin en sonunda bulunuyor.
Kimi geri dönüş var diyor, kimisi inanmıyor…
İnsanlık, küresel iklim değişikliği sorununu çözmek adına bir fırsat olduğu ve geri dönüş için henüz vakit olduğu konusunda 2’ye ayrılıyor. Yarıya yakın bir grup (yüzde 48) geri dönüş için hala vakit olduğu fikrini savunurken, diğer yarı (yüzde 46) bunun için artık çok geç olduğunu düşünüyor. Bu konuda Türkiye’de de benzer bir ayırım söz konusu. Sorunun çözüleceğine dair umut dünya ortalamasına göre 2 puan daha fazla (yüzde 50).
Çoğunluk umutlu ama yeterince değil
Ülke bazında bakıldığında 39 ülkenin 25’inde küresel iklim değişikliğinin geri dönülebilir bir durum olduğu düşüncesi hakimken 14 ülkede insanların çoğu bunun için artık çok geç olduğunu kanısında. Artık çok geç diyenlerin başında yüzde 84 oranla Hindistan geliyor. Brezilya ise yüzde 20’lik oranla bunu inkar ediyor.
Barem Genel Müdürü Sencer Binyıldız araştırma sonuçlarını şu şekilde yorumluyor: “Son zamanlarda yapılan çalışmalardan ve artık sorunun etkilerini daha net yaşamamızdan dolayı hepimizin farkındalığı oldukça yüksek. Son yıllarda üst üste sıcaklık rekorları kırılıyor. Daha önce görülmeyen etki ve sıklıkta doğal afetlere tanıklık ediyoruz. Davos Dünya Ekonomik Forumu “Küresel Riskler Raporu 2020” uzun vadeli risklerin tamamını çevresel riskler olarak tanımladı. Çok sayıda STK’nın ve bu arada Greta Thunberg ile yıldızlaşan genç iklim aktivistlerinin mücadelesinin de bu sonuçlarda etkili olduğu kanısındayım. Artık herkes 1880 yılından beri gezegenin ısısının 1,5 derece arttığını öğrendi. Kritik eşiğin aşıp aşılmadığı konusundaysa insanlık, umudunu yitirmemeye çalışıyor”.
“Ülkemizde iklim bilincinin dünya ortalamasının da üstünde olmasını, global gündemi yakından takip etmemize ve coğrafi konumumuz nedeniyle zararları bilfiil yaşıyor olmamıza bağlıyorum. Türkiye’de kuruyan 60 gölün toplam yüzölçümü Marmara Denizi’ nin yüzölçümünden daha fazla. Termik ve hidroelektrik santrallerin iklim değişikliğine katkıları ve verilen mücadele sosyal medya sayesinde artık daha çok göz önünde. Ancak farkında olmak yetmiyor, bu konuda acilen tüm dünyada bir şeyler yapılması gerekiyor, bazıları için şu an bile çok geç.”
Araştırma Künyesi: Araştırmada Kasım-Aralık 2019’da 39 ülkede 29.368 kişi ile görüşüldü. Türkiye’de 601 kişi ile CATI görüşmesi yapıldı.