Fransa’nın güneyindeki Aix en Provence kenti yakınlarındaki Cadarache kasabası, nükleer enerji alanında önemli bir uluslararası çalışmaya ev sahipliği yapıyor. Dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 34 ülkenin uzmanları, burada birleşme enerjisi ile ilgili belki de dünyanın en büyük bilimsel projesi üzerinde çalışıyor.
Uzmanlar, atom birleşmeleri ile yeni bir nükleer reaktör inşa edip, ucuz, temiz, güvenilir ve sürdürülebilir ele
Burada geleceğin nükleer birleşme reaktörünün inşa edildiği yerdeyiz. 20 yıl içinde inşa edilmesi hedeflenen reaktör Eyfel Kulesi’nin üç katı ağırlığında ve 60 futbol sahası genişliğinde olacak.
Atom çekirdeklerini bir araya getirip birleşmenin gerçekleşmesi için 100 milyonlarca derece gibi yüksek sıcaklıklara ihtiyaç bulunuyor. Bu sıcaklıklardaki plazmayı tutabilmek için manyetik alan kullanılıyor. Bölünme tepkimesi döteryum ile trityum arasında gerçekleştiriliyor.
Bu projenin direktörü 65 yaşındaki Bernard Bigot’ya göre, enerji birleşmesi sayesinde dünyada enerji üretimi ile ilgili en büyük sorun çözülmüş olacak.
‘‘Burada nükleer birleşme ile üretilen enerjinin avantajları nelerdir?’‘
Bernard Bigot: ‘‘En önemli avantaj yanabilir madde içermesi, bu da hidrojen, sayesinde oluyor. Hidrojen doğada oldukça fazla, deniz ve göllerde fazlasıyla mevcut; yüz milyonlarca yıl tükenmesi mümkün değil, ikinci avantaj ise atıkların kontrolü, çok az bir radyoaktif madde olabilir ama onların yaşam süresi daha kısa. Nükleer parçalanma ile atıkların giderilmesi için milyonlarca yıl, nükleer birleşme sistemi ile bir kaç yüzyıl gerekiyor.’‘
Bigot ayrıca, sorun anında nükleer birleşmenin kolay bir şekilde durdurabileceğine inanıyor. Nükleer parçalanmada aynı şey söz konusu değil. süreç dursa bile, tehlikeli tonlarca nükleer yakıt enerji üretmeyi sürdürüyor.
Bu odada mühendisler, nükleer reaktörlerin sanal parçalarını doğru yerlere yerleştirmeye çalışıyor. Parçalar bazen uzak ülkelerden geliyor. Bunların milimetrik ayarlarla kusursuz bir şekilde yerleştirilmesi gerekiyor. Projenin de tabi karşılaştığı sorunlar var. Örneğin trityum maddesinin olası sızması. Ancak Bigut’ya göre, büyük bir tehlike arz etmiyor.
Bernard Bigot: ‘‘Eğer kaza olacak sa nasıl türdü bir kaza olur ? sorusunu yönetirsek, aklımıza gelen ilk konu bir sızıntının hasıl olması, bu durumda bile havaya yayılan gaz insan sağlığını tehlikeye sokacak boyutta değil ve insanlar günlük yaşamlarını eskisi gibi sürdürebilir.’‘
Buna rağmen, mühendisler, olası sızıntı halinde tehlikeli madde olarak bilinen trityumun emmek için özel borular dizayn etmeye çalışıyor. Projenin diğer önemli sorunu ise oldukça pahalı olması. Bu proje için 16 milyar euro masraf gerekiyor. Bu rakam 2006 yılında ilk düşünüldüğünden yaklaşık üç misli daha fazla.
Bernard Bigot: ‘‘Evet proje oldukça masraflı, bunu kabul ediyorum ancak üretilen enerjinin miktarı düşürüldüğünde, çok etkileyici bir tablo ortaya çıkıyor ve uzun süreli enerji ihtiyacının giderilmesi için bu kadar yatırıma değdiğini görüyorsunuz.’‘
Sanal çalışmaların yapıldığı bu odada, projenin farklı parçaları dikkatli bir şekilde yerleştiriliyor ve faaliyete geçtikleri farz edilerek üzerinde sanal icraatlar yapılıyor.
Iter projesi belki bir rüya projesi, belki imkansız bir rüya ancak Bigot ve ekibi bunun bir gün mutlaka gerçekleşeceğine yürekten inanıyor.
Kaynak: euronews