Kişisel bloğu ‘gatesnotes’ta tarım, AIDS, tarih, teknoloji ve daha birçok konuda yazılar yazan Bill Gates’in üzerinde en fazla durduğu konulardan biri de temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları. Enerjide mucizeler gerektiğini vurgulayan 25 Haziran tarihli yazısında enerji yatırımlarındaki eksikliklerine dikkat çekerek ABD’yi eleştirse de değindiği yetersizlik Türkiye dâhil birçok ülke için de geçerli.
“Konuşmalarımda sıklıkla aşıların mucize olduğunu söylerim: Sadece birkaç dozla çocukları ölümcül hastalıklardan hayatları boyunca koruyor.
Konu temiz enerjiye geldiğinde ise tıpkı mucizeler gibi dönüm noktalarına ihtiyacımız var.
Aşılar gibi, yenilenebilir enerji mucizeleri de şans eseri oluşmuyor. Bu mucizeleri araştırma ve geliştirmede uzun dönemli yatırımlarla bizler gerçekleştirmeliyiz. Maalesef şu sıralar ne özel sektör ne de ABD hükümeti herhangi bir yerde bu dönüm noktalarının gerçekleşmesi için gereken ölçeğe yakın yatırımlar yapmıyor.
Yenilenebilir enerjide dönüm noktaları niçin bu kadar önemli? Burada sıkça belirttiğim gibi dünya önümüzdeki yıllarda çok daha fazla enerjiye ihtiyaç duyacak – ABD hükümetinin hesaplamalarına göre 2010 ve 2040 arasında enerji ihtiyacı yüzde 50 artacak. Ancak günümüzdeki en büyük eneri kaynağı aynı zamanda iklim değişikliğine sebep olan en büyük karbon dioksit kaynağı.
Başka bir deyişle enerji kaynakları güvenilir ve uygun maliyeti yanında temiz kaynaklar olmak zorunda.
Günümüzdeki teknolojiler başlangıç olarak iyi ama yeterince iyi değil. Bazı bölgelerde yenilenebilir kaynaklara yüksek oranda bağlılık için yeterli derecede düzenli güneş ışığı veya rüzgâr olmuyor. Her durumda bunlar veya diğer temiz enerji teknolojileri yoksul ülkelerin geniş oranda uygulaması için çok yüksek maliyette… Bu teknolojiler giderek ucuzlasa da gelişmekte olan pek çok ülke fiyatların düşmesini beklemiyor ve şu an kömür santralleri veya başka fosil yakıtlı yapılar inşa ediyor. Bu çok kötü ama anlaşılabilir bir durum. Bu ülkelerin enerjiye şu an ihtiyaçları varken temiz enerji alternatifleri için uzun yıllar beklemesini düşünemeyiz.
İşte bu yüzden yenilenebilir enerjide araştırma ve geliştirme için çok fazla yeniliğe ihtiyacımız var: Güneş ve rüzgârın kesintili akışını dengeleyen yeni yollar, daha ekonomik ve verimli güneş panelleri, enerjiyi iletmek ve yönetmek için daha iyi ekipmanlar, bugünkünden çok daha güvenli yeni nesil nükleer santraller ve çok daha fazlası…
Ancak maalesef ABD’nin temiz enerjiye yönelik Ar-Ge yatırımları çok düşük.
Aşağıdaki grafikte Ar-Ge yatırımlarının iki ana kaynağı görülüyor, ilki özel sektör. Grafik, farklı endüstrilerin Ar-Ge yatırımlarına yaptığı satış yüzdelerini gösteriyor.
Enerji niçin çok yavaş? Çünkü enerji araştırmasındaki bir yatırım ticari bir geçerlilik kazanmadan önce (eğer yapılırsa tabii) uzun bir bekleme süresi oluyor; çoğunlukla onlarca yıl. Bununla birlikte, enerji araştırması genelde özel sektörün pek de umursamadığı kamuya yönelik sonuçlar yaratıyor; ekonomik rekabet, ulusal güvenlik ve çevreyi koruma.
Teoride özel sektör yatırım yapmadığında hükümet müdahale eder. Fakat gerçekte ABD hükümeti bile gerekene yakın oranda dahi yatırım yapmıyor.
Aşağıdaki grafik, ABD hükümetinin Ar-Ge yatırımlarının yüzde 60’ını savunma, yüzde 25’ini sağlık ve görmenin bile zor olduğu yüzde 2’sini enerji sektörüne yaptığını gösteriyor.
Peki, diğer ülkeler arasında kaçıncıyız? GSMH’nın enerji araştırmalarına ayrılan yüzdesinde Çin, Japonya, Finlandiya ve Portekiz’in gerisinde, 11. sıradayız.
ABD geleneksel olarak diğer Ar-Ge alanlarında ise hep en üst sıralarda yer alıyor. Bu yüzden IT, telekomünikasyon ve teknolojinin diğer alanlarında lideriz. Yenilenebilir enerji araştırmalarına gerekli yatırımı yapmayarak sadece küresel çaptaki liderliğimizi tehlikeye atmıyoruz, aynı zamanda hayati önem taşıyan bu alanın geleceğini şekillendirebilecek araştırmacılara da gerekli fonu sağlamıyoruz.
Ne yapmalıyız?
Bu konulara odaklanan Amerikan Enerji Yenilik Konseyi adındaki bir grubun üyesiyim. İki rapor ve sayısız durum çalışması yayınladık; bir tanesi, araştırma yardımlarını genişletmek ve regülasyonları iyileştirmek gibi düzenlemelerle özel sektörün Ar-Ge çalışmalarında önünün nasıl açılacağını içeriyor. Diğer taraftan federal hükümetin uzun vadeli yatırımlara yeterli fon sağlaması için, enerji Ar-Ge yatırımlarını yıllık 5 milyar dolardan 16 milyar dolara yükselterek üçe katlaması gerektiğini tartışıyoruz. Böylece toplam Ar-Ge bütçesinde enerjinin yüzde 6’lık bir payı olacak.
Bu yüksek miktarda bir para demek fakat problemin kapsamına baktığımızda buna değeceğini düşünüyorum. Bu yatırım, temel enerji biliminde, geliştirilmiş nükleer fisyon, verimlilik, yenilenebilir enerji kaynaklarında kayda değer yeni yatırımları, elektrik şebekelerinde gelişmeleri ve çok daha fazlasını sağlayacak.
Bilim ve teknolojinin temiz enerjiyi büyük dönüm noktalarına yönelteceği ve giderek artan enerji ihtiyacımızı karşılamaya yardım edeceği konusunda iyimserim. Bu ve diğer pek çok alanda kestirme çözümler olmaması acil olarak işe koyulmamız gerektiğini gösteriyor.”
Kaynak: bilgi çağı