Dünyayı tehdit eden en önemli sorunların başında gelen küresel ısınma, farklı bölgelerde farklı şekillerde kendini hissettirmeye başladı. İklim değişikliğinin sağlık ve besine erişme noktasında önemli bir parametre olmasının dışında sürdürülebilir bir dünya için vazgeçilemez olan enerji kaynaklarına etkisi ise tartışılmaz. Enerji tasarrufu denince bugün hala ısı yalıtımı konusu, en son akıllara gelen bir konu. Oysa bir konutta enerjinin % 40’ı duvarlardan kaybediliyor. Tüm konutlar üzerinden düşündüğümüzde bu enerji kaybı çok önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Rakamlar gösteriyor ki bireylerin yanı sıra şirketlerin de önemli derecede bu tasarrufu yapması gerekiyor. Avrupa’nın mantolama devi Baumit, doğru mantolamayla yapılarda % 50 oranında enerji tasarrufu sağlamanın mümkün olduğunu belirtiyor. 7 Ekim Dünya Konut Günü’nde enerji verimliliğine dikkat çeken marka, konut ve iş yerlerindeki ısı yalıtımının dünyada küresel ısınmanın engellenmesindeki en önemli gündem maddelerinden biri olduğunun altını çiziyor.
“Türkiye’deki mevcut binaların % 85’inde yalıtım maalesef bulunmuyor”
Son teknoloji kullanarak enerjiden tasarrufu nasıl yaparız sorusu üzerine ürünler geliştiren Avrupa’nın mantolama devi Baumit, sürdürülebilirliği şirket DNA’sına işlemiş durumda. 7 Ekim Dünya Konut Günü özelinde açıklamada bulunan Baumit Satış ve Pazarlama Direktörü Erdil Dinçer, doğanın bize verdiği tepkilerin küresel ısınmanın günümüzde hangi boyutlara ulaştığının en önemli göstergesi olduğunu söyledi. Ülkelerin karbon salımını ile ilgili kısıtlamalara gitmek için mevzuat ve standartlarını tekrar gözden geçirdiğini anımsatan Dinçer, “Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ettiğinde, küresel ısınmanın 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçmesi bekleniyor. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, yaşam alanlarımız üzerindeki kalıcı etkilerinin önlemesi anlamına geliyor.
Türkiye’nin BM’ye sunduğu taahhüt 2030 yılı itibarıyla referans senaryoya göre sera gazı salımınındaki artış miktarını % 21 azaltmaktır. Küresel ısınmanın önüne geçmek için fosil yakıt kullanımı azaltılmalıdır. Bu da ülkemizde yalıtım kalınlıklarının artırılması ve sistem kullanımının teşvik edilmesi ile mümkündür. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olarak yalıtımlı binalar üretmek ve mevcut binaları yenilemek hem ülke ekonomisine hem de tüketicilerin kendi ekonomilerine büyük katkı sağlamaktadır. Zira günümüzde Türkiye’deki mevcut binaların halen % 85’inde yalıtım maalesef bulunmuyor. Dolayısı ile yalıtım konusunda bilinçlenmemiz oldukça önemli. Enerji tasarrufu dendiğinde ısı yalıtımının ilk akla gelen uygulama olması için farkındalık yaratmak öncelikli hedeflerimiz arasında. Ek olarak her geçen gün bu konudaki farkındalık düzeyinin arttığını da söyleyebilirim. Yalıtım sürdürülebilir bir dünya için ve kişisel tasarruf için oldukça önemli bir kavram ve bu bilincin ülkemizde en üst seviyede olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü biz Baumit olarak, insanların sağlıklı, enerji verimli ve güzel yapılarda yaşamasını istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Doğru mantolamayla yapılarda % 50 oranında enerji tasarrufu sağlamak mümkün“
Binalarda kullanılan enerjinin % 80’inin ısıtma ve soğutmaya harcandığını anımsatan Dinçer, “İç ortamı ısıtılması ya da soğutulması için harcanan enerjini içerde muhafaza edilebilmesi için, binanın en doğru şekilde mantolanması gerekmektedir. Çünkü binalarda çatılardan % 7, dış duvarlardan % 40, döşemelerden % 6 ve kapılardan % 17 oranlarında ısı kayıpları olmaktadır. Dolayısıyla şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki doğru mantolamayla yapılarda % 50 oranında enerji tasarrufu sağlamak mümkün.”
Isı yalıtım sistemleri, openSistem, PowerSistem, StarSistem ve ProSistem ile yaşam alanlarını çevreye duyarlı hale getiren Baumit, doğru mantolamanın;
– Tüm yıl boyunca konforlu iç mekan iklimi sağladığını,
– Duvarları çatlaklardan ve olumsuz hava koşullarından koruduğunu,
– Çevre dostu bir yaşam alanı sağladığını,
– İnşaat maliyetlerinden de tasarruf ederek, tasarrufa henüz inşaat aşamasında başlamanıza yardımcı olduğunu,
– Soğuk havalarda ısı köprülerinin oluşmasını engellediğini,
– Özgün tasarım ve yaratıcılık olanakları sunduğunu,
– Isıtma ve soğutma giderlerini kalıcı olarak azatlığını,
Karbondioksit salımınını düşürdüğünü belirtiyor.