Uluslararası Enerji Ajansı Baş ekonomisti Fatih Birol’a göre petrol fiyatları bu seviyede kalmayacak. Birol, fiyatların 2015’ten sonra yükselmesini bekliyor. Birol ayrıca Ortadoğu kaynaklarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu söyledi.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın her yıl hazırladığı “Dünya Enerji Görünümü” raporunun tanıtımı için Türkiye’ye gelen ajansın Başekonomisti Fatih Birol, sektöre
“Petrol fiyatları bu seviyede kalacak mı? Hayır. Hemen değil ama önümüzdeki dönemde yukarı yönlü baskı olacak. 2015’te çok ciddi bir yükseliş beklemiyorum ama yükseliş olacak.”
Peki Petrol Fiyatları Neden Düşüyor?
Fatih Birol’a göre ABD’deki kaya gazı ve petrolündeki üretim artışı çok hızlı oldu ve bu dönem talebin son derece düşük olduğu bir zamana denk geldi. Japonya’da resesyon olması, Çin’in büyümesindeki yavaşlama ve AB’deki talep düşüklüğü petrole olan talebi azaltan etkenlerin başında.
“Yatırım Düşüyor, Tüketim Canlanır”
Birol petrol fiyatlarının düşüşünün iki önemli sonucu olduğunu söylüyor:
“Birçok petrol şirketi yatırım harcamalarını kıstı. Şirketilerin harcamalarında yüzde 10 ila 20 oranında düşüş var. Bunun en fazla uygulandığı ülkeler ABD ve Brezilya. ABD’de sahalarda karlılık için petrol fiyatının 75 dolar civarında olması gerek. Bu fiyat garanti olmadığı için şu anda yatırım yapmıyorlar. İkinci sorun da fiyatların düşmesiyle talepte artış ihtimali var, tüketim canlanacak, talep artacak.”
“İki Stres Noktası Var”
Fatih Birol, enerji piyasalarında iki önemli stres noktası olduğunu düşünüyor: Enerji güvenliği ve iklim değişikliği…
Birol, şu andaki enerji piyasalarına bakıldığında sorun yokmuş gibi göründüğünü, ama önümüzdeki süreçte ciddi bir ‘baş ağrısı’ yaşanabileceğini ifade etti:
“Mesela petrol fiyatları 65 dolarlara kadar düştü, yeteri kadar petrol var, sorun yokmuş gibi görünüyor. Ancak önümüzdeki bir kaç yılda Kuzey Afrika ve Ortadoğu`daki sorunlara baktığımızda çabucak çözülemeyeceğini düşündüğümüz için ciddi bir baş ağrısı olabilir. Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunlar, doğalgazda da arz güvenliğinin ciddi bir sorun olduğunu hatırlatıyor. Ukrayna Rusya krizini üçüncü defa yaşıyoruz. Bu arz güvenliğinin hâlâ sorun olduğunu gösteriyor. Enerji güvenliğinin üst sıralara tırmanacağını bize söylüyor. Enerji stratejilerinin nasıl yapılması gerektiğine dair ipuçları sunuyor.”
Gaz emisyonlarının geçen yıl yine yüzde 2.6 büyüdüğünü ve dünyadaki ısının 3.6 santigrat artmasına yol açacak bir yörüngeye oturttuğuna dikkat çeken Birol, bunun da ‘içinde bulunduğumuz hayat alışkanlıklarımıza yavaş yavaş Alllahaısmarladık dememiz’ anlamına geldiğini belirtti.
“Ortadoğu’ya İhtiyaç Yok Demek Tamamen Yanlış”
ABD’de kaya gazı petrolündeki gelişmeler nedeniyle Ortadoğu’ya ihtiyacın azalacağı yönündeki yorumların tamamen yanlış olduğunu ifade eden Birol Ortadoğu’nun bugün de yarın da dünya petrol piyasasında çok önemli bir bölge olarak kalacağını söyledi:
“Önümüzdeki 25 yılda talebin günlük 14 milyon varil büyüyeceği öngörülüyor. Bu talebi kim karşılayacak? Dört önemli üretici var: ABD, Brezilya, Kanada ve Ortadoğu. ABD’deki artış en fazla günlük 2 milyon, hadi 3 milyon olsun. Geriye kalan 10 milyon varil nereden gelecek? ABD bu talebi tek başına karşılayamaz. ABD şu anda hâlâ petrol ithal ediyor. Ortadoğu’dan özellikle 2020’li yıllarda artış gelmeli ki aradaki fark kapansın. Artış için büyük yatırım gerek ama şu anda istikrarsızlıktan dolayı Ortadoğu’nun yatırım hevesi kaçmış durumda. En önemli ülke Irak, çünkü maliyetler düşük. 1 varil 5 dolara çıkıyor, kaya gazında bu 75 dolar. İstikrarsızlık nedeniyle Irak’taki yatırımlarda soru işareti var.”
“Çin Bir Numaralı Nükleer Güç Olacak”
Fatih Birol, enerjide farklı alanlardaki gelişmelere de değindi, Çin`in yakın gelecekte nükleer enerjide bir numaralı güç olacağını söyledi:
“Gelecek yıllarda kurulacak her iki nükleer santralden biri Çin`de olacak. Çin, ABD`yi geçerek dünyanın bir numaralı nükleer enerji gücü haline gelecek. Nükleerde inşa halindeki 80 GW`ın yarısı Çin`de. Çin batıdan aldığı teknolojiyi geliştirip daha fazla santral kurarak daha ucuza nasıl kurulabileceğini öğreniyor. Çin`in yakın zaman içinde dünyadaki en önemli nükleer teknoloji ihracatçısı haline getirebilir. Çin birçok ülkeyle, Almanya, Fransa, ABD, Japonya ile rekabet edebilecek noktaya gelecek.”
“AB’de Nükleere Dönüş Başlayabilir”
Birol, AB`de nükleer kapasitede ciddi bir düşüş gördüklerini ve bunun önemli sonuçlar doğurabilecek bir trend olduğuna dikkat çekti. Avrupa`da şu anda mevcut santrallerin yarısının ömürlerini tamamlayacağını ve yenilerin sayısının çok daha az olacağını söyledi.
AB`nin enerji ihtiyacının yüzde 30`unu karşılayan nükleerden vazgeçmesi nedeniyle çok ciddi bir sorunla karşılaşacağını belirten Fatih Birol, bazı ülkelerin nükleere dönüş yapabileceğini vurguladı.
“Nükleerin Sorunları Var”
Nükleer enerji alanında yaşanan sorunlara da değinen Birol, işletme riskleri dışında üç önemli konu olduğuna dikkat çekti:
“Nükleer santrallerin de belli bir ömrü var Santraller, ömrü dolunca devre dışı kalmalı. Şimdiye kadar ancak 10 santral devre dışı kaldı. Devre dışı kalınca ne yapacağımızı bilmiyoruz. İkincisi yaklaşık 200 santral hep birlikte devre dışı kalacak. Sökülmesi ve atıkların temizlenmesi lazım. Birçok ülke bu konuda hazırlıklı değil. O bakımdan yeni başlayan ülkelerden sökme devreden çıkarma konusunda hem düzenlemeler hem de finansal açıdan hazırlıklı olmamız gerekiyor. Üçüncüsü nükleer atıkların bertaraf edilmesi. Zaten elde çok ciddi atık var ve yenileri de gelmeye devam edecek. Nasıl depolanacağı konusunda nihai bir çözüm yok. Fransa, Japonya ABD bu konularda çalışıyor. Bu çalışmaların daha da artması gerekiyor. Nihai bir çözüm bulunursa nükleerle ilgili önemli bir sorunu çözebilir. Çözülemeyecek bir sorun da değil,”
DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ>>>
Kaynak: Enerji Enstitüsü