BP, enerjide yeni trendler hakkında önemli ipucları veren Enerji Görünümü 2030 Raporu’nu (Energy Outlook 2030), yayımladı. Rapora göre, dünyada enerji talebi, 2030′a kadar yüzde 36 oranında artacak. Talep edilen enerji miktarının, 12 milyar ton petrolden 16.6 milyar tona ulaşması bekleniyor. Bu artışın, neredeyse tamamına yakınının, gelişmekte olan ülkelerin talebindeki yükselişinden kaynaklanacağı öngörülüyor.
OECD üyesi ülkelerin enerji talebi 5.6 milyar ton petrolden, 5.8 milyar tona yükselmesi beklenirken, OECD dışında yer alan ülkelerde ise 6.4 milyar tondan, 10.9 milyar tona çıkacağı tahmin ediliyor.
OECD’de yer almayan düşük ve orta seviyedeki ekonomilerin, 2030′daki nüfusun artışındaki payının yüzde 90 olacağı ifade edilen raporda, hızlı sanayileşme ve kentleşmeden dolayı, bu ülkelerin global gelir artışında yüzde 70, enerji talebindeki artışta ise yüzde 90 oranında payı olacak.
Enerji tüketiminde en fazla artışın sanayi sektöründe olacağı, özellikle de gelişmekte olan ülkelerin sanayide ilerlemesinin bu artışta önemli bir etkisi bulunacağı ifade ediliyor. Sanayi sektörünün enerji talebi oranının, 2030′da, toplam talep edilen enerjinin yüzde 57′sine karşılık gelmesi bekleniyor.
”ABD, petrol üretiminde ilk sıraya yerleşecek”
Amerika’nın petrol arzının, kaya petrolü üretiminin etkisiyle 2030′da dünyada toplam büyümedeki oranının yüzde 65 olacağı tahmin ediliyor. Bölgesel olarak artışta en ön sırada gelmesi beklenen ABD’nin, 2013′te ham petrol arzında, OPEC ülkelerinin üretimdeki kesintilerinin de etkisiyle, Suudi Arabistan ve Rusya’yı geçeceği öngörülüyor.
ABD’nin enerjide artan üretiminin, 2030′da kendi kendine yeterli seviyeye ulaşması öngörülüyor. ABD’nin 2030′da küçük petrol ithalatçısı olacağı, net ithalatının yüzde 70 azalacağı tahmin ediliyor. Enerji üretiminin tüketimi karşılama oranı yüzde 99′a ulaşacak.
ABD, Suudi Arabistan ve Rusya’nın, dünyada petrol arzının 3′te 1′ini karşılayacağı ifade ediliyor.
”Çin, Avrupa’ya denk düşecek”
Çin’in 2030′da en fazla enerji ithal eden konumda olacağı yönünde tahminlere yer verilen raporda, bu ülkenin enerji ithalat oranının tüm Avrupa ülkelerine denk düşecek.
2017′ye kadar en büyük petrol ithalatına sahip ülke olarak ABD ile yer değiştireceği öngörülen Çin’in, enerji ithalatındaki artışın, ekonomik büyümeye bağlı gerçekleşeceğinin altı çiziliyor.
Rusya, dünyanın en büyük enerji ihracatçısı
Rusya’nın da tüm fosil yakıtlarındaki ihracatıyla dünyanın en büyük enerji ihracatçısı konumunda olacağı, net enerji ihracatının yüzde 25 oranında artacağı belirtiliyor.
Rusya’nın da 2013′yılının ikinci diliminde, Suudi Arabistan’ı petrol üretiminde geçeceği, ancak Suudi Arabistan’ın 2027′de yeniden en fazla petrol üreten ülke konumuna geleceği öngörülüyor.
Suudi Arabistan’ın, 2030′da petrol ihracatı, tahmini olarak 2010 seviyesinin yüzde 17 yukarısında olacak.
Afrika da artan bir şekilde önemli fosil yakıtı ihracatının kaynağı olacak.
Petrolün pazar payı düşüyor
Raporda, enerji üretiminde kullanılan kaynak türlerinin geleceğine ilişkin de tahminler yer alıyor. Petrolde artan fiyatlar ve teknolojik yenilikler, global enerji dengelerini değiştirecek.
1970′lerdeki petrol fiyatında yaşanan şokun ardından, birincil enerji tüketimindeki payı 1973′te yüzde 48 olarak gerçekleşen petrolde, bu oranın 1985′de yüzde 39′a düştüğüne dikkati çekilen raporda, yeniden tırmanışa geçen fiyatların, petrolün ekonomik olarak ağırlığını artırdığı ifade ediliyor. Bu nedenle 2011′de daha da daralan petrol pazar payının, önümüzdeki 20 yılda yüzde 28′e düşmesi tahmin ediliyor.
Petrolün sektörlere göre kullanımına ilişkin, 2011′de yüzde 4 olarak gerçekleşen elektrik üretimindeki payının yüzde 2′ye düşmesi bekleniyor.
Sanayide, konut ve ticari amaçlı kullanılan petrolün payının ise önümüzdeki dönemde azalmasının daha yavaş olacağı belirtilirken, ulaşımda da yüksek fiyatlara karşılık karlı olması nedeniyle en çok kullanılan enerji türü olmaya devam edecek. Ancak ulaşımda da petrolün payının 2011′deki yüzde 94′lük payının, 2030′da yüzde 5 oranında azalacağı kaydediliyor.
Bioyakıtlar ve doğalgazın, ulaşım sektöründeki kullanım oranının ise 2030′a kadar yüzde 5′e ulaşacağı, gazın 2030′a kadar ulaşımda payı en hızlı artan alternatif enerji türü olacağı ve büyük ihtimalle bioyakıtları geçeceği ifade ediliyor.
Ulaşımda enerji tüketimindeki artış hızının azalacağı bekleniyor. Ulaşımdaki enerji talebindeki artışın, 1990-2010 yıllarındaki oran olan yıllık 1.9′luk artışın 1.2′ye düşmesi bekleniyor. Bu artış hızının azalmasında, yakıt tasarrufu sağlayan yeni nesil araçların kullanımı, ayrıca petrol fiyatlarındaki yükselmenin sürücü davranışlarına yansıması, OECD ülkelerindeki araç doygunluğunun etkisi olacağı vurgulanıyor.
Üretim ve tüketim artış oranı eşitlenecek
Dünyada birincil enerji üretiminin, yıllık yüzde 1.6 artarak, tüketim artış hızına 2030′da denk düşmesi bekleniyor.
Üretimdeki artışın, ağırlıklı olarak OECD üyesi olmayan ülkeler tarafından gerçekleştirileceği kaydediliyor.
Asya Pasifik Bölgesi, en büyük bölgesel enerji üreticisi olarak, üretimde en hızlı artış trendini göstereceği öngörülüyor. Büyük yerli kömür üretiminden dolayı yıllık artış hızının yüzde 2.2 olması beklenen bu bölge, global enerji üretiminde yüzde 35′lik bir paya sahip olacak.
Ortadoğu ve Kuzey Amerika ise Asya Pasifik’ten sonra, birincil enerji üretiminde ikinci en büyük artış trendini gösterecek.
Enerji üretiminin hemen hemen tüm bölgelerde artacağı, Avrupa’da ise azalacağı belirtiliyor.
En hızlı artış yenilenebilir enerjide olacak
En hızlı artan enerji türü ise yenilenebilir yakıtların olacağı vurgulanıyor. Bu tür enerjide üretim artış hızı oranının, 2011 ve 2030 arasında yıllık yüzde 7.6 olacağı öngörülüyor.
Nükleer yakıtta, söz konusu dönemde yıllık yüzde 2,6, hidro enerjide ise yüzde 2′lik artış bekleniyor. Hidro ve nükleer enerji, 2030′daki toplam enerji arzında yüzde 17′lik payı olacağı tahmin ediliyor.
Fosil yakıtlar arasında en hızlı artması beklenen ise yüzde 2′lik oranla gaz, bunu ise yüzde 1,2′lik oranla kömür ve yüzde 0,8′lik oranla da petrolün takip etmesi bekleniyor.
Kaya petrolünün ise 2011′den 2030′a kadar toplam global enerji arzında beşinci sırada yer alması bekleniyor.
Kaya petrolü ve yenilenebilir enerjideki artışa rağmen, fosil yakıtların söz konusu dönemde yine de enerji arzının yarısını oluşturacağına dikkati çekiliyor.
Detaylı Rapora ulaşmak için tıklayınız.
Kaynak: Enerji Enstitüsü