Dünya Nükleer Birliği Başkanı Agneta Rising iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve 2050 yılı emisyon hedeflerine ulaşmak için tüm düşük karbonlu enerjilere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “İklim değişikliğine karşı nükleer ve yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte mücadele etmeli” çağrısında bulundu. Rising’e destek dünyaca ünlü çevre ve enerji uzmanı Michael Shellenberger’den geldi. Environmental Progress-Çevresel İlerleme (EP) Başkanı Michael Shellenberger “Dünyanın iklim değişikliği ve yoksulluğa karşı tek gerçek umudunun nükleer enerji” olduğunu ifade etti.
“Artan Nükleer Olmadan Başarısız Olacağız”
Nükleerin karbon emisyonunu azaltmak için uzun vadeli bir çözüm önerebileceğini ifade eden Rising; “Bugün inşa edilen reaktörler büyük olasılıkla 100 yıl boyunca orada olacak ve bir enerji kaynağının tüm niteliklerini koyarsanız nükleer hava kirliliği yaratmayan, iklim değişikliğini etkilemeyecek, çok az yer kaplayacak ve çok güvenilir bir enerji kaynağıdır. İklim değişikliği ile etkin bir şekilde mücadele etmek için tüm seçeneklerden yararlanmamız gerektiği açıktır; artan nükleer olmadan başarısız olacağız. Uzun vadeli iklim değişikliği hedeflerini hayata geçirmek isteyen daha fazla ülke nükleer enerjiye geçmektedir.” ifadelerini kullandı.
30 Ülke Daha Nükleere Geçiyor
Nükleer enerjiye dahil olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Belarus, Türkiye ve Bangladeş gibi yeni ülkeler olduğunu kaydeden Rising; “Nükleer inşaat yapmakla ilgilenen 30 ya da daha fazla ülke görüyoruz. Bu yüzden bu bölgelerde de büyüme olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı. Amerika Birleşik Devletleri’ne de değinen Rising, ABD’nin şu an mevcut reaktörleri korumaya odaklandığını kaydederek “Çalışmakta olan reaktörlerin çoğu 40 yıllık faaliyet için tasarlanmıştır ve reaktörlerin çoğu için 60 yıllık lisans onayını çoktan verildi. Şimdi 80 yıl boyunca düşük karbonlu enerji üretecek bir işletmeye nasıl dönüştüreceklerini araştırmaya başladılar.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Atomexpo Forumu’nda konuşan Environmental Progress-Çevresel İlerleme (EP) Başkanı Michael Shellenberger ise, nükleer enerjinin düşük karbonlu elektriği artırmanın açık ara en hızlı yolu olduğunu dile getirdi. Shellenberger “Dünyanın iklim değişikliği ve yoksulluğa karşı tek gerçek umudu olan nükleer enerjinin şeytanlaştırılmasına son verilmesi” gerektiğini belirtti. Nükleer enerji algısını “Külkedisi” masalına benzeten Shellenberger, nükleer enerjinin Sindirella gibi iftiraya uğrayan ve çantada keklik görülen bir değer olduğuna dikkat çekti. “Nükleer neden bir çevrecinin hikayesi” sorusunu yanıtlayan ünlü çevreci masaldaki “camdan ayakkabı”nın nükleer enerji öyküsündeki enerji yoğunluğunun önemini simgelediğini kaydetti.
Fransa Nükleerle Daha Ucuza Daha Temiz Elektrik Üretiyor
Nükleerin çok düşük karbonlu enerji ürettiğine dikkat çeken Shellenberger; “Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli şöyle yazıyor: “Emisyonlarda derin düşüşlere ulaşmak yenilenebilirler, nükleer ve karbon tutma ve depolama dahil düşük sera gazı teknolojilerinin daha yoğun kullanımını gerektirecek. Bazı ülkelerin elektrikte karbona bağımlılığını karşılaştırdığımızda ortaya şu sonuçlar çıkıyor: Avustralya %85, Belçika %40, Fransa %11, Almanya %66, İsveç %9, İsviçre %14, Birleşik Krallık %63 ve ABD %66. Enerjilerinin büyük kısmını fosil dışı kaynaklardan elde eden Belçika, İsviçre, Fransa ve İsveç gibi ülkelerin ortak bir özelliği var; daha çok nükleer enerji kullanmaları. Herkes Almanya’yı iklim lideri olarak görüyor oysa Almanya, Fransa’nın sıfır emisyonlu kaynaklardan elde ettiği elektriğinin yarısından azını bu kaynaklardan elde ediyor. Aslında Almanya, Fransa’ya kıyasla, elektrik birimi başına 10 kat daha fazla karbon emisyonu üretiyor. Fransa, elektriği için Almanya’nın harcadığının yarısından biraz fazlasını harcıyor ve buna rağmen çok daha temiz.” ifadelerini kullandı.