TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan “Ekosisteme Dair”in 14’üncü sayısında ekosistem krizi perspektifinden enerji dönüşümü mercek altına alınıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kapsayan enerji dönüşümünde, bu kaynakların yaşam döngülerinin ekosisteme etkilerini ortaya koyan rapor, enerji devriminde sadece emisyonlara odaklanmamamız gerektiğine işaret ediyor.
TSKB Ekonomik Araştırmalar ekibinin periyodik olarak yayımladığı, “Ekosisteme Dair” raporunun yeni sayısında; enerji dönüşümü ekosistem krizi perspektifinden ele alınıyor. Raporda ilk olarak 1990’lı
Yenilenebilir enerji santrallerinin kurulumunda en önemli girdilerin kritik mineraller olduğuna vurgu yapan “Ekosisteme Dair” raporunda; 2040 yılına kadar 3 kat artması beklenen talebe arzın yetişememe ihtimali olduğunun altı çizilirken, kritik minerallerin keşiften çıkarılmasına kadar ortalama 16 yıl süren bu madenlerin üretim süreçlerinin de ekosisteme zarar verebileceği belirtiliyor. Sınırlı kaynaklarla hangi üretimin önceliklendirileceğinin önemine dikkat çekilen raporda, güneş, rüzgâr ve piller gibi mevcut temiz enerji teknolojilerimizin de ne kadar ekosistem dostu olduğunun düşünülmesinin gerektiğine de vurgu yapılıyor.
TSKB Ekonomik Araştırmalar’ın izlenimlerinin yer aldığı raporda öne çıkan diğer önemli başlıklar ise şöyle;
– 2023 yılında küresel hafif araç satışlarının %17’sini elektrikli araçlar oluşturdu. Yaklaşık 14 milyonu bulan dikkat çekici satış hacmi, tüketicilerin büyük bölümünün çok hâkim olmadığı bir alan olan batarya üretimini önemli kılıyor.
– Net sıfır hedeflerinin ve karbonsuzlaşma çabalarının arttığı bir ortamda güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin de önemi artarken, bu santrallerde kullanılacak mineraller için gereken madenlerin ekosistem üzerindeki tahribatını göz önünde bulundurmak kritik hale geliyor.
– Geri dönüşümü en zor olan rüzgâr türbini kanatlarının neden olacağı atığın 2050 yılına kadar tüm dünyada 12 milyar tona, lityum iyon pil atığının ise 2030 yılına kadar 11 milyon tona ulaşması bekleniyor. Panel hücrelerinde bulunan kadmiyum, arsenik ve silikon gibi toksik maddelerin uygunsuz geri dönüşümü ile oluşan kimyasal atıklar birikerek bulundukları ekosisteme, toprak verimliliğine ve yeraltı sularına da zarar veriyor.
– 2023’te şirketler ve hükümetler tarafından enerji dönüşümünün finansmanı amacıyla gerçekleştirilen borç ihraçları yıllık %4 büyüyerek 824 milyar dolara ulaşmış durumda.
– Japonya, Şubat ayında 2050 yılına kadar net-sıfır sera gazı emisyonu hedefine ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla dünyanın ilk iklim geçiş devlet tahvil ihracını gerçekleştirdi.
– 2023 yılında küresel temiz enerji yatırımları yıllık %17 artışla, 1,8 trilyon dolara ulaştı.
– Türkiye’de ortalama yağış miktarı Ocak ayında mevsim normallerinin 17,7 milimetre üzerinde kaydedilirken, Şubat ayında mevsim normallerinin 25,3 milimetre altında gerçekleşti.
– Avrupa Birliği’ndeki baş gösteren çiftçi protestolarından, fosil yakıt üreticilerinin iklim duruşmalarına kadar okuyucusuna ekosisteme dair pek çok gelişme ile ilgili güncel bilgileri sunan çalışma, dünyada çevre, ekonomi, sanayi ve ticaret politikaları dahil pek çok alandaki gündem maddelerini inceliyor.
Raporun tamamına linkten ulaşabilirsiniz: https://www.tskb.com.tr/uploads/file/ekosisteme-dair-ocak-mart-2024.pdf