Elektrik Toptan ve Perakende Satışında Rekabete Aykırılıklar…

Elektrik toptan satış ve perakende satış piyasalarına yönelik olarak yazılan bu yazıda elektrik piyasalarının gelişimi ve mevcut durumu ele alınarak, toptan ve perakende satış piyasasında rekabet konuları gündeme getirilmeye çalışıldı.

Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmeleri ve serbest tüketici limitinin her sene düşürülmesi ile birlikte elektrik piyasasında özellikle ödedikleri fatura anlamında az ancak adet olarak çok fazla olan mesken elektrik abonelerinin üzerine sıkı bir pazarlama dönemine girilmiştir. Elektrik piyasasının serbestleştirilmesi yönünde atılan adımların ardından, 6446 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle beraber, EPDK tarafından belirlenen serbest tüketici limiti düştükçe rekabet kızışmaktadır.

Bu durum toptan satış firmalarının görevli tedarik şirketi bölgelerindeki abonelerine daha iyi koşullar sağlayarak elektrik tüketicilerini tedarikçisini değiştirmeye yöneltmiştir. Bazı görevli tedarik şirketleri ise özelleştirme esnasında lisans ile beraber abonelerinde işletme hakkını almış gibi davranarak birçok mevzuata aykırı uygulamada bulunmuşlardır. Bu görevli tedarik şirketleri tüketicilerin elektrik tedarik şirketini değiştirmelerine engel oldukları gibi birçoğu hiçbir sözleşmeye imza attırmadan ve çoğu yerde indirimsiz ya da çok düşük bir indirim ile serbest tüketici yapılarak enerji mevzuatına aykırı işlemler yapmışlar ve yapmaya da devam etmektedirler. Bu durum Rekabet Kurulu Kararlarında yeterince açık bir şekilde firmaların ismini de vermek sureti ile yayınlanmıştır. EPDK ve Enerji Bakanlığı’nın tüm uyarılarına rağmen bu uygulamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bütün bunlara rağmen elektrik dağıtım ve perakende şirketlerinin bu cesareti kendilerine özelleştirmeler esnasında “Çeşitli imtiyazlar mı tanındı?” sorusunu akıllara getiriyor.

Özellikle elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi esnasında kamu kurumlarından çok pozitif bir aşamaya geçileceği yönünde açıklamalar dinlemiştik. Bu özelleştirme ile piyasanın rekabete açılacağı(!) ; serbest tüketici limitini geçenlerin istediği tedarikçiden elektrik alabileceği, tüketici şikâyetlerinin azalacağı ve hizmet kalitesinin artacağı, kayıp kaçak oranlarının düşürüleceği belirtilmişti. Gelinen noktada ise adil bir rekabet ortamından bahsetmek oldukça zordur. Yapılan haksızlıkların yapanın yanına kar kaldığı bir elektrik piyasasında ticari ahlak sürekli olarak olumsuz şekilde gelişmektedir. Öyle ki bazı şirketler yaptıkları haksızlıklar ve hukuksuzlukları mevzuata ve kanuna aykırı görmemektedir.

Hizmet sektöründe şikâyetlerin olması belli bir oranda kabul edilebilir. Herkesi memnun etmek mümkün değildir. Dolayısı ile sıfır şikâyet hizmet sektöründe mümkün değildir. Ancak öyle uygulamalar vardır ki insanın sabır sınırını gerçekten zorlamaktadır. Bu hataların tekrar mahiyetinde olmaları suiistimali apaçık ortaya koymaktadır. Buna rağmen elektrik şirketleri hataları ve suiistimalleri ile yüzleşmek yerine inkâr yolunu tercih ederek yaptıkları uygulamaları iyice çirkinleştirmektedirler.

Elektrik dağıtım şirketleri, elektrik enerjisinin görevli oldukları bölgede fiziksel olarak taşınması ve bununla ilgili tüm operasyonlarına yönelik faaliyetleri “doğal tekel” olarak gerçekleştirmektedir. Görevli tedarik ve elektrik dağıtım şirketleri doğal tekel olmaları sebebi ile güçlü bir durumdadır. Ancak bu durum elektrik şirketlerine vatandaşlarımıza ve işletmelere karşı dürüstlük ilkesini ihlal etmelerine sebep olamaz. Açık şekilde yazılmış olan mevzuat hükümleri bile görmezden gelinmektedir.

Tüketici Güvenliği Derneği Enerji Komisyonu olarak yapılan ihlaller ve hatalar karşısında yaptığımız açıklamalar, yazılar veya kamuoyunu bilgilendirmek için paylaşılan haberler karşısında tepkiler görmekteyiz. Şirketler elektrik mevzuatına aykırı işlemleri yaparken çekinmezken bir tüketici derneğinin yapılanları ifşa etmesi ya da tüketicileri bilgilendirmesinden neden çekinmesi gerektiğini anlamakta zorluk çekiniyoruz. Bilirken susmak bilmeden konuşmak kadar kötü değil midir? Yapılan haksızlıklar karşısında suskun kalmayın ve görmezden gelmeyin. Bu şekilde davrandığınız takdirde devlet tarafından size verilen haklarınızı kaybedersiniz. Bütün bu haksızlıkları yapanlar veya buna mahal verenler ise ciddi bir vicdan muhakemesine düşeceklerdir.

Gelelim Rekabete Aykırı Uygulamalara

Elektrik dağıtım şirketleri, elektrik perakende şirketlerine ve bu perakende şirketleri ile rakip konumda bulunan tüm tedarik şirketlerine dağıtım hizmetlerini ayrımcı olmayan bir şekilde sağlamakla yükümlüdür. Ancak bu elektrik perakende şirketleri ile dağıtım şirketlerinin aynı ekonomik bütünlük içerisinde bulunmasından kaynaklı menfaat birlikteliği elektrik dağıtım bölgesindeki hâkim konumları birtakım rekabet ihlallerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan en meşhur olanlarından bazıları aşağıdaki gibidir.

Serbest tüketici limitini geçmesine ya da serbest tüketici taahhütnamesi vermesine rağmen limit altı gerekçesi ile ret

Eğer bir tüketici görevli tedarik şirketi haricinde bir tedarik lisansı şirket ile anlaşma yapabilmesi için serbest tüketici limitini geçmesi yeterlidir. Ancak bu hakka sahip olmasına rağmen geçiş esnasında aksi gerekçeler ile talep ret edilmektedir. Ancak aynı elektrik abonesi görevli tedarik şirketinin serbest tüketici olması için bazı bölgelerde neredeyse hiçbir şart aranmaz.

Sözleşme imzalayan tüketicilerin dağıtımdan geçişlerinin talep edilmesi durumunda tüketicilerin aranarak vazgeçirilmeye çalışılması ya da kendi şirketi ile sözleşme imzalatılmak istenmesi

Bu uygulamada birçok elektrik dağıtım bölgesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Telefon açılarak ya da görevli tedarik şirketi personeli tarafından ziyaret edilerek diğer şirkete geçtiği takdirde elektriğinin kesilebileceği, arıza durumunda kendilerine hizmet verilmeyeceği söylenerek insanlar tedirgin edilmektedir. O zaman kadar perakende satış şirketi tarafından indirimsiz şekilde elektrik kullanan abone başka bir şirket ile anlaşma yapıldığında kendilerine indirim teklif ediliyor. Edilen bu teklifler piyasada sunulan indirimlere göre oldukça dezavantajlıdır. Sözleşme imzaladığını söylemesine rağmen bunun bir engel teşkil etmeyeceğini bile söylüyorlar. Üstelik bu birde serbest piyasanın bir gereğiymiş. O güne kadar sizi arayıp sormayan tedarikçiniz sizin elden gittiğini görünce bir anda her yöntem ticari ahlaka ve mevzuata uygun hale geliyor.

Herhangi bir sözleşme imzalamamasına rağmen abonenin sözleşmesi var diye ret edilmesi

Rekabet kurulu kararlarında da resmi kayıtlara geçen elektrik abonelerinden hiçbir imza ve onay alınmadan serbest tüketici yapılmıştır. Üstelik çoğu yerde hiçbir indirimde verilmemiştir. Bu durumun resmi raporlara girmesine rağmen ilgili şirketlere idari yaptırım uygulanmamıştır. Tüm bunlara rağmen bu abonelerden biri başka bir elektrik şirketinden daha uygun koşullarda elektrik almaya karar verdiğinde aboneyi talep eden şirkete sözleşmesi var diye ret veriyorlar. Değişikliğe uğrayarak 1 Haziranda yürürlülüğe girmesi beklenen yeni Dengele ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nde sözleşmeyi ibraz edemeyen şirkete üç ay portföy giriş yasağı verilecek. Bu üç ay içerisinde hiçbir serbest tüketiciyi kendi portföyüne giriş yapamayacak. Umarım bu idari yaptırımlarında uygulandığını kısa zamanda göreceğiz. EPDK ELDER üyesi şirketleri çok ciddi olarak uyardı. Bakalım ELDER üyesi bu elektrik şirketleri uyarıyı ne kadar ciddiye alacaklar? Şu ara pek korkusuzca davranıyorlar.

Sayaçlar elektrik şirketinin mülkiyetinde olmasına rağmen sayaç tebliğine uygun değil diye ret

Yanlış yazmadım halen bu gerekçe ile ret işlemi sağlanıyor. Sayacı elektronik olmasına rağmen ilgili sistemde sayacın mekanik sayaç olarak görülmesi sebebi ile geçiş talepleri ret ediliyor. Farz edelim ki sayaç gerçekten mekanik; bunu değiştirmek zaten elektrik dağıtım şirketinin görevidir. Görev; gereğince yapılmadığı gibi kendi hatalarından yola çıkarak vatandaşların indirimli elektrik almasına engel olunmaktadır.

Sıfırdan abonelik yapacak tüketicilere perakende satış sözleşmesi yerine toptan satış sözleşmesinin imzalatılması

Bildiğiniz gibi başka bir tedarikçi üzerinden indirimli elektrik alabilmeniz için EPDK tarafından açıklanan serbest tüketici limitini geçmesi gerekiyor. Bunun için geriye dönük bir yıllık tüketimlerinizin bu limiti geçmesi gerekiyor. Başka bir şirket ile anlaşma sağladığınızda limiti geçseniz ya da serbest tüketici limitini geçeceğinize dair taahhütname vermenize rağmen çoğu zaman bu talep geri çevrilir. Ancak görevli tedarik şirketinin serbest tüketici portföyüne geçerken bu tarz sıkıntıların hiç birini yaşamazsınız. Geçmişe dönük tüketimleriniz olmadığı yeni aboneliklerde bile serbest tüketici yapılabilirsiniz. Özellikle görevli tedarik şirketi ile bir işiniz varsa ve işlemlerin sıkıntısız geçmesini istiyorsanız size imzalatılmak istenen sözleşmeyi imzalamanız tavsiye edilir. Eğer abone özel bir şirketten elektrik alırken herhangi bir sebep ile unvan değişikliğine gittiği zaman perakende satış sözleşmesi yerine toptan satış sözleşmesi imzalatılır. Bazı şirketler ise toptan satış sözleşmesi yeri belirsiz süreli sözleşme imzalatır. Oysaki belirsiz süreli sözleşmeler sadece perakende sözleşmelerde olabilir. Ancak buna rağmen uygulaya devam ediliyor.

DUY Yönetmeliğine göre her ayın 14’üne kadar borcu tahakkuk etmemiş abone için borcundan dolayı ret verilmesi

Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nde açık bir şekilde ayın 14’üne kadar tahakkuk etmemiş bir borç için bu gerekçe ile ret verilemez. Ancak buna rağmen borcu sebebi ile ret en çok karşılaşılan sorundur. İlgili şirketlere ödeme belgelerinin ibraz edilmesi bile buna engel olamamaktadır. Bazı durumlarda tahakkuk tarihinin sistem üzerinden manuel değiştirildiği de bilinmektedir. En çok suiistimal edilen ret şekillerinden biridir.

Serbest tüketici olan abonelerin sayaçlarının geç okunması ya da tüketim miktarının ortalamanın 3-5 katı gelmesi ve Tahmini Tüketim Metodolojisi sorunu

Elektrik dağıtım şirketleri mevsimsel, bölgesel imkânsızlık sebebi ile bazı elektrik sayaçlarını ilgili mevzuata uygun şekilde okuyamadığı zamanlar olabilmektedir. Kimi zaman altı ay okunamayan sayaçlar olabilmektedir. Bu tarz durumlar için çözümler sunulmuştur. Zamanında okunamayan sayaçlar için kullanılan Tahmini Tüketim Metodolojisi özellikle toptan satış firmalarının abonelerini sıkıntıya sokmaktadır. Tahminlemelerin çoğu fiili tüketimden fazla olduğuna ilişkin şikâyetler oldukça fazladır. Örneğin beş bin TL fatura ödeyen bir aboneye 730.000 TL fatura gelmesi, ya da 80-90 TL fatura gelen bir mesken abonesine 650 TL fatura gelmesi gibi durumlar olabilmektedir. Bu durum toptan satış şirketlerini dengesizliğe düşürdüğü gibi fazla gelen faturalar sebebi ile müşterileri ile sıkıntılar yaşamaktadırlar. Yüksek gelen faturalardan dolayı faturayı gönderen şirketin suçlanması süreci bilmeyen aboneler için normaldir. Ancak sayaç okumasından sorumlu olan elektrik dağıtım şirketleridir. Faturalar abonelerin onayı alınarak 30 günden fazla süreler ile okunabilir. Süre olarak bundan daha kısa dönemler için faturalandırma yapılmaz. Ayrıca okuma ay sayısı kadar vade farksız taksit de yapılması gerekir. Ancak medyada gördüğünüz birkaç aylık faturalamalar sebebi ile ortaya çıkan şikâyetlerin birçoğunda elektrik abonelerinden bir onay alındığını hiç düşünmüyorum. Örneğin altı aylık bir okumaya ilişkin bir fatura altı eşit takside vade farkı alınmadan bölünmesi gerekir.

Tedarikçi değişiklik talepleri yukarıda sayılan farklı nedenlerle ret edilerek, yapılan itirazlarda tüketicilerin Görevli Tedarik Şirketlerine dilekçe ile bizzat başvurmaları talep ediliyor. Tüketiciler bürokratik işlemlerle uğraşmak istemediği için tedarikçi değişikliği “bezdirme yöntemi” ile engellenmesi

Ortaya çıkan sorunlarda ilgili görevli tedarik şirketi ya da dağıtım şirketi ile direkt olarak abonenin kendisinin geçmesi şart koşuluyor. En basit işlemlerin bile işkenceye döndüğü bir ortamda abonelerin imzalamış olduğu evrakların direkt olarak elektrik dağıtım ya da perakende şirketine sözleşme imzaladığı şirket tarafından iletilmesi kabul görmüyor. Bunun kötü niyetli kişilerin aboneleri suiistimal etme ihtimalini engellemek olduğu söyleniyor. Ancak birçok usulsüzlüğü yapan şirketlerin sadece bu konuda hassas davranmalarını manidar buluyorum. Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine göre aboneler elektronik olarak da internet üzerinden başvuru yapabiliyorlar. Ancak bu şekilde yapılan başvurular da dikkate alınmıyor. Yine Rekabet Kurulu Kararları’nda yazdığı gibi geçiş işlemleri zorlaştırarak tüketicinin seçimlik haklarını kullanmasını engellediği gibi işlemleri zorlaştırarak caydırılmaya çalışılıyor.

Lisansız Elektrik sektörünün de elektrik dağıtım şirketleri ile ciddi sıkıntıları vardır. Bu sektörde yaşanan sıkıntılar ise aşağıdaki gibidir.

  • Görevli tedarik şirketlerine ya da yakınlarının şirketlerine ayrımcılık yapılarak trafo kapasitelerinin doldurulması
  • Çağrı mektuplarının fiili ya da maliyeti karşılamayacak şekilde verilmesi. (Örnek: Antalya’da öz tüketim yapacak  bir otelcinin çatısına güneş paneli yaptırmak istemesi durumunda 7 km uzaklıktaki trafo merkezinden yer verilmesi gibi)
  • Öz tüketim yapmak isteyen lisansız elektrik üreticilerinde; trafo kapasitesinin şart koşulması
  • Özellikle Meram ve Aydem Bölgesinde şebeke bağlantı başvurusu yapan yatırımcıya bağlantının teknik açıdan hat kapasitesini müsait değil diyerek ret edilmesi; aynı hatta 8-9 yatırımcının başvuru yapması durumunda hepsinin birden ret verilmesi ve ret gerekçesi olarak teknik izahatının verilmemesi (Teknik açıdan mümkün değilse neden kabul mektubu veriliyor. Neden başvuru kabul ediliyor?)
  • Yönetmelik gereği 45 gün içerisinde verilmesi gereken cevabın süreye uygun şekilde verilmemesi
  • 1000’e yakın başvurunun ret edilmesi ile ülke ekonomisinin zarara uğratılmaktadır. Bir örnekle açıklarsak ortalama 30.000 TL’den 1.000 adet = 30 Milyon TL’nin çöpe gitmesi

Türkiye elektrik piyasalarının serbestleşme sürecinin ön plana çıkan özelliği; birçok dağıtım ve perakende şirketlerinin mevzuat hükümlerini ihlal ederek serbest tüketici hakkının kullanılmasını engelledikleri gibi Lisansız Elektrik Üreticilerinin de mağdur edildiği anlaşılmaktadır.

2011 yılında sıfırlanması hedeflenen serbest tüketici limitinin artık 2016 Ocak itibarı ile sıfırlanarak dar gelirli vatandaşlarında serbest piyasa koşullarından faydalanılmasına izin verilmelidir. Bu aşamaya gelmeden evvel artan rekabetin devlet tarafından engellenerek tüketicinin mağdur edilmesinin önüne geçilmelidir. Rekabete engel olan şirketlerin ise idari yaptırımlar ile cezalandırılması tekrar eden uygulamaları engelleyecektir.

Serbestleşmeden beklenen rekabet ortamının henüz kurulamadığı elektrik piyasalarında, tüketicilerin tedarikçilerini seçme hakkına sahip olmasının tek başına bir anlam taşımayacağı açıktır. EPDK’nın düzenleyici ve denetleyici rolünün ön plana çıktığı son dönemde ayrıntılı düzenlemeler ve etkin denetimle lisansız elektrik yatırımcılarının karşılaştığı rekabete aykırı uygulamaların acilen önlenmesi gerekmektedir.

Elektrik dağıtım ve perakende şirketlerin hukuki ayrıştırmaya tabi tutulması süreci konusunda, dağıtım ve perakende şirketlerinin ayrı tüzel kişilikler altında yapılandırılmasına rağmen, mevcut yapı, ideal bir hukuki ayrıştırmadan uzaktır. Perakende satış seviyesinde rekabetin uygulanması bakımından önem kazanan bir diğer konu, tüketici farkındalığının sağlanması ve tüketicinin bilinçlendirilmesidir. Bu konuda atılacak adımlar, yerleşik şirketlerden kaynaklı tüketici geçiş maliyetlerini ve diğer tedarik şirketlerinin piyasaya girişi önündeki engelleri ortadan kaldırmak bakımından kritik önemdedir. Tüketicilerin serbest tüketici hakları, diğer elektrik tedarikçileri ve fiyatlar konusunda bilgilendirilmesi, dağıtım şirketinin bağımsız olduğu algısının güçlendirilmesi, tüketim verilerine tedarik şirketlerinin erişiminin sağlanmasına ve rekabet kültürünün artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gereklidir.

Bülent Çebin

Tüketici Güvenliği Derneği 

Enerji Komisyonu Başkanı

ELDERelektrik dağıtım şirketlerielektrik sektörüenerji bakanlığıepdkLisansız Elektrik ÜreticileriözelleştirmelerRekabet KuruluRekabete Aykırı Uygulamalarserbest tüketici limiti
Yorumlar (0)
Yorum Ekle