En Zengin 100 Türk`ten 82`si Enerjici…

Forbes Dergisi tarafından yayınlanan En Zengin 100 Türk listesindeki isimlerden tam 82`si enerji alanında yatırım yapan girişimciler arasında yer alıyor.

Forbes Türkiye Dergisi, her yıl olduğu gibi bu yıl da En Zengin 100 Türk listesini yayınladı. Bu yılki liste, öncekilere göre ciddi değişiklikler olduğunu ortaya koydu. En Zengin Türk unvanını, Murat Ülker (Ülker Grubu) grubu aldı. En Zengin 100 Türk listesinde ençok dikkat çeken noktalardan biri de, bu 100 isim arasında bazı sektörlere yatırım yapanların ağırlıkta bulunması. Burada öne çıkan sektör ise enerji.

Forbes Türkiye En Zengin 100 Türk listesinde yer alan isimlerden tam 83`ünün, enerji sektöründe de yatırımları var. Bu yüzden olsa gerek, Forbes Türkiye, bu yılki En Zengin 100 Türk çalışmasında Enerjik Türkler başlıklı özel bir bölüme yer verdi. Adil Uçar imzalı bu bölümde “2014’e ‘güneş enerjisi’ rekabeti damga vuracak. Enerjide büyük oyuncular yatırımlarına devam ederken yapılan düzenlemelerle yeni ‘bölgesel’ zenginlerin tohumları da atılıyor” denildi.

Forbes Türkiye`de yer verilen “Enerjik Türkler” konu başlığı altında yer alan değerlendirmede Halka açık enerji şirketlerinin FORBES 100 listesinde yer alan isimlerin servetlerine toplam 5 milyar 84 milyar dolarlık katkıda bulunduğu tespitine yer verildi. Bu katkının, bir önceki yıla (6.8 milyar dolar) göre azaldığı ve bu azalışta dolar kurundaki artışla borsadaki düşüşün etkili olduğu ifade edildi. Değerdeki bu gerilemeye karşılık sektörün servetlere katkı oranının yüzde 13.4’ten yüzde 13.9’a yükseldiğine işaret edildi.

ENERJİYE YATIRIM YAPMAK MODA OLDU

Forbes Türkiye`nin değerlendirmesinde, “Tıpkı gayrimenkul gibi enerji sektörü de, zenginlerin ‘moda’ yatırımları arasında yer alıyor. Zira listede yer alan isimlerin 82’sinin enerji ve bağlantılı sektörlerde yatırımları bulunuyor” ifadesine yer verildi. Yatırımların enerji sektöründe bu kadar yoğunlaşmasının başlıca nedeni olarak “Türkiye`nin “enerjiye aç olması” gösterildi.

EN ZAYIF HALKA ENERJİ AÇIĞI

Dergideki Enerjik Zenginler bölümünde özetle şu değerlendirmeler yer aldı:

“Türkiye ekonomisindeki en zayıf halka -artık sağır sultanın bile bildiği gibi cari açık. Zayıf halkanın en zayıf bağlantı noktasındaysa enerji kalemi yer alıyor. Toplam açığın yaklaşık 50 milyar dolarlık kısmını, ithal ettiğimiz ‘enerji’ oluşturuyor. Bunun nedeni, sanayi ve bireysel tüketimi karşılayacak yeterli elektrik üretim kapasitesine sahip olmamamız ve üretim tesislerimizde ‘ithal’ hammadde (doğalgaz, kömür) kullanmamız.

SİYASİ OTORİTE DURUMUN FARKINDA

TSKB’den Şebnem Mermertaş’ın elektrik sektörünü incelemeye aldığı raporda belirttiği gibi geçen yıl ithal kaynakların üretim içindeki payı yüzde 58, yerli kaynaklarınki (HES ve RES dahil) ise yüzde 42 olarak gerçekleşti. Elbette siyasi otorite durumun vahametinin farkında ve 2005 yılında sektörde başlayan liberalleşme politikaları sayesinde Türkiye, tam anlamıyla enerji üretim atağına kalktı diyebiliriz.

2007’de başvurusu alınan rüzgar enerji santralleri lisansları, Elektrik Üretim A.Ş.’nin elindeki santrallerin özelleştirilmesi programı, Tüpraş’ın ve son olarak da elektrik dağıtımının özelleştirilmesi gibi gelişmeler Türkiye’de enerji sektörü için açılan yeni sayfanın ilk yapraklarına yazılan işlemler oldu.

ZENGİNLER BAŞROLDE

Bu büyük dönüşümde –elbette- Zenginler Ligi’nde yer alan isimler başrolde yer aldı. Koç Tüpraş hamlesiyle -şimdilik- monopol elde etti. Sabancılar ilk başta hazırlıksız yakalanmış gibi görünse de ekiplerini yurt dışında eğiterek uzman kadro ve Avusturyalı Verbunt ile ortak olarak kolları sıvadı. Ancak zaman içinde istediği politikayı Verbunt’la uygulayamayacağını gören Holding, bu ortaklığı bozdu ve Alman devi E.ON ile (2013’te) ortak olarak 2020’ye kadar 8 bin MW kurulu elektrik üretim gücüne sahip olmayı hedeflediklerini açıkladı.

KAZANCI, HATTAT, ZORLU

Bu dönemde bir diğer büyük oyuncu olan Ali Metin Kazancı, Aksa Enerji’yle kurulu gücünü önce bin 500 MW’ye, arkasından yaptığı yatırımlarla bin 900 MW’ye çıkardı (2014 yatırımları tamamlandığında kurulu gücün 4 bin 200 MW’ye ulaşması hedefleniyor). Mehmet Hattat, Çinli AVIC ile ortak santral yapmak üzere imza attı. Ahmet Nazif Zorlu da, Zorlu Enerji ile piyasadaki yerini çok önceden alan isimlerden biri oldu. Bu büyük gruplar enerji sektörü ile zaten ilgileniyorlardı. Devasa enerji ihtiyacı, sektördeki liberalleşmeyle birlikte yeni isimlerin de bu alana yatırım yapmasına neden oldu.

TÜRKERLER, DOĞAN, AĞAOĞLU

Türkerler gibi lisans alanlar, Aydın Doğan gibi sektördeki fırsattan yararlanmak isteyenler, Nihat Özdemir gibi inşaatçı olan ancak parasal gücüyle bu alanda söz sahibi olmak isteyenler son üç dört yılda piyasada aktif rol oynadı. Ali Ağaoğlu rüzgar santrali lisans portföyünü Aydın Doğan’a sattı; Limak elektrik dağıtım ve üretim özelleştirmelerinde ortaklarıyla beraber ortalığı toz dumana boğdu…

SABANCI GRUBU İŞİ SIKI TUTUYOR

Son iki yıldır enerji sektöründeki en sıcak konu, elektrik dağıtım özelleştirmeleriydi. Geçen yıl elektrik dağıtım ihaleleri tamamlandı. Sona kalan dört dağıtım şirketinin ikisini (Ayedaş ve Toroslar) Enerjisa, Vangölü Elektrik Dağıtım’ı Türkerler, Dicle Elektrik Dağıtım’ı da İş Kaya – Doğu Ortak Girişim Grubu kazandı. Sabancılar bu konudaki ciddiyetlerini ihalelerdeki başarılarıyla herkese gösterdi. 1 Temmuz 2008’de başlayan elektrik dağıtım özelleştirme ihaleleri tamamlandı ve devletin kasasına 12 milyar 750 milyon dolar girdi. Bu rakam önemli zira ihaleleri alan gruplar aynı zamanda büyük bir borç yükünün de altına girmiş oldu. Üstelik bu grupların birçoğu aynı zamanda farklı üretim santrali yatırımları da yapmaya devam etti.

ÜRETİM ÖZELLEŞTİRMELERİ YOLDA

Önümüzdeki dönemde Elektrik Üretim AŞ’nin elinde bulunan 24 bin MW’lik üretim kapasitesi, 8 bin MW’ye kadar düşürülecek; Keban gibi kritik önemi olan ve sadece elektrik üretimi değil, sulama projelerinde de kullanılan barajlar kalacak (hem de devlet elektrik piyasasında yer almaya devam edecek). Yani bu gruplar için daha girilecek çok ihale olacak.

Elbette ihale almak yeterli değil. Yapılan özelleştirmelerden sonra şirketler belirli yatırımlar yapmak zorunda. Tesislerin teknolojisinin yenilenmesi, kapasitelerinin artırılması gibi büyük yatırımlar gerekiyor. Kısacası enerji sektörünün FORBES 100’ün servetine katkısı, önümüzdeki birkaç yıl daha sınırlı olmaya devam edecek.

İhaleler, yeni yatırımlar, lisanslar derken 2012 sonunda 57 bin MW olan toplam kurulu güç, 2013 sonunda yüzde 12,2 oranında artarak 64 bin MW’ye ulaştı. 2013’te en fazla kurulu güç artışı 4,2 bin MW’yle doğal gaz santrallerinde, ardından 2,7 bin MW’yle hidroelektrik santrallerde oldu. Türkiye’nin hedefi 2023’te 110 bin MW kurulu üretim kapasitesine ulaşmak.

2014 BİRAZ ZOR GEÇECEK

Yolun henüz yarısına gelindi. Hedefe ulaşmak için artık her yıl yaklaşık 5 bin MW’lik kurulu gücün sisteme katılması gerekiyor. Bu da elbette büyük yatırımları ve finansman ihtiyacını doğuruyor. 2014 bu açıdan biraz zor geçecek. Zira küresel ekonomik konjonktür yatırımları biraz zorlayacak durumda. 2013’te elektrik tüketimi artış hızında gerileme yaşandı. Elektrik tüketimi yalnız yüzde 1,4 oranında artarak 242 milyar kwh’den, 245,4 milyar kwh’ye yükseldi. Beklenti artışın yüzde 5 – 5,5 oranında olacağı yönündeydi. İş Yatırım Kurumsal Finansman Bölümü Enerji Piyasası Müdürü Reha Pamir bu durumun, demir – çelik gibi elektrik yoğun sektörlerdeki yavaşlamadan kaynaklandığına dikkat çekiyor.

TALEP ARTIŞI VE SEÇİM TEHDİDİ

Talep artış hızındaki yavaşlama yakından takip ediliyor. Buradaki tehlike, küresel ekonomideki zorluklara bir de seçim yılı olması nedeniyle iç siyasetteki karışıklıkların eklenmesi büyümeyi tehdit etmesi. Üstelik kur artışı da elektrik üreticilerini zor durumda bırakıyor. Aslında kur artışı ya da ekonomik konjonktür enerji piyasası için kısa vadeli ufak dalgalanma anlamına geliyor. Ne var ki aynı koşullar enerji yatırımlarına giren ya da girecek yatırımcıların mali durumunu da etkiliyor. Bu nedenle piyasada 2014’te yeni enerji yatırımlarında yavaşlama beklentisi hakim.”

EN ZENGİNLERDEN BAZILARI VE NOTLAR:

Güler Sabancı: Sabancı Ailesi Enerjisa ile elektrik dağıtım ihalelerinden istediğini aldı. Enerjisa ayrıca 2013’te 600 MW’lik yedi hidro elektrik santralini devreye aldı.

Ömer Dinçkök::Dinçkök Ailesi’nin servetine Ak Enerji’den gelen miktar 110 milyon dolar oldu. Ak Enerji 11 santralde toplam 745,2 MW kurulu güce sahip.

Ahmet Nazif Zorlu: Zorlu Enerji bu yıl Zorlu ailesinin servetine 156 milyon dolar katkıda bulundu. Şirket geçen yıl 80 MW gücünde Türkiye’nin en büyük jeotermal santralını açtı.

Ali Metin Kazancı: Aksa Enerji’nin Kazancı Ailesi’nin servetine toplam katkısı 395 milyon dolar oldu. Aksa Enerji 2014’te 4 bin 200 MW kurulu güce ulaşacak.

Mehmet Emin Karamehmet: Privy Council’ın aldığı karardan sonra Turkcell’in -şimdilik- Karamehmet’in servetine katkısı kalmadı. Karamehmet, Genel Enerji’den gelen 1 milyar dolarla milyarderler listesinde kendine yer buldu.

Kaynak: Enerji Günlüğü

En Zengin 100 Türkenerjienerji alanında yatırım yapan girişimcilerenerji gündemienerji haberlerienerji sektörüenerji üretim atağıEnerji yatırımıForbes Dergisi
Yorumlar (0)
Yorum Ekle