Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, enerji borsasının İstanbul’da kurulması gerektiğini belirterek, “Türkiye için enerji borsası referans fiyatların belirlenmesi, rekabetin oluşması ve şeffaflığın artması gibi önemli kazanımlar sağlayacak” dedi.
Anadolu Ajansı’nın (AA) Finans Haberleri Terminali’nin canlı toplantılar dizisi AA Finans Masasına konuk olan Birol, enerji borsasının Türkiye’de özellikle de İstanbul’da kurulması gerektiğini belirterek, enerji borsasının Türkiye’ye çok büyük katkısının olacağını söyledi.
Birol, enerji borsasının Türkiye’nin enerji yatırımları için ciddi bir kaldıraç vazifesi göreceğini vurgulayarak, Türkiye’nin yaklaşık 45 bin megavat yeni enerji üretmesi gerektiğini söyledi.
Mevcut olan 65 bin megavatla Türkiye’nin 2023’te 100 bin megavata ulaşarak, enerji konusunda Avrupa’da ilk 5’e gireceğini ifade eden Birol, şöyle konuştu:
“Bunun için yatırımlara ihtiyaç var. Her yıl 10 milyar dolara yakın yatırım yapılması gerekiyor. Bu yatırımlarda özel sektörün önemli bir rol oynaması gerekiyor. Bunun için de bankalardan kredi almak çok önemli. Enerji borsası en önemli faydası yatırımlar konusunda bir fikir vermesidir. Referans bir fiyat oluşturacak. Bu da projelerin finansmanı kolaylaştıracak ve yatırımların gelmesini sağlayacak. Enerji borsası aynı zamanda rekabeti artırarak elektriği daha ucuz kullanmaya neden olacak. Ayrıca piyasalardaki şeffaflığı artıracak. Yani referans fiyatların belirlenmesi, rekabetin ve şeffaflığın artması önemli kazanımlardır .”
“Enerji konusunda atılacak adımlar Türkiye ekonomisinin kaderini belirleyecek”
Birol, bölgedeki ülkelerin de elektrik konusunda önemli yatırımlar yapmak zorunda olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye’deki enerji borsası belli bir olgunluk kazandığı zaman çevredeki ülkeler de bu borsanın ortağı olabilirler. Mesela Irak’ta 10 yıl için 40 bin megavatlık elektrik santrali kurulmak zorunda. İlerde daha bir çok ülke bu borsaya dahil olabilir. Bu bakımdan enerji borsasının son derece önemli bir adım olduğunu düşünüyorum” dedi.
Enerji ithalatında son dönemde yaşanan düşüşe de değinen Birol, “Bu durum, Türkiye’nin ekonomisindeki büyümenin yavaşlaması ve Avrupa’nın ekonomik anlamda zor günlerden geçmesi ve petrol fiyatlarında nispi bir düşüş olmasından kaynaklanıyor. Türkiye ekonomisi normal büyüme hızına geçtiği zaman önümüzdeki 5-6 yıl içinde 65-70 milyar dolarlık bir enerji faturası olacağını düşünüyorum. Bu enerji faturası da Türkiye için ciddi bir baş ağrısı olacak, eğer bu konuda önlemler almazsak. Türkiye’nin enerji konusunda atacağı adımlar Türkiye ekonomisinin kaderini ciddi olarak belirleyecek” diye konuştu.
“Türkiye’nin nükleerde daha ciddi adımlar atmasını bekliyorum”
Birol, Türkiye’nin nükleer enerji konusunda çok geç adım attığını ifade ederek, şunları kaydetti :
“Türkiye ve bir çok ülkenin ekonomik kaderini enerji maliyetleri belirleyecek. Nükleer enerjiden elde edilecek elektrik birim fiyatı uzun dönemde diğer alternatiflere göre daha ucuz. Türkiye’nin kendi ürettiği bir elektrik olacak. Türkiye’deki enerji çeşitliliğinin artması özellikle doğal gaza olan bağımlığının azaltılması konusunda Türkiye’nin nükleerde daha ciddi adımlar atmasını bekliyorum. Türkiye’deki toplam elektrik üretiminin yüzde 15-20’sinin uzun vadede nükleerden gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Nükleer konusunda Türkiye’nin yaptığı anlaşmalar son derece doğru. 3’üncü nükleer santralin kurulması Türkiye’nin arz güvenliği açısından elzemdir .”
Enerji yatırımları konusunda kamunun da önemli teşvikler vermesi gerektiğini dile getiren Birol, “Hidroelektrik santrallerinin potansiyelinin tamamının kullanılması gerekir. Bunun kullanılmaması Türkiye’ye vurulacak bir darbedir. Rüzgar ve güneş enerjisinde çok büyük potansiyelimiz var ama burada fizibilitesi olan projelere öncelik vermemiz lazım. İspanya su enerjisine verdiği destekte çok büyük kesinti yaptı. Çünkü astarı yüzünden pahalıya geldi. Hükümetin bütçesinde kara delikler oluştu. O yüzden hangi projenin desteklendiği çok önemli” şeklinde konuştu.
Kaynak: Energy World