İçlerinde Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa ülkelerinin enerji piyasalarını mercek altına alan KPMG tarafından hazırlanan “Avrupa Enerji Piyasaları Raporu”na göre, enerji piyasalarının 2018 yılı 1. çeyrek değerlerini analiz ediyor. AB ülkelerindeki enerji fiyatlarına, sermaye piyasalarına ve düzenleyici ortama yönelik son gelişmeleri içeren analiz, elektrik ve karbon fiyatlandırmasındaki artışın yanı sıra tedarik güvenliği ve verimlilik temalı yenilenebilir enerji uygulamalarının tüm ülkeler için artan önemine dikkat çekiyor.
Kömür Fiyatlarındaki Düşüş Devam Ediyor
Avustralya ve Güney Afrika’daki kömür fiyatları, özellikle Ocak ayında görülen yükselme nedeniyle 2011 yılının ilk çeyreğine artışlar ile giriş yaptı. Ocak ayındaki zirve fiyattan bu yana önemli ölçüde düşüş
Karbon Fiyatları Yüzde 30 Artış Gösterdi
AB genelinde, Mart ayında emisyonların artış göstermesiyle birlikte ayın sonunda karbon fiyatlarının önemli ölçüde arttığı gözlendi. Ortalama üç aylık karbon fiyatı, 2017 yılına kıyasla yüzde 31 artış gösterirken İngiltere hükümetinin 2020 sonuna kadar Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi (ETS), kalma niyetinde olduğu tahmin ediliyor. AB’deki karbon fiyatlarına ilişkin tahminlerin 2020 yılına yükseltildiği ve piyasayı yeniden şekillendirmeye yönelik planların, üretim fazlasını önemli ölçüde kısıtlayacağı öngörülüyor.
Yerli ve yenilenebilir ön planda ancak…
KPMG Türkiye’nin Enerji ve Doğal Kaynaklar sektör lideri Ümit Bilirgen, yıl başında yaptıkları analizlerinde sektörün 2018 öngörülerine yer vermişti: “Ülkemizde elektrik enerjisi kurulu gücü 2016’da 78 bin 599 MW iken, 31 Ekim 2017 itibariyle 82 bin 312 MW’a ulaştı. 2018 yılında ise Türkiye’de gündem yerli enerji hamleleri üzerinde yoğunlaşıyor. YEKA ihaleleri ve yerli kömür teşvikleri ile 2018’i ‘yerli enerji’yi hedefleyen adımlarla geçireceğiz. Diğer yandan 2017 yılının son günlerinde temeli atılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatı başlamıştır. Bunun yanında Türkiye tarihindeki ilk deniz sondajı, ülkemizin kendi sondaj gemisiyle Akdeniz’de 2018 yılında gerçekleştirilecektir.”
Küresel ölçekte bakıldığında ise, küresel enerji tüketiminin 2040 yılına kadar yüzde 28 artacağını dile getiren Bilirgen, “Değişen coğrafi ve ekonomik dengeler enerji piyasalarını uzun dönemli çözümlere zorunlu kılıyor. Bu noktada yenilenebilir enerjinin dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı olarak ön plana çıkacağını öngörüyoruz. Ancak kömür, petrol ve doğalgazın 2040 yılına kadar ana enerji kaynağı kimliğini koruyacağını da not etmek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“KPMG’den IRENA’ya, AB’de yenilenebilir enerjinin geleceği”
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA)’nın Avrupa Birliği’ne yönelik hazırlanan 28 ülkenin verilerinin bulunduğu yenilenebilir enerji raporuna vurgu yapan KPMG, AB’nin 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji payını iki kat artıracağının altını çizerken IRENA’nın raporunda, 2015 yılında yüzde 17 olan bu payın 2030 yılına kadar yüzde 34’e çıkarılabileceği ve mevcut hedef olan yüzde 27’nin dahi aşılabileceği belirtilmektedir.
Kaynakça: European Power & Utilities Report, KPMG Global Energy Institute, I-2018 & Renewable Energy Prospects for the European Union, IRENA, 2018