Dünya Ekonomik Forumu’nun Accenture işbirliğiyle hazırladığı “Küresel Enerji Mimarisi Performans İndeksi-2013″ sonuçları açıklandı. Ülkelerin enerji sistemlerinin güçlü ve zayıf yönlerinin; ekonomik, çevresel ve enerji güvenliği perspektifinden üçlü bir entegre yaklaşımla ölçüldüğü indekste, Türkiye 105 ülke arasında 44′üncü sırada yer aldı.
Yatırımcıların iştahını Türkiye’nin enerji tüketim potansiyeli artırıyor. Dünyada Çin’den sonra enerji tüketimi artış hızı en yüksek ikinci ülke Türkiye. Kalkınma ve enerji tüketimi arasındaki ilişki incelendiğinde Türkiye’nin 65 GJ (18 bin kilovatsaat) olan bugünkü kişi başına enerji tüketimi,1950′ler Avrupa’sı seviyesinde görülüyor.
2023 yılına kadar enerji sektörüne 130 milyar dolar yatırım öngörülüyor. Bu yatırımların, dış finansman ihtiyacını artıracağına vurgu yapılıyor, cari açığa dikkat çekiliyor. Rapor, yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: “Yenilenebilir enerji kaynaklarının son tüketiciye ulaşabilmesi için akıllı şebeke sistemlerinin stratejik bir plan çerçevesinde ve koordineli bir şekilde geliştirilmesi gerekir. Benzer şekilde elektrik piyasasındaki serbestleşme hızla ilerlerken, enerji borsası kurulurken aralarında korelasyondan dolayı doğalgaz piyasasının da hızlandırılarak serbestleşmesi gerekir ki, istenen sonuçlara ulaşılabilsin.”Enerji sektörünün nitelikli işgücü açığının giderilmesi öneriliyor.
Yüksek gelir düzeyi ve hâkim enerji kaynakları itibarıyla dikkate alacağımız Rusya’nın 27′nci, ABD’nin 55′inci, Çin’in 74′üncü, Suudi Arabistan’ın 82′nci ve BAE’ nin 87′nci sırada olduğu indekste, ilk 10 ülke şöyle sıralanıyor: Norveç, İsveç, Fransa, İsviçre, Yeni Zelanda, Kolombiya, Letonya, Danimarka, İspanya ve İngiltere…İlk 50 ‘de OPEC ülkeleri yer almıyor. Enerji mimarisi 16 indikatör üzerinden inşa ediliyor. Türkiye bu indekste yüzde 0.51 ile ekonomik büyüme ve gelişme, 0.53′lük çevresel sürdürülebilirlik, 0.70′lik enerji erişimi ve güvenliğiyle 0.58′ lik ortalama puana erişiyor. Gelişmekte olan ülkeler liginde Türkiye’ nin kıyaslandığı Brezilya ise bu üç alanda da dengeli gelişme göstererek 0.64 ortalamayla 21 inci sırada yer alıyor.
Accenture Türkiye Enerji Sektörü Başkanı Hakan Irgıt’a, “Enerji bağımlılığı yüzde 90′larda bir ülkenin, enerji arz güvenliği indikatörü üzerinden yüksek puan almasını neye bağlıyorsunuz? Jeostratejik riskleri hesaba katmıyor musunuz?” diye soruyorum. “Uzun dönemli anlaşmalar ve masa üzerine konan bölgesel enerji projelerini dikkate alıyoruz, siyasi değerlendirme yapmıyoruz” diyor… Irgıt, kullandığı enerjinin yüzde 42′ si petrol, yüzde 40′ı doğalgaz, yüzde 18 i kömür kaynaklarına dayalı olan Türkiye’de, 2023 yılında rüzgâr-güneş-jeotermal ve hidroenerji kapasitesini göz önüne aldıklarını söylüyor. İlaveten 10 bin megavat kurulu güce sahip olması planlanan 2 nükleer santral devreye alındığında, “enerji arz güvenliği” sorusu ortadan kalkıyor!
İndekste, “Çevresel Sürdürülebilirlik” kriterine göre yüzü en fazla kızarması gereken ülke Katar. “Enerjiye ulaşılabililik ve arz güvenliği” 0.78 puan, “ekonomik büyüme” 0.35 ve “çevresel sürdürülebilirlik” 0.15 puan. Katar, üçlü dengenin ortalaması alındığında 92′nci sırada yer alıyor. 105′inci ülke Etiyopya ise arz güvenliğinde 0.11 puanla indeksin en düşük oranına sahip, kara ülkesi… “Köleler ülkesi” anlamına gelen Habeşistan olarak da bilinen ülke, adını da bu yüzden almamış mıdır?
Kaynak: Enerji Enstitüsü