Cnn TÜRK’e konuk olan Bakan Dönmez, yaz saati uygulamasından, bor madenine ilişkin yapılan yatırımlara, nükleer enerjiden, yenilenebilir enerji kaynaklarına kadar birçok konuda açıklamalar yaptı.
Bakan Dönmez’in açıklamalarından satır başları:
– Yaz saati uygulamasında 2 yıl önce böyle bir karar almıştık. Bu kararın neden verildiğine dair gerekçe bulamadık. Bizim yapmış olduğumuz çalışmalar, kalıcı yaz saati uygulamasının daha verimli olacağını biliyorduk. Ancak biz bu konuyu İstanbul Teknik Üniversitesine çalışma yaptırdık. Sonuçlar kalıcı yaz
– Kimyacıların tanımı ile boz bir bakıma kimyasal tuz olarak tanımlanıyor. Onu öğüterek boraks adı verilen bir ürün haline getiriyoruz, sonrasında biraz daha katma değerler bor karbür haline getirdik. Nükleer çalışmalar için uygun hale getirilmesi için çalışmalara devam ediyoruz. Örneğin, bor karbür savunma sanayisinde kullanılıyor. Tonu 30 ila 40 bin dolar arasında değişiyor. Daha uç ürün bor izotoplarından elde ediliyor. Nükleer santrallerde bu çubuklardan faydalanıyor. Burada tonu 1 milyon doları aşıyor.
– Doğru bir hareket olarak doğal yaşama bir dönüş var. Doğal bir ürün kullanayım, kimyasal ürünler bulunmasın diye isteyenler için geliştirildi. Temizlik ürünlerinde boru sadece Eti maden kullansın diye bir talebimiz yok. Diğer temizlik firmaları da bor içerikli temizlik ürünleri kullanabilirler, ürün geliştirmelerinden mutluluk duyarız. Boron temizlik ürünü, ülke genelinde satılması için birkaç büyük marketlerle anlaşma yapıldı.
– Fatura kaleminde üretim bedeli ve dağıtım bedeli olmak üzere iki tür kalemin dışında vergi ve fonlardan oluşuyor. Dağıtım bedeli yüzde 30, geri kalan kısmı üretim maliyeti ve vergiler olarak geçiyor. Bu oranlar tüm dünyada buna yakın… Avrupa’da dağıtım bedeli yüzde 50, Türkiye’de bu rakam yüzde 35. Dağıtım bedeli santralde üretildiği yerden alarak, yüksek gerilim hatlarıyla şehirlere kadar getiriyoruz. Şehirlerde orta ve düşük gerilim haline getiriyoruz. 1 milyon 420 milometrelik bir şebeke işletiliyor. Bizim elektrik üretim kısmında, lisanslı santralle 1300 santralde 60 bin kişi çalışıyor. Ayrıca dağıtım şirketlerinin işletme giderleri de mevcut. Türkiye genelinde işletme giderleri 17,5 milyar lira…
– Konut bazlı bakıldığında tasarruflar yapıldığında en fazla elektrik tüketen ürünler, çamaşır makinesi ve buzdolabı gibi ürünler… Bu cihazlar için enerji verimliliği teknolojisi ile çalışanlara yönelmek gerekiyor. Gereksizse lambayı söndürmek, klima açıkken bir taraftan da camı açınca daha fazla enerji harcıyorsunuz.
– Yalıtım konusunda da bazı binalarımız yeterli değil. Yalıtım ile yüzde 40 oranında ısı tasarrufu sağlama imkanımız var. Ülke genelinde yalıtımı için yapılan çalışmada şöyle bir rapor önümüzde geldi. Verimlilikle iligli 10 milyar dolarlık yatırım yapabilirsek, 2033’e kadar 30 milyar dolarlık bir dönüşü olacak. Araçlarımız için de öyle daha yakıt tasarruflu araçlara yönelmek gerekiyor.
“Türkiye için bir hayaldi artık gerçekleşiyor”
– (Rusya ile enerji ortaklığı) Rusya ile yaşanan hadiselere rağmen, Rusya – Türkiye ile yapmış olduğu gaz kontratlarının tamamına uydu. Nükleer güç santrallerine gelince, Türkiye çok uzun yıllar boyunca bu teknoloji için hamlelerde bulunmuş. Ama ihale iptalleri olmuştu. 2010 yıllarda Rusya ile nükleer santrali kurulması için anlaşma yapılmıştır. Mersin’deki Akkuyu Santrali’nde 2023 yılında ilk reaktör devreye girmiş olacak, şu anda bir gecikme söz konusu değil. Nükleer santraller Türkiye için bir hayaldi artık gerçekleşiyor.
“Türkiye’de 18,5 milyar ton kömür var, değeri 300 milyar doları aşıyor”
– Bor dışında Türkiye maden cevheri açısından kömürde ciddi bir potansiyelimiz var. Yaptığımız son çalışmalarla yeraltındaki rezervlerimiz 18,5 milyar tona çıkarmış olduk. Hala çalışmalar devam ediyor. Hepsini çıkartıp ekonomiye kazandırmış olsak 300 milyar doların üzerinde olacak. Yeni nesil santrallerde emisyon değerlerini belirli bir sınırın altında kalmasını sağlıyor. Dünya enerjinin yüzde 38’i kömürden karşılanıyor. Bu oran Almanya’da yüzde 40… Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli kömür rezervlerimizi kullanmamız gerekiyor.
– Türkiye’deki kurulu güçlerde yenilenebilir enerji oranımız yüzde 52 seviyelerinde. Ancak kesintili kaynaklar oldukları için kullanım oranımız yüzde 30 seviyelerindedir.
Programın Tamamını Seyretmek İçin TIKLAYINIZ>>>