Enerji Verimliliğinde %20 Tasarruf Atağı…

Türkiye’de sanayi sektöründe yaklaşık %20, bina sektöründe %30’dan fazla, ulaştırma sektöründe %15 civarında enerji tasarrufu potansiyeli bulunduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, bu potansiyelin harekete geçirilmesi ile 2023’te GSYİH başına tüketilen enerji miktarının 2011 değerine göre en az %20 azaltılabileceğini söylüyor.

Enerji ihtiyacının yaklaşık %72.4’ünü ithalatla karşılayan Türkiye için verimlilik ve tasarruf çalışmaları büyük önem taşıyor. Bu alanda önemli bir adım atarak Enerji Verimliliği Strateji Belgesi ile Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki yol haritasının çıkaran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2023 yılında Türkiye’nin GSYİH başına tüketilen enerji miktarını (enerji yoğunluğunu) 2011 yılı değerine göre en az %20 azaltılmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için yürütülecek çalışmaların başında ise Enerji Verimliliği Kanunu ile oluşturulan Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu bulunuyor. Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki potansiyeli harekete geçirildiğinde çok büyük kazanımlar elde edileceğini vurguluyor.

2023 için belirlenen hedeflere ulaşmak için çeşitli araçların geliştirilmesi ve kullanılması gerektiğinin altını çizen Çimen bunları; destek ve teşviklerin genişletilmesi ve yaygınlaştırılması, daha etkin bilinçlendirme faaliyetleri izleme, denetim, değerlendirme ve potansiyel belirleme çalışmaları için altyapı güçlendirilmesi, ulusal ve uluslararası işbirliklerinin güçlendirilmesi,  mevcut binaların rehabilitasyonu, finansal mekanizmaların geliştirilmesi eko-binaların tanıtılması ve teşvik edilmesi ve küçük ölçekli yenilenebilir enerji kaynaklarının yatırımının teşvik edilmesinin geliştirilmesi ve kullanılması şeklinde sıralıyor.

CİDDİ BİR TASARRUF POTANSİYELİ VAR

Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslama yapıldığında Türkiye’deki bina ve sanayi sektöründeki enerji verimliliği ve tasarrufu potansiyelini değerlendirir misiniz?

Bakanlık olarak yaptığımız çalışmalarla, ülkemizin sanayi sektöründe alt sektörler bazında enerji tasarruf potansiyelleri hesaplandı. Bu çalışmalar yapılırken Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin sanayi sektörleri ile de kıyaslamalar yapıldı. Buna göre sanayi sektörümüzde yaklaşık %15-20 civarında enerji tasarruf potansiyeli mevcuttur. Alt sektörler bazında bakıldığında örneğin demir-çelik sektöründe ton ham çelik başına Avrupa Birliği’nde 0.209 tep enerji tüketilirken ülkemizde bu rakam 0.227 tep civarındadır. Kağıt sektörü için yine bir karşılaştırma yapıldığında; Avrupa Birliği’nde 0.168 tep enerji tüketilirken ülkemizde bu rakam 0.191 tep civarındadır.

Enerji ihtiyacının yaklaşık %72.4’ünü ithalatla karşılayan ülkemizde 2010 yılında 83 Mtep nihai enerji tüketiminin yaklaşık %35’i bina sektöründe gerçekleşti. %30’dan fazla enerji tasarrufu potansiyelinin bulunduğu bina sektöründe, bu potansiyelin ülke ekonomisine geri kazandırılması amacıyla bugüne kadar çeşitli düzenlemeler yapıldı. Sanayi ve bina sektörünün yanı sıra ulaştırma sektöründe de en az %15 civarında enerji potansiyeli bulunmaktadır.

Uygulamaya konulan tedbirler sonucunda, 2000 yılı baz alındığında 2009 yılına kadar kümülatif olarak imalat sanayiinde 6.4 mtep, ulaştırma sektöründe 10.7 mtep ve konut sektöründe 8.3 mtep olmak üzere toplam 25.4 mtep tasarruf sağlandı. Söz konusu tasarruf miktarları ve mevcut enerji tasarruf potansiyelleri göz önüne alındığında enerji verimliliği çalışmalarının önümüzdeki yıllarda ülkemize sağlayacağı katkının ne kadar büyük olduğu ortaya çıkmaktadır.

Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik kapsamında yürürlüğe giren ve endüstriyel işletmelerde verimlilik artırıcı projelerin desteklenmesini öngören uygulama ile bugüne kadar verilen desteklerden söz eder misiniz?

Enerji verimli ekipman ve sistem kullanımı, onarım, yalıtım, modifikasyon, rehabilitasyon ve proses düzenleme gibi yollarla; gereksiz enerji kullanımının, atık enerjinin, enerji kayıp ve kaçaklarının önlenmesi veya en aza indirilmesi ile birlikte atık enerjinin geri kazanılması gibi konulardaki çözümleri içine alan ve Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğümüz tarafından tebliğ olarak yayımlanan usul ve esaslara uygun olarak hazırlanan projeler, Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) olarak değerlendirilir. VAP başvuruları 2009 yılında alınmaya başlandı. 2009 ve 2010 yılı için toplam 25 endüstriyel işletmeye ait 32 VAP’ın desteklenmesine karar verildi.  VAP’ların toplam yatırım tutarı 10.8 milyon TL olup, bu bedelin 2.1 Milyon TL’nin işletmelere hibe şeklinde devlet desteği olarak verilmesi öngörüldü. VAP’ların uygulamalarının tamamlanması ile yaklaşık olarak yıllık 13.100 TEP ve 11.3 milyon TL tasarruf sağlanacaktır.  

Destek ödemeleri; projelerin uygulamaları tamamlandıktan sonra yerinde yapılan ölçüm ve kontroller neticesinde projesine uygun olarak tamamlanan projeler için yapılmaktadır. Bu gün itibariyle 20 VAP’ın uygulaması projelerine uygun olarak tamamlandı ve işletmelere 1.1 milyon TL destek ödemesi yapıldı. Uygulaması devam eden VAP’ların projelerine uygun bir şekilde uygulamalarının tamamlanmasını müteakip destek ödemeleri yapılacaktır.

Yapılan yönetmelik değişikliği ile öngörülen proje bedeli 500 bin TL’den 1 milyon TL’ye,  ödenecek destek miktarı ise en fazla 100 bin TL’den 300 bin TL’ye çıkartıldı. Ayrıca endüstriyel işletmelerin enerji ihtiyacının bir bölümünü karşılamak maksadıyla tesislerine en fazla on kilometre mesafe içerisinde kurulan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim sistemlerini veya toplam çevrim verimi en az yüzde seksen ve üzeri olan kojenerasyon veya mikrokojenerasyon sistemlerinin bedeli, proje bedelinin en fazla %50’si oluşturacak şekilde proje bedeli kapsamına dahil edilerek destek kapsamına alındı. VAP destekleri; elektrik üretim faaliyeti gösteren lisans sahibi tüzel kişiler dışındaki, yıllık toplam enerji tüketimleri bin TEP ve üzeri olan ticaret ve sanayi odası, ticaret odası veya sanayi odasına bağlı olarak faaliyet gösteren ve her türlü mal üretimi yapan işletmelere yönelik uygulanmakta, KDV hariç toplam bedeli en fazla 1 milyon TL ve geri ödeme süresi 5 yıldan az olan projeleri kapsamaktadır. VAP başvuruları her yıl Ocak ayı içerisinde Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne yapılmaktadır.

GÖNÜLLÜ ANLAŞMALARLA 33 MİLYON TL KAZANÇ

Bir diğer destek programı da gönüllü anlaşma kapsamında yürütülen çalışmalar. Bu çalışma kapsamında nasıl destekler veriliyor?

Gönüllü anlaşmalar yoluyla işletmelerin geçmiş 5 yıllık enerji yoğunluklarının ortalaması olan referans enerji yoğunluğuna göre, 3 yıllık izleme dönemi sonunda ortalama en az %10 olmak kaydıyla taahhüt edilen oranda enerji yoğunluğunu azaltan işletmelere hibe şeklinde devlet desteği verilmektedir. Gönüllü anlaşma başvuruları 2009 yılında başladı ve 2009-2010 yılı için toplam 22 adet endüstriyel işletme ile gönüllü anlaşma yapıldı. Üç yıllık izleme dönemi içerisinde işletmelerin taahhüt ettiği oranlarda enerji yoğunluklarını azaltması durumunda 2.2 milyon TL destek ödemesi yapılacaktır. Yapılan bu gönüllü anlaşmalar ile yaklaşık olarak yıllık 44.500 TEP ve 33 milyon TL tasarruf sağlanacak. Yapılan yönetmelik değişikliği ile ödenecek destek miktarı 100 bin TL’den 200 bin TL’ye çıkarıldı.

Gönüllü anlaşma yapan tüzel kişilerin endüstriyel işletme içinde tükettikleri enerjiden; atıkları modern yakma teknikleri ile ısı ve elektrik enerjisine dönüştüren tesislerinde, toplam çevrim verimi yüzde seksen ve üzeri olan ve yurtiçinde imal edilen kojenerasyon tesislerinde veya hidrolik, rüzgar, jeotermal, güneş veya biyokütle kaynaklarını kullanarak ürettikleri enerji, bu tesislerin anlaşma dönemi içinde işletmeye alınması halinde, bir defaya mahsus olmak üzere, enerji yoğunluğu hesabında endüstriyel işletmenin yıllık toplam enerji tüketimi miktarından düşülmektedir. Bu durumda yenilenebilir enerji ve kojenerasyon tesisleri de dolaylı olarak desteklenmektedir. Gönüllü anlaşma başvuruları her yıl Ekim ayı içerisinde Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne yapılmaktadır.

Türkiye’de enerji verimliliği alanında yaşanan temel sorunlar ve çözüm önerileriniz neler?

Enerji verimliliği çalışmaları başlıca sanayi, ulaştırma, konut ve hizmetler olmak üzere nihai tüketim sektörlerinde yürütülmektedir. Söz konusu sektörlerdeki istatistiki bilgilerin daha yeterli olması karar alma süreçlerini ve konulan hedeflerin izlenmesini daha olumlu yönde etkileyecektir. Örneğin, bina sektöründe bina stokunun tam olarak tespit edilmesi, konut ve hizmet sektörlerinin tümünün enerji tüketimlerinin bilinmesi, ulaştırma sektöründe tüm araç modlarına göre yakıt miktarı ve enerji tüketimlerinin bilinmesi vb. TÜİK’in mevcut durumda tüm nihai enerji tüketen sektörler için periyodik envanter çalışmalarının kapsamlarının genişletilmesi ve çalışmaların hızlandırması gerekmektedir. Enerji verimliliği yatırımlarına kredi veren bankaların enerji verimliliği projelerine yönelik olarak; projenin enerji verimliliği kapsamında değerlendirilebilmesi için halen uyguladıkları çok katı olarak nitelenebilecek değerlendirme kriterleri bulunmaktadır. Bu katı kriterler çoğu zaman birçok enerji verimliliği projesinin finansmanını zorlaştırmaktadır. Bu nedenle projelerin kolayca desteklenmesi için prosedürlerin basitleştirilmesi, yeni finansal enstrümaların geliştirilmesi ve bankaların istedikleri garantiler için destekleme fonları oluşturulması yararlı olacaktır. Türkiye’de finansman desteği yürütecek ilgili kuruluşlar, sektörün ve halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi için teknik destek veya hibe sağlamalıdır.

ENERJİ PERFORMANS KONTRATLARI UYGULANMALI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, Enerji Verimliliği Kanunu ile enerji hizmet piyasasının oluşturularak bina ve sanayi sektörlerinde enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılmasının amaçlandığını söylüyor. Ancak mevcut durumda enerji hizmet piyasasının henüz istenilen seviyede oluşmaması nedeniyle, Enerji Verimliliği Danışmanlık (EVD) şirketlerinin pazar bulmada ve kendilerini geliştirmede zamana ve desteğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çimen, “EVD’lerin alt sektörler bazında ihtisaslaşması, sayılarının artması ve yapılarının güçlendirilmesi, enerji etüt kalitesinin artırılması, enerji verimliliği önlemlerinin yurt genelinde yaygınlaşması açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından kamu bina ve işletmelerinde yapılması ve sektörel potansiyel belirlenmesi için gereken enerji etütlerinin EVD şirketleri üzerinden gerçekleştirilmesinin sağlanması yararlı olacaktır” diyor.

Kaynak: Energy World

enerji gündemiEnerji Tasarrufuenerji verimliliğievdselahattin çimen
Yorumlar (0)
Yorum Ekle