Norveçli Danışmanlık şirketi DNV-GL’nin hazırladığı Enerji Dönüşümü 2020 yılı Raporu (Energy Transition Outlook 2020), enerji geçişinin önümüzdeki 30 yılını değerlendiriyor. Yenilenebilir enerji, 2050 yılına kadar hakim kaynaklar olarak görülse de enerjide geçiş ‘çok yavaş’ ilerliyor. Enerji dönüşümünün, enerji işinden çok daha fazlasına bağlı olduğunu ve değişimi hızlandırmak için sektörlerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan çalışmaya göre, işletmelerin teknolojiyi daha fazla kucaklaması gerekiyor.
KISA DÖNEMDEKİ BEKLENTİLER
1- COVID-19, bu yıl küresel enerji talebini % 8 azaltacak
– Enerji talebi 2021’den itibaren tekrar toparlanacak olsa da, daha düşük bir tabandan ve geri kalanı için 2050 yılına kadar, yıllık küresel enerji talebi, pandemi öncesi DNV-GL tahminlerinden % 6 – 8 daha düşük dalgalanacak.
– Uzaktan çalışma ve daha az işe gidip gelme gibi salgınla bağlantılı davranışsal değişimler, enerji kullanımını düşürücü kalıcı bir etkiye sahip olacak.
2- Enerjiye bağlı CO2 emisyonları, pandemi ile zirveye ulaştı
– 2019’da ulaşım için enerji kullanımı zirveye ulaştı.
– COVID-19, en yüksek petrol talebini öne çıkardı; yağ kullanımı bir daha asla 2019 seviyelerini geçemez.
3- Teknoloji, doğru şekilde ölçeklendirilirse, Paris Anlaşması ile uyumlu bir gelecek sağlayabilir
– Güneş PV, rüzgar ve depolaması için cesaret verici ilerleme kaydedildi ve devam etmesi bekleniyor.
4- Piyasa güçleri tek başına azaltılması zor sektörleri tespit edemeyeceği için daha güçlü politikalara ve düzenlemelere ihtiyaç var.
– Endüstride yüksek ısı proseslerinin dekarbonizasyonu, binaların ısıtılması ve ağır nakliye çok yavaş ilerliyor.
– Hidrojen, Karbon yakalama ve Depolama (CCS) ve daha fazla enerji verimliliği iyileştirmeleri dahil olmak üzere çözümler mevcut ancak bunların ölçeklendirilmesi için net politikalara ihtiyaç var.
Kaynak: Solar.Ist