Hükümet uçak krizi sonrasında ortaya koyduğu tavırla ekonomik işbirliği güven vermeyen Rusya’ya enerji alanında bağımlılığı bitirmek için düğmeye bastı.
TANAP’ı hızlandıran, Türkmen ve Kazak gazının Türkiye’ye getirilmesini hedefleyen, nükleer santral projelerine öncelik veren hükümet, enerji sepetinin çeşitle
90’LI YILLARDA BAŞLADI
Türkiye, 1990’lı yıllarda Rusya ile girdiği enerji işbirliğini, bugüne kadar sorunsuz sürdürmüş, Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı gibi mega projelerle de ilişkiler en üst düzeye çıkarılmıştı. Ancak Rusya’nın Suriye sorununa dahil olması ve Türkiye sınırını ihlal etmesiyle başlayan süreçte, enerji politikaları da gözden geçirildi ve enerji ithalinde alternatifler masaya yatırıldı. Hesaplamalara göre Türkiye, enerji arzı konusunda sepetteki alternatifleri artıracak. Bunun sonucunda en hızlı şekilde Rusya’ya olan bağımlılık, en alt düzeye ve ikame edilebilir hale gelecek.
2.5 YIL ÖNGÖRÜSÜ
Türkiye’nin enerjide bağımsız hale gelmesi için tahmini süre ise 2 ile 2.5 yıl arası olarak hesaplandı. Süreç sonunda Türkiye, Rusya ile enerji alışverişini sürdürecek, mevcut olan anlaşmalar aynı şekilde devam edecek ancak alternatifler hazırlanmış olacak. Türkiye, doğalgaza alternatif olarak Cezayir ve Nijerya gibi ülkelerden aldığı sıvılaştırılmış petrol gazına (LNG) Katar’ı da eklemişti. Bu ülkenin önümüzdeki günlerde Türkiye’deki LNG yatırımlarını artıracağı öğrenildi. Bunun yanı sıra Türkiye, depolama kapasitesini de artırıyor. Bu amaçla yeni depolama tesisleri yapılması benimsendi.
YEŞİL VE NÜKLEER ENERJİ DEVREDE
Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim gücünü, 2023 hedefleri doğrultusunda en az yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyordu. Rusya krizi sonrasında rüzgâr, hidroelektrik ve güneş gibi kaynaklara ve yerli kaynak olan kömüre teşvik verilmesi de gündemde. Türkiye, “baz” santral olarak kullanmayı hedeflediği nükleer santrallerle ilgili de işlemleri hızlandırıyor.
Kaynak: Sabah