1991 yılında ilk kez Danimarka’da işletmeye giren denizüstü (offshore) rüzgar santrallerinin (RES) teknolojik gelişmelerle ve maliyetlerinin düşmesiyle önümüzdeki yıllarda giderek yaygınlaşması beklenmektedir.
Uluslararası Yenilebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından geçen ay yayınlanan istatistiklere göre, 2017
IRENA’nın raporuna göre, offshore RES ihaleleri sonucu oluşan fiyatlar ile 2020-22 yılları arasında hayata geçecek projelerin elektrik üretim maliyetleri 6-10 ¢/kWh seviyelerine inecek ve bu sayede 2020 yılından sonra fosil yakıt kullanan elektrik santrallerinin üretim maliyetleri ile rekabet edebilecektir.
TÜRKİYE’DE BİZİ NE BEKLİYOR?
“1. Türkiye Enerji ve Maden Forumu: Fırsat Yılı 2018” konferansında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Berat Albayrak 2018 yılında Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) kapsamında offshore RES yarışmasının yapılacağını açıklamıştır. 23 Mart 2018 tarihinde, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü internet sitesinde 2018 yılında yapılması beklenen offshore YEKA yarışması için Saros, Gelibolu ve Kıyıköy aday bölge olarak ilan edilmiştir.
Türkiye’nin offshore RES potansiyeli konusunda Totaro&Associates firmasının yayınladığı rapora göre, iletimde çıkabilecek zorluklar, su derinliğinin fazla olması ve rüzgar verilerinin yeterli olmaması gibi nedenlerle yapılan hesaplar gerçek potansiyeli yansıtmamaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Türkiye’nin offshore RES potansiyelini 10 GW olarak açıklamıştır. WindEurope’un Anadolu Ajansına yaptığı açıklamaya göre ise Türkiye’nin 32 GW’lık offshore RES potansiyeli bulunmaktadır.