Son yıllarda enerjide trend terimlerden biri de yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Birincil enerji kaynakları belli; kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlar, diğeri hidrolik, jeotermal, rüzgar, güneş gibi yenilenebilir kaynaklardır. Nükleer enerjiyi de unutmamak gerekiyor. Tabii burada saymadığımız biyogaz-atık, dalga gibi başka enerji kaynakları da mevcut…
Yenilebilir kaynak neden trend? Çünkü, kendini yenilenebiliyor, tükenmiyor. Kaynak yeniden yeniden oluşuyor. Kömür, petrol gibi doğaya da zarar vermiyor ve çevreci bir kaynak.
Bu konuda ülke olarak ne durumda olduğumuzu merak ettim ve 2016 Programı’nda enerji ile ilgili bölümü inceledim.
Programa göre, ülkemizde elektrik enerjisi üretimi, 1998 yılında 111 milyar kilowattsaat (kWh) iken, 2004 yılında 150 milyar kWh’yi, 2010 yılında 211 milyar milyar kWh’yi, 2014 yılında 250 milyar kWh’yi geçmiş. 2016’da 271 milyar kWh’ye ulaşması bekleniyormuş. Tüketim ise; 3 milyar kWh ihracat, 7 milyar kWh ithalat dikkate alındığında, 275 milyar kWh’yi bulacakmış. Elektrikte net ithalatçı olduğumuz da görülmektedir.
Kişi başına elektrik tüketimi, 2016 yılında 3 bin 480 kWh’ye ulaşacakmış. Bu yeterli mi? Tabii ki değil. Veriler, bu rakamın, ABD’de 13 bin kWh, Japonya’da 7 bin 750, Almanya’da 7 bin 270 kWh olduğunu ortaya koyuyor. Bu demektir ki kişi başına elektrik enerjisi tüketimimiz, ekonomideki büyümeyle birlikte önümüzdeki 20-30 yılda en az iki katına çıkacak. Nüfus artışını da üzerine koyduğumuzda üretimi, 20-30 yılda, 2,5-3 katına çıkarmamız gerekmektedir.
Kurulu gücümüz, 2016 yılında rüzgarda 4930 megawatt (MW), jeotermalde 662 MW, güneş enerjisinde 400 MW düzeyine ulaşacak. Bu üç alanda toplam kurulu güç, 5 bin 992 MW ile 6 bin MW’ye dayanacak; kurulu gücü 2 bin 400 Mw olan Atatürk Barajı’nın 2,5 katına kadar yükselecek. Bunun yeterli olduğunu söylemek de pek mümkün görünmüyor. Neden mi? Yenilenebilir enerji alanına son yıllarda on milyarlarca avro para harcayan, bu alanın lider ülkelerinden Almanya’nın, 2015 yılında rüzgar kurulu gücünün 45 bin MW, 2014 yılında güneş enerjisi kurulu gücünün 38 bin 200 MW olduğu belirtmemiz gerekiyor.
Ülkemiz, kömür, petrol, doğalgaz hatta uranyum açısından zengin bir ülke değil. Yeni kaynaklar bulunur mu bilmem ama aramadan bulunmaz. Bizim, gerçekçi yaklaşmamız, mevcut duruma göre stratejimizi belirlememiz gerekiyor. Aklıma, yenilenebilir enerji sektörüne yatırımları hızlandırıp, katlayarak artırmaktan başka elle tutulur, ayağı yere basan bir strateji de gelmemektedir.
Yazan: Metin TÜRKYILMAZ
Yazının Devamı İçin TIKLAYINIZ>>>
Kaynak: Enerji Günlüğü