KPMG ve Enerji IQ iş birliği ile hazırlanan “Enerji Sektörel Bakış 2022” raporu Türkiye’nin elektrik, doğal gaz ve yenilenebilir enerji piyasalarının 2022 yılındaki görünümüne dair önemli bilgilere yer veriliyor. Rapora göre 2022 yılı, fiyat dalgalanmalarının ve arz güvenliğiyle ilgili artan rikslerin etkisiyle elektrik ve doğal gaz piyasalarında bir eksen değişikliğine neden oldu. Piyasalardaki şok dalgaları, küresel bazda geçici süre için devreye alınan regülasyonlarla dengelenmeye çalışıldı. Dönüşüm ve değişimi odağına alan yeni piyasa yapısının, orta ve uzun vadede yatırımları, enerji tedarik altyapısını ve sektördeki iş modellerini yeniden şekillendirmesi bekleniyor.
Şirketlere danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG ve enerji piyasasına yönelik bilgi ve danışmanlık hizmetleri veren Enerji IQ tarafından ortak hazırlanan, Türkiye’deki enerji sektörünün 2022 yılı görünümünü ortaya koyan “Enerji Sektörel Bakış” raporu yayımlandı. Global ve yerel ekonomik görünümün yanı sıra son küresel gelişmeler ışığında hazırlanan raporda, Türkiye’nin elektrik, doğal gaz ve yenilenebilir enerji piyasalarının görünümüne dair önemli
Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Lideri Hakan Demirelli, “Enerji sektörü küresel olarak büyük bir dönüşüm sürecinde. 2022 sonu itibarı ile dünyada 300’den fazla şirketin küresel bir girişim olan RE100‘e katıldığı ve yüzde 100 yeşil enerji üretim taahhüdünde bulunduğu belirtiliyor. Türkiye’de de önümüzdeki dönemde enerji sektörü başta olmak üzere sektörler genelinde yeşil enerji uygulamalarının yaygınlaştığını göreceğiz.” dedi.
KPMG Türkiye Elektrik ve Altyapı Lideri Orhan Turan ise raporu, “Yeşil enerjiye geçiş günümüzün en önemli ve öncelikli gündem maddelerinden. Bu sürecin doğru ve hızlı bir şekilde yönetilmesi için yeşil finansman uygulamalarının sürekli kılınması gerekli. Finans sektörünün doğru pozisyon alarak yeşil dönüşüm projelerine yeterli kaynağı sağlaması oldukça önemli.” şeklinde değerlendirdi.
Enerji IQ Bilgi Servisleri Genel Müdürü Emre Ertürk de değerlendirmesinde şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna arasında geçen yıl şubat ayında başlayan sorun, enerji piyasasında Avrupa merkezli bir değişim ve dönüşüm dalgası oluşturdu. Bu dönüşümün etkileri, artık coğrafi açıdan bölgeye uzak piyasalarda da gözlemlenebiliyor. Türkiye piyasası da bu döngünün içerisinde. Nitelikli bilgiye; doğru, hızlı ve zamanında erşim, risk yönetimi ve stratejik karar mekanizmaları açısından büyük önem taşıyor.”
Enerji IQ Bilgi Servisleri Çözüm Ortağı Alper Özmumcu ise raporla ilgili görüşlerini şöyle aktardı: “Verilere dayanarak yaptığımız karşılaştırmalı analizler, bize piyasanın geleceği adına matematiksel temele dayalı somut ipuçları veriyor. Bu çalışmalarımızın temel konularına raporda yer vererek geleceğe dönük bir perspektifle 2022 yılını inceledik.”
Enerji sektörü CEO’ları olası bir resesyona hazır
Rapora göre küresel çapta enerji sektörü CEO’ları 2022 ve sonrasında olası bir resesyona hazır. CEO’ların yüzde 87’si önümüzdeki 12 ay içerisinde bir resesyon yaşanabileceğini söylüyor. CEO’ların yüzde 57’si bu resesyonun hafif ve kısa süreli olacağını düşünürken yüzde 75’i önümüzdeki 3 yılda yaşanması beklenen büyümeyi tersine çevireceğine inanıyor. CEO’lara endişe ettikleri en büyük riskler sorulduğunda; faiz oranları, enflasyon ve resesyon ilk 3 sırayı alıyor. Buna rağmen, enerji CEO’larının birçoğu, şirketlerinin, enerji sektörünün ve küresel ekonominin önümüzdeki 3 yıl içinde yaşayacağı büyüme konusunda oldukça iyimser. CEO’lar artan belirsizliğe rağmen dayanıklı kalmaya devam ediyor ve uzun vadeli, sürdürülebilir büyümeye odaklanıyor.
Enerjide yeşil dönüşüm şirketlerin gündeminde
Enerji sektöründe yeşil dönüşümün de artık kritik ve kilit bir rol oynadığında dikkat çekilen raporda, 2022 sonu itibarı ile dünyada 300’den fazla şirketin küresel bir girişim olan RE100’e katıldığı ve yüzde 100 yeşil enerji üretim taahhüdünde bulunduğu belirtiliyor. Bazı şirketler de düşük karbonlu, hatta net sıfır karbonlu bir ekonomiye geçiş için iddialı karbon azaltma hedefleri belirledi. Yenilenebilir enerji sertifikası da kurumların dışarıdan yenilenebilir enerji temin ettiklerini kanıtlayan bir sertifika türü olarak öne çıkıyor. 2022 yılında Türkiye’de IREC Yenilenebilir Enerji Sertifika sistemine kayıtlı aktif santral sayısı 390’a ulaşırken toplam kurulu güç 7 GW’ı geçti. Türkiye Ulusal Enerji Planı’nı hakkında değerlendirilin de yer aldığı raporda, plandaki projeksiyona göre ülkemizde 2020 – 2035 döneminde elektrik tüketiminin 510,4 TWh’e yükseleceği, elektrikteki kurulu gücün ise bugünkü 103,5 GW’tan 189,7 MW’a çıkacağı belirtiliyor.
Birincil enerji tüketimi içindeki yenilenebilir enerji kaynaklarının payı artıyor
Türkiye’nin 2020 yılı birincil enerji tüketimi 147,2 Mtep olarak gerçekleşirken, Ulusal Enerji Planı’na göre bu miktarın 2035 yılına kadar 205,3 Mtep’e çıkacağı tahmin ediliyor. Birincil enerji tüketimi 2000 – 2020 döneminde yıllık ortalama yüzde 3,1 oranında artış gösterdi. 2020 – 2035 döneminde ise yüzde 2,2 oranında artış olacağı tahmin ediliyor. 2020 yılında yüzde 16,7 olan birincil enerji tüketimi içindeki yenilenebilir enerji kaynaklarının payının 2035 yılında yüzde 23,7’ye yükseleceği öngörülüyor. Nükleer enerji payının 2035 yılına kadar yüzde 5,9 olacağı, 2020 yılında yüzde 83,3 olan fosil kaynaklarının payının ise 2035 yılında yüzde 70,4 oranına düşeceği tahmin ediliyor. Kömür payının ise yüzde 21,4’e doğal gazın ise yüzde 22,5’e gerileyeceği tahmin edilirken petrolün payının ise yüzde 26,5 olabileceği belirtiliyor.
Nihai enerji tüketiminde sanayinin payının artması bekleniyor
2020 yılında 105,5 Mtep olan nihai enerji tüketimin 2035 yılına kadar 148,5 Mtep’e yükseleceği öngörülüyor. 2020 yılında yüzde 34,4 ile nihai tüketimi içinde en yüksek paya sahip olan sanayi sektörünün payının 2035 yılına kadar yüzde 38,7’ye yükselmesi bekleniyor. Mesken ve hizmet sektörünün toplam yüzde 40,1’lik payının ise yüzde 34,9’a gerileyeceği düşünülüyor.
Elektrik tüketimi 2035 yılına kadar 510,5 TWh seviyesine ulaşacak
2000 – 2020 döneminde yılda ortalama yüzde 4,4 artarak 128 TWh’ten 306,1 TWh’e yükselen elektrik tüketiminin ise 2035 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 3,5 düzeyinde artarak 510,5 TWh seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Tahmin dönemi boyunca yıllık bazda sanayi sektöründe yüzde 3,7, meskenlerde yüzde 2,3, hizmet sektöründe yüzde 2,2 yıllık ortalama elektrik tüketim artışı olması bekleniyor. 2020 yılında nihai enerji tüketimi içinde yüzde 21,8’lik orana sahip elektrik enerjisinin payının 2035 yılında yüzde 24,9’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Öte yandan 2020 yılında elektrik üretiminde yüzde 11,7 oranına sahip kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarının payının 2035 yılına kadar kademeli olarak yüzde 34,3’e yükselmesi beklenirken 2020 yılında elektrik üretiminde yüzde 42,4 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının payının ise 2035 yılına kadar yüzde 54,8’e çıkması öngörülüyor. Hidroelektrik santrallerinin payının ise 2035 yılına kadar yüzde 17,3’e çıkması tahmin ediliyor.
Doğal gaz tüketimi azaldı
2022 yılı süresince ithalat ve tedarik kısmında BOTAŞ’ın domine ettiği doğal gaz piyasasının yapısında önemli bir değişiklik olmazken BOTAŞ’ın mayıs ayında Bulgaristan’a boru hattı ile doğal gaz ihraç etmesi üzerine, ithalat ve ihracattaki olası potansiyeli değerlendirmek isteyen şirketlerin EPDK’ya yaptıkları lisans başvurularında artış gözlemlendi. Ancak özel sektörün 2022 yılında piyasadaki payı, bir önceki sene ulaşılan seviyenin oldukça altında kaldı. 2022 yılındaki doğal gaz tüketimi, bir önceki yıla göre yüzde 9,8 azalarak 53,04 bcm’e geriledi. Tüketimdeki gerilemede, başta rezervuarlı hidroelektrik santrallerinden ve diğer yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik enerjisi miktarındaki artışla, santrallerin doğal gaz tüketiminin azalması temel etken oldu.
ABD, Türkiye’nin en yüksek paya sahip LNG tedarikçilerinden oldu
Doğal gaz ithalatında ise Rusya, 21,57 bcm ile en yüksek paya sahip ülke konumunu korudu. BOTAŞ’ın Azerbaycan ile olan 6,6 bcm/y miktarlı kontratının süresinin nisan 2021 tarihinde sona ermesi, Azerbaycan’dan ithal edilen doğal gaz miktarını biraz azalttı. Ancak bu düşüş, spot boru gazı ithalatı ile bir miktar dengelendi. Toplam doğal gaz ithalatı içerisinde spot LNG’nin payının artışı, ABD’yi 5,64 bcm ithalat ile Türkiye’nin en yüksek paya sahip dördüncü tedarikçisi konumuna getirdi. ABD, 9,40 bcm paya sahip İran ve 8,70 bcm hacimli Azerbaycan’ın ardından dördüncü sırada yer aldı. Beşinci sırada ise 5,26 bcm ile Cezayir yer aldı. Dünya doğal gaz piyasasının gündeminde ise en ön plana çıkan konu, Rusya’nın Bulgaristan’a ve Polonya’ya ihraç ettiği doğal gazın akışını, ruble cinsinden ödeme yapılma talebinin kabul görmemesi üzerine durdurması oldu.
Raporun tamamına ulaşmak için Tıklayın>>