Alman gazetelerinin yorum köşelerinde Paris’teki iklim konferansında varılan anlaşmaya geniş yer veriliyor.
‘Stuttgarter Nachrichten’ gazetesi Paris’teki iklim konferansının sonuçlarını şöyle yorumluyor:
“Yıllardır netice alınamayan pazarlıkların ardından 200’e yakın ülke iklim anlaşması üzerinde mutabakat sağlayabildi.İlk kez bütün devletleri iklim
‘Mannheimer Morgen’ Paris’te varılan uzlaşmanın insanlığın geleceği açısından hayati rol oynadığına dikkat çekiyor:
“Paris’te sadece bir belge değil, aynı zamanda insanlığın akıbeti de karara bağlandı. Kısa ya da orta vadede olmasa da, insan oğlunun sorumlu olduğu iklim değişikliği ve ısınmayı sınırlamak, dünyanın geniş kesimlerinin kuraklık ve sıcaklıktan yaşanmaz hale gelmesini önlemek ve yükselen deniz sularının kıyıları teslim almasına mani olmak için bu adım atılmamış olsaydı, kavim göçlerine ve paylaşım savaşlarına davetiye çıkarılmış olurdu. Paris’ten dünyaya dağılan bu mesaj herkese umut ve cesaret kaynağı olmalıdır.”
‘Frankfurter Rundschau’ gazetesinin yorumunda, bağlayıcı hedefler koyulmuş olmasının iklim anlaşmasının başarıya ulaşacağı anlamına gelmediğini dile getiriyor:
“Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde gerçi bu kadar azimli olmasını kemsinin beklemediği bir hedef tayin edildi: Yerkürenin ısınması iki derecenin altında, mümkünse 1,5 derecede durdurulacak. Ancak anlaşmanın diğer bölümleri bu hedefe varılacağını garanti etmiyor. Anlaşma, kontrolden çıkan iklim değişikliğini durdurmak amacıyla önemli bir başlangıç yapılması anlamına gelebilir. Bu açıdan bakıldığında, Paris buluşmasının tarihi vasfını hak ettiği ve 2009 yılında Kopenhag’da uğranılan hezimetin telafisi anlamına geldiği söylenebilir. Yine de, ‘asıl işin şimdi başladığı’ unutulmamalı.”
‘Kölner Stadt-Anzeiger’ gazetesi iklim konferansı sonuçlarının farklarını sıraladığı yorumunda, sanayi ülkelerine büyük sorumluluk düştüğünü yazıyor:
“Paris buluşması sona erdi. Şimdi kolları sıvama zamanıdır. İyi niyetle hazırlanmış anlaşmalar iklimi kurtarmaya yetmez. Niyet açıklamaları somut siyasi uygulamaya dönüşmelidir. Bu kolay olmayacaktır. Çoğu ülke ekonomik refahını düşüncesizce fosil enerji kullanmasına borçlu. ‘Paris’in’ farkı, kimsenin sorumluluktan kaçamayacak olmasıdır. Bu Almanya için de geçerlidir. Almanya iklimin korunmasında büyük gayret gösteriyor. Ama daha fazlasını yapabilir. Hükümetin atacağı ilk adım, enerji şirketleri, sendikalar ve eyalet hükümetleriyle anlaşıp, bu branşta çalışanları mağdur etmeden kömür santrallerini kapatmak olmalıdır.”
Kaynak: Deutche Welle