G20 ülkelerinin mevcut iklim eylemlerini değerlendirmesine göre, hedefler Paris Anlaşması hedeflerini gerçekleştirmekten uzak ancak bazı ülkelerde olumlu eğilimler gözlemleniyor.
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin karbon emisyonları artıyor. Hiçbir G20 ülkesinin, birçoğunun gerekli teknik kapasitesi ve ekonomik teşviklere sahip olmasına rağmen, karbon emisyonlarını küresel ısınmayı 1,5C derecede tutabilecek düzeye çekme planları yok. G20 ülkelerinin, Paris Anlaşması’nın 1,5C
Bu bulgular, Climate Transparency uluslararası araştırma ortaklığı tarafından bugün yayınlanan yeni “Brown to Green” 2019 raporunda ayrıntılı olarak ele alınıyor. Rapor, G20 ülkelerinin iklim performanslarını kapsamlı olarak inceliyor ve emisyon azaltımı, iklim etkilerine uyum sağlama ve finans sistemini dönüştürme çabalarındaki başarı ve eksikliklerini sergiliyor.
Paris Anlaşması kapsamında sunulan 2030 iklim hedeflerinin (NDC’ler) birçoğu yeterince güçlü hedefler değil ve yapılan projeksiyonlara göre, G20 ülkelerinin yaklaşık yarısı sundukları bu yetersiz hedefleri ya tutturacak ya da çok daha fazlasını gerçekleştirecek. Bulgular aynı zamanda tüm G20 ülkeleri hedeflerini rahatlıkla yükseltebileceğini de gözler önüne seriyor.
Climate Transparency Yönetim Kurulu Eş Başkanı ve eski Kosta Rika Çevre ve Enerji Bakanı Alvaro Umaña, “Belirlenen süre sonuna bir yıl kala yayınlanan bu bulgular, ülkelerin Paris Anlaşması kapsamında vaat ettikleri gibi, 2020 yılında daha yüksek emisyon azaltım hedefleri belirleyecek siyasi iradeyi gösterebileceklerine dair umut veriyor. Bu rapor, ülkelerin hedef yükseltmelerine yönelik henüz faydalanılmamış potansiyel ve başlıca fırsatları ilk kez tespit ederek, iklim planlarını güncelleyecek hükümetlere de değerli bir araç sunuyor” dedi.
G20 ülkeleri için temel bulgular:
– G20 ülkelerinin enerji kaynaklı CO2 emisyonları, artan enerji talebine bağlı olarak 2018’de yüzde 1,8 oranında arttı. Enerji arzındaki kirlilik devam ediyor: 2018 yılında G20 ülkelerinin toplam yenilenebilir enerji arzının yüzde 5’in üzerinde artmış olmasına rağmen, fosil yakıtların G20 enerji karmasındaki payı yüzde 82’de kaldı.
– 2018 yılında, G20 ülkeleri elektrik sektörü emisyonları yüzde 1,6 oranında arttı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının halihazırdaki elektrik üretiminin yüzde 25,5’ini oluşturmasına rağmen, bu oran fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyon artışının telafi edilmesi için yeterli değil. Kömür kullanımının OECD ülkelerinde 2030 yılına kadar ve dünya genelinde 2040 yılına kadar sonlandırılması gerekiyor.
– G20 ülkelerinde ulaşım emisyonları 2018 yılında yüzde 1,2 oranında arttı. Düşük karbonlu yakıtlar, yakıt karmasının yüzde 6’sından azını teşkil etti. Küresel ısınmayı 1,5C derecenin altında tutmak için bu oranın 2050 yılına kadar yaklaşık on kat artması gerekiyor. G20 ülkeleri, en geç 2035 yılına kadar yeni fosil yakıtlı arabaları yasaklamak, yük taşımacılığından kaynaklanan emisyonları 2050 yılına kadar sıfırlamak ve motorsuz sürdürülebilir toplu taşımacılığa yönelmek için politikalarını geliştirmelidir. Havacılık sektörüne yönelik devlet sübvansiyonlarının kesilmesi, jet yakıtının vergilendirilmesi ve gelirlerin karbon içermeyen yakıtlara yüklü yatırımlar için kullanılması, büyük emisyon azaltımları ve sağlık faydaları getirecektir.
– G20 ülkelerinin inşaat sektöründen kaynaklanan emisyonları, 2018 yılında diğer sektörel emisyonlardan daha fazla artmıştır (yüzde 4,1). Mevcut binaların güçlendirilmesi tüm G20 ve özellikle OECD ülkelerinin başa çıkması gereken bir meseledir. Küresel ısınmayı 1,5C derecenin altında tutulması için, yeni binaların 2020/25 itibarıyla sıfıra yakın enerji tüketen binalar olması gerekiyor.
– 2017 yılında G20 ülkeleri 127 milyar ABD dolarının üzerinde fosil yakıt teşviki sağlamaya devam ediyordu. Dokuz G20 ülkesinde, teşviklerde (kısmen petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak) düşüş görülürken, doğal gaz altyapısı ve üretimine sağlanan teşvikler ise (düşen fiyatlara rağmen) sabit kaldı veya birçok ülkede arttı. Bu fosil yakıt teşvikleri sadece bir kısmının yenilenebilir enerjiye yönelterek, temiz enerji dönüşümü finanse etmek ve emisyonları önemli ölçüde azaltmak mümkün.
Raporun baş yazarlarından Lena Donat, “CO2 emisyonları genel olarak tüm sektörlerde yükseliyor, ancak Çin’in elektrikli araçları ve toplu taşımayı teşvik etme politikaları gibi, diğer ülkelere örnek olabilecek bazı ülkeler de görüyoruz. Paris Anlaşması’nın başarılı olması için G20 ülkelerinin iklim liderleri olmaları ve gelişmekte olan ülkelerin faydalanabileceği çözümlerin önünü açmaları gerektiği aşikar.” G20 ülkeleri küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 80’inden sorumludur.
Bu yılki rapor, G20 ülkelerinin 1,5C derece ölçütlerine kıyasla 80 tane azaltım, finansman ve uyum göstergesindeki performansları analiz ediyor. 2019 Brown to Green: G20 ülkelerinin net sıfır emisyon ekonomisine geçişi isimli rapor Climate Transparency tarafından yayımlanan beşinci yıllık değerlendirme raporu.
Azaltım
NDC’ler: Çin, Avrupa Birliği ve AB üyesi G20 ülkeleri, Hindistan, Endonezya, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılık (LULUCF) emisyonları hariç olmak üzere NDC hedeflerini tutturmaları veya aşmaları öngörülüyor. Bu, NDC hedeflerinin henüz Paris Anlaşması’nın gerektirdiği şekilde “mümkün olan en yüksek iddia seviyesinde” olmadıklarını gösteriyor. Hindistan’ın küresel ısınmayı 1,5C derecede sınırlamak için sunduğu NDC, küresel emisyonlardaki adil payına kıyasla, en iddialı NDC. Ancak, Hindistan’ın sektörlerini sıkı emisyon azaltımlarına hazırlamak için hemen harekete geçmesi gerekiyor. Güney Kore, Kanada, Avustralya ve G20 ülkeleri, zaten yeterince iddialı olmayan NDC’leri uygulamaktan en uzak olan ülkeler. Küresel ısınmayı 1,5C derecede tutulması için tüm G20 ülkelerinin NDC’lerini güçlendirmeleri gerekiyor. Rapor, 2020’de yapılacak NDC güncellemelerinde iklim eylemlerinin arttırılması gerektiğini vurguluyor.
Uzun vadeli stratejiler: ABD, Almanya, Fransa, Japonya, İngiltere Meksika ve Kanada 2050 yılı için uzun vadeli stratejilerini Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) sundu. AB, Arjantin, Çin, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan ve Rusya şu anda stratejileri hazırlıyor. Fransa ve İngiltere, 2050 yılına kadar net sıfır karbon / sera gazı emisyon hedefine anayasalarında yer vererek bir emsal teşkil ettiler.
Enerji arzı: Fosil yakıtlar G20 enerji karmasının yüzde 82’sini oluşturmaya devam ediyor. 2018 yılında fosil yakıtların toplam birincil enerji arzı ABD, Avustralya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Kanada ve Rusya’da arttı. artmıştır. G20 ülkelerinin enerji verimliliği 1990’dan bu yana arttı, ancak yıllık verimlilik kazançlarında yavaşlama görülüyor.
Elektrik: Hindistan şu anda yenilenebilir enerjiye en çok yatırım yapan ülke, Almanya ve Brezilya ise G20 ülkeleri arasında uzun vadeli yenilenebilir enerji stratejilerine sahip yegane ülkeler. Brezilya yüzde 82,5’lik yenilenebilir enerji oranı ile lider konumda, Güney Kore, Güney Afrika ve Suudi Arabistan ise yalnızca yüzde 0-5’lik oranlarla bu alanda en fazla geride kalan ülkeler. ABD, Avustralya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan, Japonya, Meksika, Rusya ve Türkiye’de kömürden çıkış planına ihtiyaç var. Endonezya ve Türkiye elektrik üretimi için daha fazla kömür yakıyor –2018 yılı elektrik üretimi emisyonları en fazla bu iki ülkede arttı. Fransa, Birleşik Krallık ve Brezilya, 2018’de fosil yakıta dayalı elektrik üretiminden uzaklaşarak enerji sektöründeki emisyonlarını önemli ölçüde azalttı.
Ulaşım: Birleşik Krallık, Fransa, Japonya ve Kanada fosil yakıtlı araçların satışının yasaklanmasına öncülük ediyor. Çin, bir yıl içerisinde elektrikli araç payını neredeyse iki katına çıkardı ve en iddialı toplu taşımacılığa yöneltme politikalarına sahip. ABD (Hindistan’ın 24 katı kadar), Kanada ve Avustralya kişi başına en yüksek nakliye emisyonuna sahiptir. G20 havacılık emisyonları, kişi başına en yüksek uçuş emisyonuna sahip Avustralya, ABD ve Birleşik Krallık’ın emisyonlarıyla birlikte hızla artıyor.
Binalar: 2018 yılında ABD, Avustralya ve Suudi Arabistan, elektrik üretiminden kaynaklı emisyonlar dahil olmak üzere, kişi başına en yüksek bina emisyonuna sahipti. Bununla birlikte, bu sektördeki emisyonları önemli ölçüde azaltmak için iddialı politikalara da sahip değiller. AB ülkeleri, sıfır enerjili yeni binalar için 1,5 derece hedefiyle uyumlu stratejiler ile bu alanda başı çekiyor. AB, Almanya ve Fransa, uzun vadeli bina yenileme stratejilerine sahip olan yegane G20 üyeleri, ancak halihazırdaki yıllık bina yenileme oranı 1,5C derece patikası için yeterli değil.
Sanayi: Rusya, Hindistan ve Çin en yoğun sanayi sektörü emisyonlarına sahip ülkeler. Bununla birlikte, Hindistan ve Çin en ilerici enerji verimliliği politikalarına sahip G20 ülkeleri arasında.
Tarım ve arazi kullanımı: 2016 yılında, G20 ülkelerinin tarım kaynaklı sera gazı emisyonları yüzde 0,4 kadar azaldı. Hayvancılık, G20 ülkelerinin tarımsal emisyonların yüzde 40’ını oluşturuyor ve de ormanların otlak ve meralara dönüşmesiyle dolaylı olarak emisyonlara neden oluyor. Arjantin, Brezilya ve Endonezya’nın ormansızlaşmanın azaltılması veya ağaçlandırmanın desteklenmesine yönelik bazı politikalara sahip olsalar, Avustralya ve Kanada’da bu alanda hiçbir politika yok. Uzun vadeli ormansızlaşma politikalarında, Hindistan, Çin ve Meksika üst sıralarda yer alıyor.
Finansman
Finansal politikalar ve düzenlemeler: Tüm G20 ülkeleri yeşil finansman prensiplerini tartışmaya başladı ancak esas öncülük yapanlar gelişmekte olan ekonomiler. Brezilya ve Fransa, iklimle bağlantılı zorunlu beyan koşulu getiren yegane G20 ülkeleri; Endonezya ise, iklimle bağlantılı risk değerlendirmesinin finansal kuruluşlar tarafından yapılması zorunluluğu gerektiren tek G20 ülkesidir. Hem Hindistan hem de Çin’de, ticari bankalara yeşil kredileri teşvik etme zorunluluğu getiren politikalar uygulanıyor.
Finans politikası: Suudi Arabistan dışındaki G20 ülkeleri, 2017 yılında yaklaşık olarak 127 milyar ABD doları kömür, petrol ve doğal gaz sübvansiyonu sağladılar. (Suudi Arabistan için karşılaştırılabilir veri yok). Bu rakam, 2013 yılında fosil yakıt sübvansiyonları 248 milyar ABD doları idi. Bu düşüşe, kısmen de olsa 2013-2107 yılları arasında petrol, gaz ve kömür fiyatlarındaki düşüşle ilişkili. Bazı ülkelerde doğal gaz altyapısı ve üretimine sağlanan sübvansiyonlar arttı. Kanada, Arjantin ve Endonezya, son yıllarda fosil yakıt teşvik veya sübvansiyonlarını azaltarak milyarlarca dolar tasarruf sağlayan ülkeler arasında.
G20 ülkelerinin CO2 emisyonlarının yaklaşık % 70’i fiyatlandırılmıyor veya altında fiyatlandırılıyor. Rusya ve ardından Endonezya, Brezilya ve Çin en yüksek karbon fiyat açığına sahip ülkeler. Bununla birlikte, belirgin karbon fiyatlandırma planları uygulamaya geçirmiş ya da uygulamaya koyma aşamasında olan G20 ülkelerinin sayısı artıyor. 2018-2019 dönemimde Güney Afrika ve Arjantin de karbon fiyatlandırma uygulamasını hayata geçirdi.
Kamu finansmanı: 2016-2017 yıllarında, G20 ülkelerindeki kamu kuruluşları uluslararası düzeyde yılda ortalama 17 milyar ABD doları değerinde, yurtiçi düzeyinde ise yılda ortalama 11 milyar ABD doları değerinde kömür ve kömürlü termik santral finansmanı sağlamaya devam ettiler.
Kömür finansmanının sona erdirilmesi, Paris hedeflerine ulaşmanın en önemli adımlardan biri. Kendi ülkeleri dışındaki ülkelere en fazla finansman sağlayan G20 ülkeleri Çin, Japonya ve Güney Kore. ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Fransa, ve Kanada kamu finans kurumları tarafından kömüre finansman sağlanmasına kısıtlama uyguluyor.
Sarp ALTINEL / Enerji Gazetesi – sarp.altinel@enerjigazetesi.ist