İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) işbirliği ile 4 Mayıs 2023 günü “Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Semineri” düzenlendi.
Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda İSO Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi Canpolat’ın ev sahipliğinde gerçekleşen seminere, GENSED Asbaşkanı Tolga Murat Özdemir ile birlikte GENSED Yönetim Kurulu üyeleri de katıldı.
Vehbi Canpolat, seminerin açılış konuşmasını yaparak şunları söyledi:
“Ülkemiz açısından değerlendirdiğimizde, OECD ülkeleri arasında son yirmi yılda enerji talebinin en hızlı arttığı ülkeyiz. Enerji talebimiz artarken 2053 için Net Sıfır hedefi veren ülkemizin, karbon emisyonlarının sebebi sayılan fosil kaynaklı enerji tüketimini azaltması gerektiği aşikar.
Hem iklim değişikliği ile mücadelede hem de dışa bağımlılığın azaltılması noktasında yenilenebilir enerjinin payının artması gerekmektedir. Türkiye zengin yenilenebilir enerji potansiyeli sayesinde enerji bağımsızlığına ulaşmada önemli bir avantaja sahip. Bugün ele alacağımız güneş enerjisinden örnek vermek gerekirse, ülkemiz tüm Avrupa’da İber Yarımadasından sonra en iyi güneşlenme verilerine sahip. Şimdi sormamız gereken soru, bu potansiyeli yeterince kullanabiliyor muyuz?”
Vehbi Canpolat’ın ardından açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen GENSED Asbaşkanı Tolga Murat Özdemir şunları söyledi:
“Dünya olarak önemli bir dönüşümün içerisindeyiz. Yakın bir gelecekte elektrikli araçlar hepimizin hayatına girecek ve bu araçların elektriği nereden temin edilecek? Fosil yakıtlarla bunu sağlayamazsınız çünkü o zaman karbon emisyonunu azaltamamış olacaksınız. Bu noktada güneş, rüzgar ve yenilebilir enerji hayatımıza daha çok girecek, bunu düşünmemiz gerekiyor.
3-5 yıl sonra bu alana yönelik finansal imkanlarla birlikte neredeyse her evin çatısında güneşten elektrik üretip, üretilen bu elektrikle araçları şarj edebilecek noktaya doğru gideceğiz. Dönüşümün bu şekilde ilerlemesini umuyoruz. Dünyada karbon emisyonunun yüzde 75’i enerjiden kaynaklı işte bu nedenle elektriğin yeşil dönüşümü çok önemli bir mesele olarak karşımıza çıkıyor.”
Etkinlik açılış konuşmalarının ardından GENSED Genel Sekreteri Hakan Erkan moderatörlüğünde gerçekleşen Güneş Enerjisi Oturumu, Enerji Depolama Oturumu ve Finans ve Mevzuat Oturumu başlıklarında düzenlenen paneller ile devam etti.
Hakan Erkan konuşmasına kurucu üyesi olduğu GENSED hakkında bilgi vererek başladı ve dernek olarak enerji depolamaya verdikleri önemi altını çizerken, güneş enerjisi ile enerji depolama teknolojilerinin birleşiminin geleceğin en büyük enerji oyuncusu olacağını söyledi.
Erkan konuşmasını güneş enerjisi ve yenilenebilir enerji yatırımlarını ilgilendiren son mevzuat değişiklikleri hakkında bilgi vererek sürdürdü.
Erkan konuşmasını, iş dünyasından çok sayıda firmanın temsilcisinden oluşan katılımcıları 31 Ağustos – 2 Eylül arasında, GENSED’in de çözüm ortağı olarak destek verdiği sektörün ilk güneş enerjisi ve depolama birlikte yer alacağı Solar Storage NX fuarına davet ederek sonlandırdı.
“Yeşil finansmanı teşvik edecek düzenlemeler geliştirilmeli”Toplantının Finans ve Mevzuat başlıklı panelinde konuşan YEYKAD Kurucu Üyesi ve Sürdürülebilir Finans Danışmanı Seyran Hatipoğlu enerji yatırımlarının finansmanındaki gelişmelere dikkat çekerken, özellikle yenilenebilir enerji gibi yeşil projelerin finansmanın artırılması için yapılması gerekenlere dikkat çekti.
Konuşmasında dünyada şimdiye kadar enerji yatırımları için beş trilyon dolarlık finansman sağlanmak ile birlikte bu rakamın yeterli olmadığını vurgulayan Hatipoğlu, 4-5 trilyon dolarlık bölümü 2030’a kadar olmak üzere, yeni enerji yatırımları için şimdiye kadar sağlananın toplam finansmanın en az 5 katı kadar kaynağa ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye’deki mevduat bankaları tarafından sağlanan toplam finansman için yeşil finansmanın payının halihazırda %30-35 oranında olduğu bilgisini de veren Hatipoğlu, finans kuruluşlarının öz tüketime yönelik çatı üstü güneş enerjisi projeleri için şimdiye kadar ciddi miktarda finansman sağladığını ve bu alanın kuruluşlar tarafından çok iyi öğrenildiğini de sözlerine ekledi.
Enerji depolamanın finans kuruluşları için yeni bir alan olmak ile birlikte bu kuruluşlara projelerin gelmeye başladığını da dile getirirken Seyran Hatipoğlu, bununla birlikte henüz çok fazla birikmiş bir proje stoğu olmadığını, faiz ve kurların netleşmesi ile birlikte bu projelere yönelik kredi piyasasının önünün de açılacağını kaydetti.
Türkiye’nin yakın zamanda gerçekleştirdiği yeşil tahvil ihracının da çok olumlu şekilde sonuçlandığı değerlendirmesinde bulunan Hatipoğlu, yeşil tahvillerden gelen kaynakların hibe ve teşvikler yolu ile yeşil finansman çalışmalarına aktarılması ile bankalara getirilen menkul kıymet ayırma zorunluluğu gibi alanlarda yeşil finansmanın istisna tutulmasının da sektöre kullandırılabilecek kredilerinin artmasını ve finansman maliyetlerinin düşmesini sağlayabileceğini de savundu.
“Enerji depolamanın pazarının açıldığını söyleyebiliriz”
Panelin diğer konuşmacısı Yenilenebilir Enerji Finans Danışmanı Başar Yılmaz da konuşmasında, hafta başında yayımlanan yeni YEKDEM düzenlemesine atıf yaparak, enerji depolama projelerinin finanse edilebilirlik açısından 2019 yılındaki çatı üstü güneş enerjisi projeleri ile paralel bir noktaya geldiği değerlendirmesini paylaştı.
Başar Yılmaz konuşmasında 2019 yılında, leasing sektöründe görev aldığı dönemde çatı üstü GES projelerinin döneminin başladığını söylediğini bunun da bu dönemde taslak yönetmelik ile de olsa öngörülebilirliğin sağlanmasını sayesinde olduğunu ifade etti.
Bu gelişmeler sonrası öz tüketime yönelik güneş enerjisi projeleri için yaptıkları matematiksel modelde birçok belirsiz bileşen olduğunu, bunların başında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enerji fiyatlarının geldiğini dile getiren Başar Yılmaz, buna karşın gelinen noktada bu projeler için alım garantisinin dahil edilmeden, yalnızca piyasa koşullarının baz alınarak yapılan modellemelerde bile yatırımların finanse edilebilir duruma geldiğini ifade etti.
Halihazırda enerji depolama projelerinin 2019’daki çatı üstü GES projeleri ile benzer bir noktada olduğunu dile getiren Başar Yılmaz, düzenlemeler sayesinde bu projeler için henüz tam bir nakit akış modeli oluşturulamamak ile birlikte yatırımcıların finans kuruluşlarına taslak olarak sunabileceği, anlatılabilir bir modelin oluşabildiğine vurgu yaptı.
Başar Yılmaz bu etkenlerden dolayı 2019’da taslak bir yönetmelik sayesinde çatı pazarının açıldığının öngörülebildiği gibi bugün de enerji depolama uygulamaları pazarının açıldığının söylenebileceğini ifade etti.