Ernst& Young’ın “Yenilenebilir Enerji Ülke Çekicilik Endeksi” raporuna göre,toplam enerji içerisinde yenilenebilir enerjinin payı 2013’te önemli derecede artacak. Raporda Güney Afrika, Fas ve Şili temiz enerjinin yükselen yıldızı olarak gösterilirken, Türkiye ise yenilenebilir enerji yatırımları içerisinde Batı’ya açılan kapı olarak gösteriliyor.
Uluslararası denetim ve danışmanlık firması Ernst & Young, “Yenilenebilir Enerji Ülke Çekicilik Endeksleri” raporununyeni sayısını yayınladı. İçinde Türkiye’nin de yer aldığı raporda, 40 ülkenin ulusal yenilenebilir enerji piyasası, yenilenebilir enerji altyapısı ve farklı teknolojilere uygunluk kriterlerine göre notları yer alıyor.
Yenilenebilir Enerji Endeksi sıralamasında,yenilenebilir enerji yatırımlarında bölgedeki dinamo olmaya aday olan Türkiye,26’ıncı sırada yer alıyor. Türkiye, Ernst & Young’ın rüzgar enerjisi endeksinde 28’inci, güneş enerjisi endeksinde ise 22’inci sırada yer alıyor. Çin’in 2013 kapasite hedeflerini ve ülke dışı yatırım stratejisindeki artışı açıklamasının ardından Çin üst konumdaki yerini koruyor. Çin’i sırasıyla Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Fransa takip ediyor.
Güneş enerjisi yatırımcıları Batı’ya Türkiye üzerinden adım atmayı planlıyor.
China Sun Enerji’nin Çin’den sonra en büyük ikinci üretim tesisi konumundaki Tuzla’da yapılması planlanan tesis ile Türkiye’nin güneş paneli ticaretinde Batı’ya açılmada köprü görevi göreceği öngörülüyor.
Türkiye var olan yenilenebilir enerji potansiyelinden tam olarakyararlanamıyor.
Türkiye’nin yenilenebilir enerjilere yönelik uygulamalarını değerlendiren Ernst & Young Enerji sektörü lideri Ethem Kutucular, “Türkiye’nin enerji ithalatı 2012 yılında, 2011 yılına göre %17.8 büyüyerek 29 milyar 351.5 milyon dolara ulaştı ve Türkiye enerjide dışa olan bağımlılığını azaltmak adına yeni enerji politikalarını gündemine aldı. Bu anlamda 2023 vizyonuna bağlı olarak toplam enerji tüketiminin yüzde 30’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması hedefleniyor.
Yeni düzenlemelerle birlikte toplam enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerjinin payı üst seviyelere çıkarılmaya çalışılsa da, Türkiye var olan yenilenebilir enerji potansiyelinden tam olarak yararlanamıyor” dedi.
2023 yılına kadar Türkiye’nin toplam enerji talebinin %30’unu yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılaması için:
· Teşvikler arttırılmalı. Yenilenebilir enerji,özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi konusunda verilen teşvikler Avrupa ülkelerine kıyasla çok düşük. Güneş santrallerinin halen yüksek olan yatırım maliyetleri ve mevcut yasal düzenlemeler yatırımcıları teşvik etmek için yeterli değil.
· Türkiye, yenilenebilir enerjiyle ilgili küresel oluşumların yanı sıra, bölgesel girişimlerin oluşturulmasında etkin rol oynamalı ve bu işbirliği süreçlerine etkin katılım sağlamalı.
Tüketici tercihleri yenilenebilir enerjilere yönelik yatırımları teşvik edecek
Rapora göre, tüketicilerin aldığı ürünün hangi enerji kaynağıyla üretildiğine yönelik tutumları, şirketleri daha sürdürülebilir enerji üretimine yönlendirecek ve yenilenebilirenerji politikalarının ve piyasasının geliştirilmesinde önemli rol oynayacak.
Ernst & Young’ın güncel tahminlerine göre gelecek on yıl içerisinde yenilenebilir enerjiye yönelik altı piyasa; Endonezya, Yeni Zelanda, ABD, Kenya, Filipinler ve Meksika % 78 oranında bir gelişme gösterecek. Endonezya’nın 6.4 GW’lık toplam enerjisinin %28′ini yenilenebilir enerjiden sağlamasıyla en aktif piyasa olması bekleniyor. Aynı zamanda Japonya, Etiyopya, Türkiye ve Latin Amerika bölgelerindeki pazarlarındaönemli ölçüde bir büyüme göstereceği öngörülüyor.
Raporada, global temiz enerji yatırımı,2011′de 268.7 milyar dolarlık rekor seviyeye göre 2012′de %11 oranında düşüş gösterdiğine dikkat çekiliyor. Toplam yatırımlar içerisinde sadece Çin, Avusturalya ve Meksika’da artış görülüyor. Global ekonomik krizin zorluklarına rağmen 2013 için daha pozitif bir hava öngörülüyor.
2012’de en büyük yeni yatırım oranlarının görüldüğü güneş enerjisi, 2013’te küresel piyasa genelindeki ticari korumacılık önlemlerini ve fiyatları düşürecek. Global rüzgar enerji sektörü 2012 boyuncadüşüş gösterirken, 2013′te deniz aşırı rüzgar enerjisi yatırımları ve işlemlerindeise önemli bir büyüme olacağı öngörülüyor.
Rapora göre, yenilenebilir enerji teknolojisi maliyetlerinin azalması; enerji güvenliği ve enerji fiyatları esnekliği gibi kurumsal riskleri yönetme ihtiyaçları, küresel düzeyde yenilenebilir enerji stratejileri geliştirmek ve uygulamak için daha fazla şirketi harekete geçirecek.
Kaynak: Alternatif Enerji