Türkiye Güneş paneli üretim üssüne dönüşürken bu panellerin istenilen verime ve dayanıklılığa sahip olması, santral projelerinin verimli bir şekilde işlemesi için akredite bir denetime ve belgelendirmeye ihtiyaç duyuluyor. Küresel ölçekte güçlü bir belgelendirme kuruluşu olan TÜV AUSTRIA TURK, panelleri ve santralleri belgelendirirken yenilenebilir enerji sektörünün verimliliğine katkı sağlıyor.
Jeopolitik gelişmelerin ülkelerin arz güvenliğine yarattığı tehditler, iklim krizinin yıkıcı etkileri, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgiyi daha da artırıyor. Solar Power Europe’un geçtiğimiz Haziran ayında açıkladığı ‘Güneş Enerjisi Küresel Piyasa Görünümü 2023-2027’ raporuna göre, geçtiğimiz yıl küresel ölçekte elektrik üretimi 1040 teravatsaatten 1289 teravatsaate yükseldi. Yine aynı rapora göre 2027 yılına kadar dünya genelinde 800 gigavat büyüklüğünde yeni güneş santralleri devreye girecek. Türkiye’de de son yıllarda artan güneş santrali yatırımları sayesinde toplam kurulu güç 10 bin megavat (MW) büyüklüğe yaklaşmış durumda. Özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Vergisi Düzenlemesi nedeniyle şirketlerin karbon emisyonlarını azaltmak için güneş santralleri yatırımlarına yönelmesi, kurulu güneş santrali gücünü hızlı bir şekilde artıracak gibi görünüyor. Türkiye santral yatırımlarının yanı sıra güneş paneli üretimiyle de
40 MİLYON DOLARA KURULAN BİR SANTRAL İŞLEVSİZ HALE GELEBİLİYOR
Güneş santrallerinin verimli çalışması panellerin dayanaklılığı, güvenliği ve performansının yanı sıra santrali oluşturan bütün parçaların birbiriyle uyumlu olmasında geçiyor. Panellerin istenilen standartlarda olabilmesi için çok sayıda testten geçmesi ve belgelendirilmesi büyük önem taşıyor. Her ne kadar bir güneş paneli küçük görünse de bu panellerin testlerinin maliyetli bir iş olduğuna dikkat çeken Müge Okumuş, “Türkiye’den panel ihracatı yapmak istiyorsanız bütün bu testlerin yapılıp belgelendirilmesi gerekiyor. Güneş santrali yatırımcıları Dünya Bankası, EBRD gibi kuruluşlardan kredi alabilmesi için de bu belgelere ihtiyaç duyuyor. Uluslararası akredite güçlü bir şirket olarak belgelendirmede çözüm ortağı oluyoruz diyor ve ekliyor: “Bir endüstri tesisi için 10 MW büyüklüğündeki güneş santrali 6-7 milyon dolara mal oluyor. Bu santrali kurulması esnasında panellerde ya da sistemin bütününde yapılacak bir hata bütün bu yatırımın boşa çıkmasına neden oluyor. 40 milyon dolara mal olmuş bir santralin adeta çöp olduğunu gördük. Böyle bir durumda Santral inşa eden şirketle yatırımcı davalık oluyor. Ayrıca milli servet boşa harcanıyor. TÜV Austria olarak bu olumsuzlukların yaşanmaması için güneş enerji sistemlerinin belgelendirilmesi için çözüm ortağı olmak istiyoruz.”
YEŞİL HİDROJENLE İLGİLİ ALTYAPI ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR
Yenilenebilir enerji kaynaklarında elde edilen yeşil hidrojen yakın geleceğin en önemli yakıtı olacak. Başta ulaşım sektörü olmak üzere fosil yakıtların yerini alması beklenen yeşil hidrojen teknolojileri de hızlı gelişiyor. Güneşten sonra en önemli yenilenebilir enerji kaynağı olarak hidrojenin ön plana çıkacağını belirten Müge Okumuş, “TÜV AUSTRIA TURK olarak yeşil hidrojenle ilgili belgelendirme inceleme konusunda eğitimler veriyoruz ve bununla ilgili güçlü bir altyapı kuruyoruz. Yeşil hidrojenle ilgili belgelendirme konusunda da en önemli uluslararası belgelendirme kuruluşu olacağız” diyor.