Günümüz AB Emisyon Ticaret Sistemi ve Kapsamı

Avrupa Komisyonu (EC) 14 Temmuz 2021 tarihinde, Avrupa’nın 2050 yılına kadar karbon nötr olmasını hedefleyen bazı yasa tasarılarını kabul etti. Bu yasalar arasında Avrupa’nın 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını en az %55 oranında azaltmasına yönelik bir ara hedef (Fit for 55) de mevcut. Yasa paketinin içerisindeki en önemli çalışmalardan biri de Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (ETS – Emission Trading System) oldu.

Dilek AŞAN – Taksim Danışmanlık

AB ETS, bir “üst sınır ve ticaret” (cap and trade) ilkesine göre çalışıyor. Bu bağlamda, sistem kapsamındaki kuruluşlar tarafından her yıl salınabilecek belirli sera gazlarının toplam miktarı için mutlak bir limit (cap) belirleniyor. Bu üst sınır, toplam emisyonların düşmesi için zamanla azaltılıyor. Bu limitler dahilinde kuruluşlar, gerektiğinde birbirleriyle ticaret yapabilecekleri emisyon karşılıkları (emission allowance) satın alabiliyor.  Mevcut toplam karşılık sayısındaki sınırlar, bunların bir değere sahip olmasını; bu durum da AB ETS’nin tıpkı bir borsa gibi işlem görmesini sağlıyor.

AB ETS’nin Kapsamı

2005 yılında kurulan AB ETS, dünyanın ilk uluslararası emisyon ticaret sistemidir. Sistemin diğer ülkelerdeki emisyon ticaretinin gelişimine de ilham verdiğini söyleyebiliriz. Çok kapsamlı ve tutarlı bir çerçevesi olması, diğer ülkelerin de AB ETS’ye uymasını ve emisyon faaliyetlerini bu sisteme entegre edebilmesini sağlıyor.

AB ETS, yüksek düzeyde doğrulukla ölçülebilen, raporlanabilen ve doğrulanabilen emisyonlara odaklanan sektörleri ve sera gazı emisyonları kapsıyor. Bunları şöyle açıklayabiliriz:

– Karbondioksit (CO2);

—>Demir, alüminyum, metal, çimento, kireç, cam, seramik, kağıt hamuru, kağıt, karton, asit ve dökme organik kimyasalların üretimi, petrol rafinerileri ve çelik fabrikaları gibi çeşitli enerji yoğun sanayi sektörleri

—>elektrik ve ısı üretimi

—>Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) içindeki ticari havacılık sektörü (bu sektör için bazı kısıtlamalar mevcuttur)

– Perflorokarbonlar (PFC’ler); alüminyum üretiminden kaynaklanan emisyonlar

– Nitröz oksit (N2O); nitrik, adipik ve glioksilik asitler ve glioksal üretiminden kaynaklı emisyonlar

Tesisler, her yılın sonunda emisyonların tamamına karşılık gelen ödemeleri (allowance) yapmak zorunda. Aksi takdirde şirketler çok ciddi para cezaları alabilmektedir. Bir tesis emisyonlarını azaltması durumunda, gelecekteki ihtiyaçları için yedek karşılıkları tutabiliyor veya bu karşılıkları yetersiz olan başka bir tesise satabiliyor. Bu sistemle, emisyonların en az maliyetli olduğu yerlerden azaltılmasına olanak tanıyan bir esneklik sağlanabiliyor. Doğru, tutarlı ve şeffaf bir şekilde belirlenmiş karbon fiyatları; hükümetlerin ve şirketlerin ilgisini yenilikçi düşük karbon teknolojilerine yapılacak yatırımlara kaydırabiliyor.

Kapsama giren sektörlerdeki şirketlerin AB ETS’ye katılımı zorunludur. Ancak bazı durumlarda istisnalar söz konusu olabilmektedir. Örneğin;

– Bazı sektörlerde sadece belirli bir kapasitenin üzerindeki işletmeler ETS kapsamına girmektedir.

– Bazı küçük tesisler, emisyonlarını eşdeğer miktarda azaltacak birtakım mali veya teknik önlemleri uygulamaya koyması durumunda ETS’den muaf tutulabilmektedir.

– Havacılık sektörü özelinde AB ETS, 31 Aralık 2023 tarihine kadar sadece AEA içerisinde bulunan havalimanları arasındaki uçuşlar için geçerli olacaktır.

Avrupa karbon piyasasının yasal çerçevesi ETS direktifinde[1] belirtilmiştir. ETS, belirli ticaret aşamalarında çalışıyor. Halihazırda dördüncü ticaret aşamasına (2021-2030) giren ETS, sistemin kapsayıcı AB iklim politikası hedefleriyle uyumunu sürdürmek için çeşitli revizyonlardan geçmiştir. AB ETS‘nin 4. aşaması için belirlenmiş yasal çerçevesi, AB’nin 2030 emisyon azaltma hedefini desteklemek amacıyla gerekli emisyon azaltımlarını sağlamak için 2018’de revize edilmiştir. Bu revizyon, AB’nin Paris İklim Anlaşması’na sunduğu katkıların da bir parçası haline getirildi.

AB ETS Karbon Emisyonlarının Azaltılmasını Sağlıyor

AB ETS’nin, sera gazı emisyonlarını düşük maliyetli bir şekilde azaltmada etkili bir araç olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konmuştur. ETS kapsamındaki tesisler, 2005 ile 2019 yılları arasında emisyonları yaklaşık %35 oranında azaltmayı başardı. Piyasa İstikrar Rezervi’nin (Market Stability Reserve) oluşturulması, 2019’da daha yüksek ve daha sağlam karbon fiyatları ile sonuçlanmıştır. Bu da elektrik ve ısı üretiminde %14,9 ve sanayide %1,9 azalma ile 2019’da yıllık toplam emisyon azaltımının %9 olmasına yardımcı olmuştur. Bu emisyon azaltımlarının artarak devam edeceği öngörülüyor..

Avrupa Komisyonu, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde, Eylül 2020’de etki değerlendirmeli bir plan sundu. Bu plan, AB’nin net sera gazı emisyonu azaltma hedefini 2030 yılına kadar en az %55‘e çıkarıyor. Bu kapsamda, AB ETS’nin gözden geçirilmesi ve kapsamının genişletilmesi dahil olmak üzere %55 hedefinin gerçekleştirilmesini sağlamak için yeni yasa teklifleri sunulabilir. Yani AB ETS’nin durağan bir yapıda olmadığını, dünyadaki mevcut gelişmelere göre ayarlanabilecek dinamil bir yapısının bulunduğunu da söylemek mümkün.

[1] Avrupa Birliği içinde sera gazı emisyonu ticareti için bir sistem kuran ve 96/61/EC sayılı Avrupa Konseyi direktifini değiştiren, 2003/87/EC sayılı 13 Ekim 2003 tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi direktifi

Dilek AŞAN – Taksim Danışmanlık / dilek@taksimdanismanlik.com – www.dilekasan.com

Avrupa Birliği Emisyon Ticaret SistemiAvrupa Komisyonu (EC)Avrupa Yeşil MutabakatıDilek Aşandüşük karbon teknolojileriEmission Trading Systememisyon azaltımıemisyonları azaltmakETSkarbon nötrkarbon piyasası haberlerilimit (cap)Market Stability Reservepara cezalarıPiyasa İstikrar Rezervisera gazı emisyonlarısürdürülebilirlikTaksim danışmanlıkuluslararası emisyon ticaret sistemiverimli enerji kullanımı
Yorumlar (0)
Yorum Ekle