Hayatın ciddiye alınmayacak kadar, dolu olmaması ve herkesin kendi bacağından asılması. İşte bu bizlere bir derstir aslında…
Tabi ki özlü sözler ve akıl hocalarımız vardır kendimize göre, ancak bizim çıkardığımız ders ve uygulama şekillerimiz bizi güncel ve aslında bilgili, tecrübeli yapar.
Belki de ne kadar yaşımızın geçtiğine bağlıdır. Ama meşgul olmak işte, bir alın terine hamt etmek. Neden yetiştiriliş tarzımıza bağlı olalım ki? Belki de kötü yetiştirilen bir insanın farklı bir yola başvurması da mümkün. Ama bu imtihanı vermek o kadar kolay olmayacak. İlk önce ben varım demeyi öğrenmek gerek. Yalnızca bir defa bunu söyleyebilmenin rahatlığı ve bu yolda dökülen alın terinin sıcaklığı. İnsana verilen neşenin, üzüntünün ve korkunun maalesef böyle saçma ama etkili bir yanı vardır.
İşte bu etki sonraları bir depreme dönüşür bir hortum gibi felaketlere dönüşen bu güç, iyi hissetmenin de ötesine geçer. Eğitimini her açıdan tamamlamamış bir insan bunu hissedemez bile. Yani anlamlandıramayacağımız şeyleri bize bir şekilde anlattırıyor hayat…
Muhammet Alperen ERTAŞ – Kişisel Gelişim / Psikoloji – Ar-Ge İnceleme Editörü – alperen.ertas@enerjigazetesi.ist
Kaynak: Güçlü Psikoloji