Hayatımızın Parçası Olacak Nükleer Hakkında Bilmeniz Gerekenler!

Türkiye’nin, Rus ROSATOM’un yapacağı ilk santralle, 31 ülkenin dahil olduğu nükleer kulübüne 2019 yılında girmesi bekleniyor. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından olumlu olan bu gelişmenin güvenlik boyutu hepimizi ilgilendiriyor.

Nükleer güvenlik ve Türkiye yansımaları, Ekonomik ve Dış Araştırmalar Merkezi EDAM’ın düzenlediği bir toplantıda masaya yatırıldı. EDAM Başkanı Sinan Ülgen moderatörlüğünde Kadir Has Üniversitesinde Salı günü düzenlenen toplantıya Steven Miller, Robert Rosner gibi dünyanın önde gelen nükleer uzmanları; İlter Turan, Prof.Dr Nurşin Güney gibi Türk bilim insanları ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Zafer Alper katıldı.

Fukushima’nın Gösterdikleri

11 Mart 2011’de Japonya’nın açıklarında yaşanan 9 şiddetindeki deprem sonrası oluşan tsunami Fukushima’da bulunan nükleer santralin zarar görmesine neden oldu. Yaşanan bir seri patlama sonrası santralde nükleer sızıntı yaşandı ve Çernobil’den sonraki en büyük nükleer vaka yaşandı.

University of Chicago Fizik Profesörü Robert Rosner, sunumunda neyin yanlış gittiğini ve ne gibi dersler çıkartılması gerektiğini anlattı.

Fukushima’nın etrafını çeviren duvar, tsunami dalgasını durdurmayınca, deniz suyu reaktöre doğru ilerledi. Acil durumda devreye girmesi gereken jeneratörler ise santralle, duvar arasında bulunuyordu. Bu yüzden dalgalar önce acil durum jeneratörlerini vurdu. Jenaratör valflerinin suyu geçirmesi sonucunda da devre dışı kaldı. Yani acil durumda çalışması gereken sistemler, acil durum daha oluşmadan devre dışı kaldı.

Fukushima’da bulunan mühendisler durumun ciddiyetini anlayıp, reaktöre deniz suyu basmak istediler. Böylece nükleer tepkimeyi durdurmak başka bir deyişle santralin fişini çekmek istediler. Ancak santrali işleten Tokyo Elektrik Şirketi TEPCO’nun merkezinde bulunan yetkililer bu fikre karşı çıktı. Çünkü santrala tuzlu su basılması reaktörlerin bir daha kullanılamaz hale gelmesine neden olacaktı. Durumun önemini anlayamayan şirket yöneticileri milyarlarca dolarlık zarar anlamına gelecek bu kararı almayınca, reaktörde daha sonra meydana gelen patlamaların da etkisiyle radyasyon sızıntısı yaşandı. 300 bin kişi bölgeden tahliye edildi.

Nükleer Enerjide İlk Güvenlik Sınavı: Teknoloji

Rosner’ın sunumunda, nükleer santrallerden güvenli elektrik enerji elde edilmesi için gereken ilk birleşen doğru teknolojinin kullanılmasının önemi. Santrallerin yapısının, dizaynının ve ekipmanların kusursuz olması kritik bir önem taşıyor.

Nükleer Enerjide İkinci Güvenlik Sınavı: Organizasyon

Seçilen teknoloji yanında, bu ekipmanları kullanacak personelin eğitilmesi güvenlik için hayati önem taşıyor. Personelin yüksek derecede teknolojik bilgiye sahip olması gerekiyor. Fukushima’nın da gösterdiği üzere santralde çalışanların, kritik kararlarda müdahale yetkisi verilmesi de şart.

Denklemin bir ucunda ise bağımsız denetim yer alıyor. Santralde güvenliğin sağlanması için düzenli bakımların yapıldığının denetimi, acil durum tatbikatlarının yapılması sorunsuz süreçlerin anahtarı.

Donanmaların Nükleer Filoları

Nükleer uzmanlar, teknoloji ve organizasyon konusunda yeterli önlemler alındığında pürüzsüz sonuçlar alınabileceğinin canlı örneği olarak ABD, Fransa ve Rusya’nın nükleer enerji kullanan donanmalarını gösteriyorlar. Yüzlerce denizaltı ve onlarca uçak gemisinde bugüne kadar ciddi bir vaka yaşanmamasını teknoloji ve organizasyon düzenlemesinin doğru yapıldığında güvenli elektrik üretilebileceğinin delili olarak gösteriliyor.

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ>>>

Kaynak: Enerji Enstitüsü

akkuyu NGSDonanmaların nükleer filolarıenerji kaynaklarının çeşitlendirilmesifukushimanükleer enerjiRosatomteknoloji
Yorumlar (0)
Yorum Ekle