Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) çıkardığı petrolün dörtte birini “iyi niyet jesti” olarak Irak milli petrol şirketi (SOMO) üzerinden geçici satma kararı, uzmanlar tarafından ABD’nin baskısının sonucu olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de 30 Mart’ta yapılacak yerel, Irak’ta da 30 Nisan’da gerçekleştirilecek genel seçimler sonrasında tablonun değişebileceği belirtiliyor.
IKBY, petrol krizini çözmek için 1 Nisan’dan itibaren ihraç ettiği günlük petrolün 100 bin varilini merkezi Bağdat hükümetine verme kararı aldı. IKBY, bu girişim için herhangi bir şart öne sürmedi. Şimdilik petrol, SOMO üzerinden ihraç edilecek ve gelir New York’taki Irak Kalkınma Fonu’nda toplanarak Bağdat’a teslim edilecek. Kalıcı çözüm için müzakerelerse de
Kararın arkasında yatan nedenleri ve olası sonuçları Türk, Kürt ve Amerikan uzmanlara göre, iki ülkenin seçimleri sonrasında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, yeniden petrolü kendi satma girişiminde bulunabilir ve gelir Türk bankasına yatırılabilir.
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Irak uzmanı Ali Semin, kararın ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Bağdat Büyükelçisi Stephen Beecroft’un son bir haftadır yoğunlaşan arabuluculuk çabaları sonucu olduğunu söyledi.
“ABD’nin amacı, petrol satışından elde edilecek gelirin, Türk değil, Amerikan bankasında toplanması” diyen Semin, kararın Biden’ın 20 Mart’ta IKBY Başkanı Mesud Barzani’yle telefon konuşmasının ardından alındığına dikkati çekti.
Semin, diğer önemli faktörün de IKBY’nin yaşadığı ekonomik sorun olduğunu, bütçe kesintisi nedeniyle memur maaşlarının dahi ödenemediğini ifade etti ve “Bağdat, bütçeyi baskı aracı olarak kullandı. Bağdat’ın ısrarcı tavrı da ABD’nin net tutumundan kaynaklandı” diye konuştu.
Irak genel seçimlerinin 30 Nisan’da yapılacağını hatırlatan Semin, IKBY’nin bu belirsizlik ortamında uzlaşmacı tavır sergilemeyi seçtiği yorumunu yaptı.
“Türkiye için büyük kazanım”
Semin, karar da Türkiye’nin Irak anayasası gereğince Bağdat’ın onayı olmadan Ceyhan’da biriken petrolün satılmayacağı konusundaki net tavrının da etkili olduğunu vurgulayarak, “Dikkat ederseniz bu karar, geçen hafta IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Türkiye ziyaretinden sonra alındı” dedi.
Semin, kararın Erbil-Bağdat-Ankara üçlüsü açısından memnun edici bir orta yol olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:
“Türkiye için büyük kazanım. Daha önce kriz haline getirilen petrol konusuyla Türkiye de krize taraf edilmeye çalışılmıştı. Şunu açıkça söylemeliyim ki IKBY’nin Türkiye’den başka yaklaşacağı ülke yok. Barzani son zamanlarda çok sıklaştırdı ziyaretleri. Siyasi ve ekonomik ilişkilerde entegrasyon söz konusu.”
Ceyhan’da birikerek 1,5 milyon varile yaklaşan petrol için de zaman içinde kolaylık sağlanacağını, 100 bin varille başlaması planlanan satışın da zamanla artacağını öne süren Semin, “Bu meselede tek çözüm, Kuzey Irak’ın tüm petrolünün Bağdat üzerinden ihraç edilmesi ve bölgenin bütçedeki yüzde 17′lik payının da artırılması olacaktır” ifadesini kullandı.
“Seçimlerden sonra tablo değişebilir”
Erbilli enerji uzmanı Şivan Zülal de kararın geçici ve “sallantıda” olduğunu söyledi.
“Daha önce de Bağdat’la benzer şekilde anlaşılmıştı ama sonuç alınamadı. Yine aynısı olabilir” diyen Zülal, karardan Türkiye’nin olumsuz etkilenmeyeceğini, transit ülke olarak kazanç sağlayacağını belirtti.
Zülal, ayrıca Türkiye’de 30 Mart yerel seçimleri sonrasında AK Parti hükümetinin kararlılığını sürdürmesi halinde, IKBY’nin çıkardığı petrolü kendi petrol şirketi (KOMO) üzerinden satıp direkt gelir elde etmesinin, gelirin de Türk bankasına yatırılmasının yeniden gündeme gelebileceğini kaydetti.
Missouri Devlet Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Dr. David Romano da bu geçici anlaşmanın Maliki’nin seçmenlerinin gözünde zafer kazanmak için uyguladığı bütçe baskısının sonucu olduğunu söyledi.
“Karar, Kürtler için de zafer” diyen Romano, birkaç yıl önce Bağdat’ın Erbil’in uluslararası petrol şirketleriyle yaptığı anlaşmalara bile karşı olduğunu, şimdiyse Kuzey Irak’tan çıkan petrolü kendi hattından satmayı kabul etmesinin o anlaşmalara da onay vermesi anlamına geldiğini anlattı. Romano, şöyle devam etti:
“Kürtlerin şimdi petrolden elde edecekleri kazanca ihtiyaçları var. Seçimlere kadar bu para onları idare eder. Seçim geçince, yani Maliki, seçmenlere değil, hükümet kurmak için Kürt partilerine ihtiyaç duyduğunda Kürtler, kendi petrollerini satmak için tavizler koparabilirler.”
Kaynak: Haberciniz